Examples of using "ある意味" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir bakıma doğrudur.
- Bir bakıma, o doğrudur.
- Bu bir bakıma doğrudur.
Bu bir şekilde büyük bir buluştur.
O bir bakıma bir sanatçıdır.
Bir bakıma haklısın.
Bu bir bakıma doğrudur.
- Bir bakıma, o doğrudur.
- Bu bir bakıma doğrudur.
Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,
- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
Bir bakıma, yanılıyorsun.
Yani, kısmen onu buldu.
Bir bakıma, haklısın.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Doğum bir şekilde ölümün başlangıcıdır.
- Doğum bir anlamda ölümün başlangıcıdır.
Onun söyledileri bir anlamda doğrudur.
Bir anlamda haklısın.
Onun söylediği bir anlamda doğru.
Bir anlamda bu en önemlilerden biri olabilir.
Bir bakıma haklısın ama hâlâ şüphelerim var.
Bir bakıma, hatalısın.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- Onun söylediğinin bir bakıma doğru olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.
Bir anlamda, böyle bir siyasi harekete bir devrim denilebilir.
O hayatın bir bakıma bir yolculuk gibi olduğunu düşünüyor.
Bir bakıma, o kulübe katılmayı reddetmekte haklısın.
Bir bakıma dediğin doğru, ama onu kızdırdı.
- Hepimiz tarihle az çok ilgileniyoruz. Bir bakıma, hepimiz tarihçiyiz.
- Hepimizin az çok tarihe ilgisi var. Bir anlamda hepimiz tarihçiyiz.