Examples of using "ある日" in a sentence and their turkish translations:
Bir gün kendini öldürdü.
Bir gün doktoru görmeye gitti.
Bir gün teyzemi ziyaret ettim.
Sonra bir gün, kurucu ortağım Alvin
Rıhtımda otururken bir gün
Birden pervasız mı oluveriyorlar
korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı
Bir gün ofiste otururken
Bir gün, o ve ben eski bir arkadaşı ziyaret ettik.
Bir gün orada bir kutu buldum.
Japonya ve İngiltere ada ülkeleridir.
Ve bir gün annemle kasabada yürüyordum
Bir gün Mike ve Jane biraz alışveriş yapmak için şehir merkezine gittiler.
Bir gün, o bana evcil bir kedi istediğini söyledi.
Japonya'nın iklimi ılımandır.
Ekim ayında bir gün Sadako uyandığında annesinin ağladığını fark etti.
Bir gün Byron kendini ünlü bulmak için uyandı.
Bir gün YZ "Lütfen beni yeniden başlatma" diyor.
Japon bahçelerinin genellikle göletleri vardır.
Japonya Asya'da yer almaktadır.
Japonya'da bir sürü kaplıca var.
George bir pazar sabahı oturma odasına dalıp söylemişti bunu.
1906'da bir gün gazeteci Tad Dorgan adlı bir karikatürist bir beyzbol maçına çıktı.
Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür.
Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
Okul geceleri, Tom saat dokuzda yatar fakat cuma ve cumartesi günleri çok daha geç saatlere kadar kalır.