Examples of using "いそうだ" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yüzünden evdeyiz.
Mary'ye göre o gelmiyor.
Erkek kardeşim neredeyse beni deli etti.
Ona göre, o gelmeyecek.
Tom için üzgün hissetmiyorum.
Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
Tom Fransızcayı nasıl konuşacağını bilmediğini söyledi.
O gürültü beni neredeyse deli ediyor.
Hiç kimse problemi çözebildiğini henüz açıklamadı.
Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.
Japon halkının Noel'i Amerikalılar'ın yaptığı şekilde kutlamadıkları söylenilmektedir.
Bu işin zamanımın çoğunu alacağından korkuyorum.
insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.
Onlar onun aşçılıkta iyi olduğunu söylüyor.
Gazeteye göre, Tokyo'da yaşamanın maliyeti dünyada en yüksektir.
Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
Onun uzun bir süre bu ülkede olmayacağını duydum.
Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.
Ben onun için üzülüyorum.
Chris yarın çalışamaz.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.