Examples of using "ありません" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir kanıt yoktur.
Limit yok.
sopası yok ...
- Bir çatal eksik.
- Bir tane çatal eksik.
Eksik bir peçete var.
Tuvalet kağıdı yok.
Hiç kaşık yok.
Bir yüzme havuzumuz yok.
Ben ateşim yok.
Benim hiç klasik müziğim yok.
- Ben öğrenci değilim.
- Öğrenci değilim.
Ben bir doktor değilim.
tek bir gün bile yoktur.
yeni bir şey sunamadı.
Zaman azalıyor.
Bunu ABD'de yapmadık,
O kendinde değil.
Hiç deneyimim yok.
Hiç sabun yok.
O zarar vermez.
Stokumuz tükendi.
Hiç gecikme yoktu.
Sınır yok.
O bir doktor değil.
Yönteminizin bir alternatifi var mı?
Bu benimki değil.
Hiçbir şeyden korkmam.
Hiç banyo yoktu.
kâr hesaplamasıyla değil.
Ama bilmeliyiz.
Ben değilim.
Konsantre olmada zorluk çekiyorum.
Hayır, ben uykulu değilim.
Hiç sabrım yoktur.
Benim herhangi bir alerjim yok.
- Hata yok.
- Hiçbir hata yok.
- Henüz yorumlar yok.
- Henüz hiçbir yorum yok.
Hiç iştahım yok.
Zamanım yok.
Sana yeterince nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
Sen bir öğrenci değilsin.
büyülü bir tuş yok.
Hesap yapmak yok.
Öyle değil.
Adrenalin gitmişti.
Bunun hediye olmadığını söyledim.
ama aslında bana ait değil.
davranmamız gerekiyor.
Ve Paris bir istisna değil.
Ortada sihirli bir değnek yok,
ve böbürlenmiyorum,
Hataya yer kalmaz.
Tek kıt olan paraydı.
Beni korkuttun!
Onların başka şarapları yok.
Özel olarak bir ağrım yok.
Çok üzgünüm.
Canım yemek istemiyor.
- Paketlemen gerekmiyor.
- Sarman gerekmiyor.
O gerekli değil.
Ben üzgün değilim.
Bizim çevrede düşmandan hiç iz yok.
Sende bunun başka renklisi var mı?
Herhangi bir olumsuz reaksiyon var mı?
Oraya gitmek istemiyorum. O da gitmek istemiyor.
Üzgünüm, hiç boş yerimiz yok.
Bugün okulumuz yoktu.
artık bir kırmızı değildi.
böyle bir sınırlama yok.
Bu sadece fabrikalarda değil
Çok eziyet vericiydi.
O kadar uzak değil.
Biz evde üşümüyoruz.
Bagajınız var mı?
Bir bakıma onu seviyorum.
O, siyah değil mi?
- O bir doktor değil.
- O, doktor değil.
Hiç diş çürüğüm yok.
Çok iyi değilim.
Yedi-yenlik pulunuz var mı?
Doğa hiçbir sınır tanımaz.
Bu benim değil.
Ben Fransız değilim.
Emily bir öğrenci değil.
- Öğretmen değilim.
- Ben bir öğretmen değilim.
- Ben öğretmen değilim.
Penisiline alerjim yok.
- Zamanım yok.
- Benim zamanım yok.
Bahçede güller yoktur.