Examples of using "「スージー" in a sentence and their turkish translations:
Susie'nin saçı çok uzun.
''Hepimiz öleceğiz, Susie'' derdi.
Susie Japon müziğini seviyor.
Genelde, Susie hoş bir öğrencidir.
Suzie ile evlenmek üzere değilim.
Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
Benim mektup Susie'yi kızdırdı.
Susie'nin güzel bir gülümsemesi var.
Susie çok kadınsı değildi.
- Keşke ben de Susie kadar iyi piyano çalabilsem.
- Keşke Susie kadar iyi piyano çalabilsem.
Susie'nin annesi çok güzel bir kadın.
Susie Japonca konuşmaz, ve Tom da.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.
Susie iyi hissetmediği için oyuna katılamadı.
Londraya giderken Bay Higgins Tom ve Susie'ye bir sürü ilginç şeyler söyledi.