Translation of "いるだろう" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "いるだろう" in a sentence and their turkish translations:

彼は眠っているだろう。

O, muhtemelen uyuyor.

誰が知っているだろうか。

Onu kim biliyor?

生き物がたくさんいるだろう

Burası bir sürü mahlukla doludur.

彼は彼女を待っているだろう。

O, onu bekliyor olacak.

つじつまは合っているだろうか?

Parçalar birleşiyor mu?

火星には生き物がいるだろうか。

Mars'ta hayat var mıdır?

生き物は涼しい場所に いるだろう

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

彼は今晩ずっとここにいるだろう。

O, bütün akşam burada olacak.

彼は歴史小説を読んでいるだろう。

Bir tarihsel roman okuyor olacaksın.

私は来週ヨーロッパを旅行しているだろう。

Gelecek hafta Avrupa'ya seyahat edeceğim.

私は8時にきみの家にいるだろう。

Saat sekizde evinde olacağım.

彼は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。

Yarın bu zaman Londra'da olacak.

税関では長い列が出来ているだろう。

Gümrükte uzun kuyruklar olacak.

あすの今ごろ君は何をしているだろう。

Yarın bu zamanda ne yapıyor olacaksın?

彼女は今頃もうパリに着いているだろう。

O, şimdiye kadar Paris'te olacak.

彼は明日の午後はテニスをしているだろう。

O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak.

彼は手紙を書いてしまっているだろう。

O bir mektup yazmış olacak.

彼は今頃もう大阪に着いているだろう。

O, şimdiye kadar Osaka'ya varmış olacak.

彼を好きになる女の子がいるだろうか。

Herhangi bir kız ondan hoşlanabilir mi?

私は明日の今ごろテレビを見ているだろう。

Yarın yaklaşık olarak bu saatte TV izliyor olacağım.

人間は鳥や動物を支配しているだろうか。

İnsanların hayvanlar ve kuşlar üzerinde hakimiyeti var mıdır?

北海道では今ごろ雪が降っているだろう。

Hokkaido'da şu sıralar kar yağıyor olmalı.

どこへ行っても日本人観光客がいるだろう。

Nereye giderseniz gidin, Japon turistleri bulursunuz.

たぶん君はその知らせを聞いているだろう。

Şüphesiz haberi duydun.

2人の学生がお互い話し合っているだろう。

İki öğrenci birbirleriyle konuşuyor olacak.

母は今にも私が来るかと待っているだろう。

Annem beni her an bekliyor olacak.

彼は明日までには宿題を終えているだろう。

Yarına kadar ev ödevini bitirmiş olacak.

彼は明日の今ごろ、家族と話しているだろう。

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.

明日の今ごろ私は試験を受けているだろう。

Yarın yaklaşık bu saatte sınav oluyor olacağım.

- トムは怒っているだろう。
- トムは多分怒っている。

Tom muhtemelen öfkeli.

明日の今ごろ、彼は蔵王でスキーをしているだろう。

O yaklaşık yarın bu zamanda Zao dağında kayıyor olacak.

彼がそこに着く頃には暗くなっているだろう。

O, oraya varmadan önce hava kararacak.

新しい橋は3月までには完成しているだろう。

- Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.

- キャロルは明日の8時までにロンドンへ出発してしまっているだろう。
- キャロルは明日の8時までにはロンドンへと出発しているだろう。

Carol yarın sekize kadar Londra'dan ayrılmış olacak.

その少年は、あなたが戻るまで待っているだろう。

Sen gelene kadar çocuk seni bekleyecek.

そこに着くまでには、ほぼ暗くなっているだろう。

Sen oraya varıncaya kadar neredeyse karanlık olacak.

6時半までには、夕食の用意ができているだろう。

6:30 a kadar akşam yemeği hazır olacak.

来年の今ごろは、君と一緒に暮らしているだろう。

Sanırım şu andan itibaren bir yıl seninle birlikte yaşayacağım.

彼は明日に今頃、彼女と夕食を食べているだろう。

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.

火曜日までには宿題をおえてしまっているだろう。

Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.

たとえいつ訪問しても、彼はファミコンをやっているだろう。

Onu her ziyaret edişinizde, onu video oyunları oynarken bulacaksınız.

そのアルバムは次の7月までには完成されているだろう。

Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak.

2020年までには、この市の人口は倍増しているだろう。

2020 yılına kadar, bu şehrin nüfusu iki katına çıkmış olacak.

君が戻る前に私はここを出てしまっているだろう。

Sen dönmeden önce ben muhtemelen gitmiş olacağım.

警察がここに来るまでには暗くなっているだろう。

Polis buraya gelene kadar hava kararacak.

君が戻るまえに私は出かけてしまっているだろう。

Sen dönmeden önce ben buradan ayrılmış olacağım.

私は火曜日までにこの本を読み終えているだろう。

Ben bu kitabı okumayı salı gününe kadar bitirmiş olacağım.

次に会うときは、君はすっかりかわっているだろう。

Seni bir dahaki sefere gördüğümde, oldukça farklı olacaksın.

暗くてしめった場所には 虫たちがいるだろう 行くよ

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

紀元2020年までには、この市の人口は倍増しているだろう。

2020 yılına kadar şehrimizin nüfusu ikiye katlanmış olacak.

- 父は今家にいるだろう。
- 父は今家にいるかもしれません。

Babam şimdi evde olabilir.

私は来週までにその仕事を終えてしまっているだろう。

Gelecek haftaya kadar işi bitirmiş olacağım.

君が戻るまでには彼はここをたってしまっているだろう。

Sen dönmeden önce o buradan ayrılmış olacak.

あなたが7時に来るときには私は勉強をしているだろう。

Saat yedide geldiğinde çalışıyor olacağım.

彼女がそこに着く頃には、ほとんど暗くなっているだろう。

O oraya varmadan önce, neredeyse hava kararacak.

もしオゾン層がなければ、私たちは危機に直面しているだろう。

Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.

君が出発する前に彼らはそこに着いてしまっているだろう。

Sen başlamadan önce onlar oraya varmış olacak.

そこに着くまで、彼女はまた楽しい気分になっているだろう。

Oraya varana kadar, yine mutlu olacak.

来週になると、何十万人もの人がその番組を見ているだろう。

Gelecek hafta, milyonlarca insan TV programını izliyor olacak.

あの飛行機に乗っていたら、今頃はもう死んでいるだろうね。

O uçağa binmiş olsaydık, şimdi ölmüş olacaktık.

もしあの事故に会わなかったら、彼は今も元気でいるだろうに。

O, o kazayla karşılaşmamış olsaydı şimdi hayatta olurdu.

君はこの作文を明日の正午までには書いてしまっているだろう。

Bu kompozisyonu yarın öğleye kadar yazdıracaksın, değil mi?

車が衝突したときシートベルトをしていたら、彼は今でも生きているだろう。

Araba çarptığında o, emniyet kemerini takıyor olsaydı hala hayatta olurdu.

もし彼が10時に出発していたなら、今頃ここに着いているだろうに。

Saat onda çıksaydı, şimdiye kadar buraya varırdı.

今世紀の終わりまでには、地球の気温は劇的に上昇しているだろう。

Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.

あのとき彼があの便に乗らなかったら、彼は今生きているだろうに。

O, o zaman o uçuşu yapmamış olsaydı, şimdi hayatta olurdu.

彼が私の忠告に従っていたら、今ごろは金持ちになっているだろうに。

O, nasihatimi dinleseydi, şimdi zengin olurdu.

- 我々は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。
- 明日の今頃って、私たちロンドンだね。

Yarın yaklaşık olarak bu saatte Londra'da olacağız.

明日の朝、起床したときには太陽が輝いて、小鳥がさえずっているだろう。

Yarın sabah kalktığımda, güneş parlıyor ve kuşlar ötüyor olacak.

私たちがそこへ着くころまでには、その会合は既に終わっているだろう。

Biz oraya varmadan önce toplantı bitmiş olacak.

宿題はたくさんあるが、それでも私は今夜の9時にはテレビを見ているだろう。

Çok ödevim olmasına rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon seyrediyor olacağım.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı.

もし私が若い頃一生懸命に働いていたならば、今頃は成功しているだろうに。

Gençliğimde çok çalışsaydım şimdi başarılı olurdum.

- 彼女は、今ごろは、そちらに着いているでしょう。
- 今頃彼女はそこにいるだろう。

Şimdiye kadar orada olacaktır.

- 君が帰る前に彼女はいなくなっているだろう。
- 君が戻る前に彼女は帰ってしまっているよ。

Sen gelmeden önce o gitmiş olacak.

- さぞかしお腹がすいているだろう。
- 今君はとてもお腹が空いているはずだ。
- 今、お腹ペコペコなんでしょ。

Şimdi çok aç olmalısın.

みなさん、おそらく彼女が病気のおばあさんを見舞いに行く途中だと言ったと思っているだろう。

Sen muhtemelen onun hasta büyükannesini ziyaret etmek için yolda olduğunu bana söylediğini düşünüyorsun.

- 明日の今ごろは太平洋の上を飛んでいることでしょう。
- 私は明日の今ごろ太平洋の上を飛んでいるだろう。

Yarın yaklaşık bu zamanda Pasifik üzerinde uçuyor olacağım.

- 何年もたっているので彼女は私のことを見分けがつくかしら。
- 数年ぶりだから、彼女は私のことがわかるかなあ。
- 数年ぶりで、彼女は私の顔を覚えているだろうか。

Bunca yıldan sonra beni tanıyıp tanımayacağını merak ediyorum.

- おそらく知らず知らずのうちに遺伝子組み換えの果物や野菜をいつも口にしているだろう。
- たぶん知らぬ間に遺伝子組み換えの果物や野菜をいつも食べているんだろうな。

Muhtemelen genetiği değiştirilmiş meyve ve sebzeleri, bilmeden her zaman yersiniz.

- 今月の終わりまでには、この町で働く人の数は1000以上になっているだろう。
- この街で働く人の数は、今月末までには千人以上になるだろう。
- この街に働く人の数は月末までに1000人を上回るだろう。

Bu ayın sonunda, bu şehirde çalışan insanların sayısı bini geçmiş olacak.

More Words: