Examples of using "ありませんでした" in a sentence and their turkish translations:
yeni bir şey sunamadı.
Hiç banyo yoktu.
Adrenalin gitmişti.
Bugün okulumuz yoktu.
Çok eziyet vericiydi.
Ancak hiçbiri işe yaramadı.
Fazla bir şeyimiz yoktu,
O ben değildim.
mahkemesinin sonucu hiçbir zaman şüphe uyandırmadı.
Ve yalnız değildim.
Nehirde su yoktu.
Bunu yapmayacaktım,
Burada bir çanta gördün mü?
Artık korkmuyorum.
- Beni arayan oldu mu?
- Bana telefon var mı hiç?
Dün gece eğlenmedim.
Dün hakkında çok üzgünüm.
Kutuda bir şey yoktu.
Dün hiç rüzgar yoktu.
Ben geçen hafta meşgul değildim.
TV muhabiri ile oyuncu arasında ayrım yapmadım.
Kalbinde hiç kötülük yoktu.
ve araştırma deneyimim de yoktu.
O, onun derslerinden hoşlanmadı.
İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
Tom'u öldürmemeliydin.
Hiç kazam ya da diğer sorunlarım yoktu.
Erken kalkmak istemedim.
fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
Orada Lenin Meydanı yok.
O günlerde TV ya da radyo yoktu.
Onlar yataktan çıkmak istemiyor.
O, çok iyi bir piyanist değildi.
İyi maaşlı bir kariyer seçeneği yoktu.
kaymadım, yani ölmedim
Daha önce böyle bir şey asla görmedim.
Bu iyi bir ilk izlenim değildi.
Bizim biraz suyumuz vardı.
Artakalan bir şey yoktu.
Erkek olmaktan nefret etmedim.
Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki
Ama bunu bir meslek hâline getirmek istemedim.
ve kendini hiç değersiz görmemişti.
Elbette, her ikisi de doğru değildi.
acının var olduğu her yerde bir iyileşme potansiyeli de vardı.
Ancak ne Berthier ne de sistemi mükemmeldi:
Eşit alanlara sahip değiliz ve bu hep böyle oldu.
duyduklarım hiç hoşuma gitmedi.
üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu.
Filmi görme şansım yoktu.
Filmin Japonya'da bir başarısı yoktu.
Seni utandırmak istemedim.
Daha önce sizinle tanışmadım mı?
ve onu çok sevdiğimi söyleyecek şansım olmamıştı.
Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
Ben o filmi gördüm, ama o çok iyi değildi.
İklim aktivisti olacağımı hiç düşünmemiştim.
CA: Ve bununla sadece yeni içerik üretmediniz.
Ama uzun süre utanç içinde kalmadı.
Başlangıçta rock müziği sevmedim ama şimdi seviyorum.
Ayrıcalıklarım olduğunun farkında değildim
Bu yolculuğa tek başıma çıkmamam gerekiyor.
Japonya'yı görmek için fazla zamanım olmadı.
Başlangıçta, hip-hop şiddet ve uyuşturucu yanlısı değildi.
bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.
Ben tabii bu değişimleri göremedim.
Bir erkek olarak daha önce hiç böyle muamele görmemiştim.
Şirket burada kötü adam olmak istemedi.
Dün için özür dilerim.
Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Hiç böyle kaybolmuş hissetmemiştim.
Berthier, Murat'ın cazibesine, Ney'in kahramanlığına ve Davout'un taktik içgüdülerine sahip değildi.
Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim.
Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Onu asla görmedim.
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.
Ben biyolojiyi hiç sevmedim.
Geçen gün için özür dilerim.
Annesi haklıydı.
bu nedenle, yaklaşmakta olan kaderleri uykumu hiç kaçırmadı.
Ancak tüm askeri yeteneklerine rağmen Davout popüler bir figür değildi.
Duygularınıza zarar vermiş olabilirim, ancak bu benim niyetim değildi.
Fransa için yüz savaş verdim, ona karşı değil. "
Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.
asla nehri geçemedi. Mareşal'in rolü,
Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
O, şehirde yaşamaktan hoşlanmıyordu.
O zamandan önce onu asla görmedim.
Apollo 8 mürettebatının Ay'a gitmesi üç gün sürdü, ancak tek başlarına uçmadılar.
Evini bulmakta zorluk çekmedim.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi oldukça düşkünüm.
Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.
Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı.