Translation of "このような" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "このような" in a sentence and their turkish translations:

このようなTEDトークでは

bu tarz TED konuşmalarında,

このような考え方は

Bu ifadenin kullanımının doksanlı yılların

このようなシーンを見た時に

Düşünceler, anılar ve hikâyeler.

このような多次元分析には

Bu tür çok ölçekli, çok boyutlu bir keşif

このようなスラム街は市の恥だ。

Bu gecekondular kent için bir yüz karasıdır.

このような問題は扱いにくい。

Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur.

このような問題の前例はない。

Böyle bir durum için emsal yok.

なぜこのような科目を選んだの?

Niçin öyle bir konu seçtin?

このような本を読んではだめだ。

Bunun gibi bir kitabı okuma.

このような本は彼には難しすぎる。

Böylesine kitaplar onun için çok zordur.

このような侮辱は我慢できません。

Böyle bir hakarete katlanamam.

学校がこのような場所になれるのは

Bu ise, öğrencilerimizin mutluluklarını, sorunlarını ve kaygılarını

このような基本的な問題を解決して—

Bu ön hazırlık sorularını geçtikten sonra

私はこのようなホテルではくつろげない。

Böyle bir otelde kendi evimdeymişim gibi hissedemem.

このような大規模な番組が実現します

bu kadar büyük programlar yapabilirsiniz.

このような小さな「ナッジ」が何百とあります

Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.

このような場合は“現在時制”を使います。

Böyle durumlarda "şimdiki zaman" kullanılır.

私はこのような扱いには慣れていない。

Böyle bir davranışa alışık değilim.

私は このような素晴らしい試みに参加し

Taze ve sağlıklı gıda üretimi sağlamak

このような訴訟で 何百万人もの命を救い

Şimdilerde buna benzer olaylar milyonlarca hayat

世界中で 数々の都市が このような施設を

Dünya genelinde, muazzam kaynaklarla

彼は毎日 このような 人気もない風景の中

Her gün, derin vadilerden ve izole alanlardan geçerek

私はこのようなカメラを買いたいと思います。

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.

このような習慣をあなたはやめるべきだ。

Bu uygulamayı kaldırman gerekir.

このようなことは時々起こることがある。

Bu tür şeyler zaman zaman olabilir.

そこでこのような問いに 向き合ってみると

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

私達は昔鬼ごっこのような遊びをよくした。

Biz elim sende gibi oyunlar oynardık.

このような義務があるなんて知らなかった。

Böyle bir görevi hiç bilmiyordum.

このようなシステムは 今や私たちの生活の一部です

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.

このような海の景色を見たことが ありますよね

Bu okyanus manzarasına aşina olduğunuzdan eminim,

‎このような場所を保護すれば ‎増え続けるだろう

Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.

彼らはこのような仕打ちに我慢できないだろう。

Böylesine bir muameleye katlanmazlar.

私には東京でこのような家を借りる余裕はない。

- Böyle bir evi Tokyo'da kiralamaya gücüm yetmez.
- Tokyo'da böyle bir ev kiralamaya bütçem elvermez.

このようなおもちゃは子どもに悪い影響がある。

Bu tür oyuncakların çocuklar üzerinde kötü bir etkisi var.

このネクタイはこのような場にふさわしくありません。

Bu kravat böyle bir durum için uygun değildir.

このような孤独を克服する 最初のステップが作られます

bu yalnızlık biçiminin üstesinden gelmesi için ilk adım atılmış oluyor.

このような市場が ウイルスの発生と どう関係しているのか?

Peki, bu pazarların koronavirüs salgını ile ne alakası var…

- このようなことが二度と起こらないようにしなければならない。
- 私たちはこのような事故の再発を防止しなければならない。

Bu tür bir olayın tekrarlanmasını önlemeliyiz.

人工照明の必要性を低減させるため このような光ファイバーを

Güneş ışığını doğrudan iletebilmek için

このようなサイの突進から 人は逃げ切れないと言います

insanların azgın bir gergedandan kurtulma şansı olmadığını söylüyor.

しかしこのような態度を 受け入れる訳にはいきません

Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz

このような間違いが二度と起こらないよう努力します。

Bu tür hataların gelecekte olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım.

このような状況に立たされたら、あなたはどうしますか?

Böyle bir durumda ne yaparsın?

このような事が起きているのは 中国だけではありません

Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.

私たちはこのような居留地から何を 学べるのでしょうか?

Peki bu tür yerleşim yerlerinden ne öğrenebiliriz?

このような状況が二度と起こるなんてあり得ないと思う。

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

このような若者を支援する仕事を始めて 何年か経ってから

Bu genç insanlarla birkaç yıl çalıştıktan sonra

このような遺伝子的な関係を持つ天体は 他にはありません

Diğer hiçbir gezegen cismi, aynı genetik ilişkiye sahip değil.

このような政治的な流れによって 広まった考え方のせいで

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

でもこのような砂漠では 見つけるのは難しい 少しゆるいな

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

このような原理に基づいて 電子レンジは設計されているのです

İşte bu mikrodalga fırının tasarlanmasındaki temel prensiptir.

従って このような論議が難しいのは 不思議ではありません

Bu konularda konuşmanın zor olmasına şaşmamalı.

科学が進歩すれば、このような問題は解決出来るようになる。

Bilim gelişirse bu tür sorunları çözebileceğiz.

常識のある人ならば、このようなことは決してしないだろう。

Sağduyu ile bir kişi, bu tür bir şeyi asla yapmaz.

私たちはこのような事故の再発を防止しなければならない。

Böyle bir kazanın yeniden olmasını önlemek zorundayız.

どうして私たちはそもそも このような行動をするのでしょう?

neden bu şekilde davrandığımız.

その医者はこのような非常事態に対処する方法を知っていた。

Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

文法的には正しいのですが、ネイティブはこのような言い方はしません。

Bu, dil bilgisi bakımından doğru ama anadilli biri bunu asla böyle söylemez.

適切な補給と防衛体制があればこのような城は 難攻不落である

Eğer düzgünce askerlendirilmiş ve ikmal edilmişse, bunun gibi bir kale ateşli silahlar devrine kadar

敵の眼前でこのような大規模移動を行うのは 非常に危険である

Bunun gibi düşmanın tam önünde gerçekleştirilen bir yeniden konuşlandırma yüksek riskliydi

科学や人間の好奇心や連帯ー このような分野にも当てはまります

Bilim, merak duygusu ve dayanışma için de geçerlidir.

このような順序でのレシピの考案は レシピ本出版社では普通見られません

Yiyecek yayıncısında bu normal bir beyin fırtınası süreci değildir.

このような犯罪は罰金および投獄又はそのいずれかで罰せられる。

Böyle bir suç ceza ve / veya hapis ile cezalandırılır.

このような土地管理の考え方は 決して急進的なものではありません

Bu tür bir toprak yönetimi köklü bir fikir değildir.

このような仕事で怖い顔をしたら、お客さんはいらっしゃらないでしょう。

Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

- このような言い争いはやめよう。
- こういう論争は終わりにしなければならない。

Bu şekilde bir ağız kavgasına son vermeliyiz.

‎このような光は ‎夜の海では珍しくない ‎海洋生物の4分の3が ‎発光する性質を持つ

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

このような問題を扱ったことがないので、彼らはどうしたらよいかわからないでいる。

Böyle bir soruna değinmeden, ne yapacaklarını bilmiyorlar.

軍備のためにこのような巨額の支出が可能かどうかという問題を考えてみる必要がある。

Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

- このようなミスは見逃しやすい。
- この種の間違いは見逃しやすい。
- この手のミスは見過ごされがちだ。

Bu tür hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.

このような辞書には、「冷蔵庫」という言葉を使った例文が少なくとも2つは載っているはずだ。

Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.

- このような状況の中で、医者はどうすべきなのでしょうか。
- この状況で、彼らはどうすればいいですか?

Bu durumda ne yapmalılar?

このような(子供の)態度は、自分たちがある程度独立していることを示そうとしての結果なのである。

Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.

最初は、このような仕事、あまり好きではありませんでしたが、近頃だんだんと楽しく思えるようになってきました。

İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.

More Words: