Examples of using "「ああ" in a sentence and their turkish translations:
Ah!
- Oh! Gerçekten mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbiden mi?
- Cidden mi?
- Ne iğrenç!
- Ne kötü!
- Ne korkunç!
- Evet, bunu yapmanı istiyorum.
- Evet, bunu yapmanızı istiyorum.
Cohh: Ah, vay canına.
'ah' bir ünlemdir.
Ah! bir ünlemdir.
Şimdi hatırlıyorum.
Şey, sadece hatırladım.
Oh, bu konuda endişelenmenize gerek yok.
Ah, şimdi gerçekten garip ...
Dostum, ben açım.
Ah, biraz kızgınım!
Öyle bir adam sinirime dokunuyor.
“Evet, elbette,” demenin başlangıcıdır.
Bak, kalkan bir uçak var.
Oh, tren gecikiyor.
Dünya varmış!
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
O, onu o şekilde yapmalıydı.
Gerçekten o şeye inanıyor musun?
Pekala, sonunda buradayız.
Sen bana her zaman sert karşılık verirsin, değil mi?
"Affedersiniz." der geçerdi.
Ah, onlar ne zaman tekrar buluşacak?
Onun böyle ürkek olduğunu düşünmemiştim.
Yazık, o genç yaşta öldü.
O biçimde konuşan insanlardan nefret ederim.
İyi, tamam. Devam edin.
Tekrar öyle bir şey yapma.
Oh, ne kadar naziksin!
Bazıları bunu söyler ve diğerleri onu söyler.
Oh, bir ineği sağma tarzın bu mu?
Evet. O çok utangaç bir kızdı.
Ah, gerek yok acele etmeye. Acelem yok.
Onlar bu ilkel aletleri kullandılar.
Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.
Ve komşular 'İşte bu kötü talih.'
Bu adamlarla görüşmesen iyi olur.
" Onu iyi tanırım." "Ah, öyle mi? "
Eh, artık gitmek zorundayım.
Bu en kötüsü! Gittim ve cebinde hâlâ mendil olan pantolonumu yıkadım.
O onun yorgun olup olmadığını sorduğunda, O "evet" dedi.
Gerçekten can sıkıcısın.
O tür bir adamdan uzak durman daha iyi olur.
Ne kadar utanç verici!
O sofistike insanlar arasında kendimi tamamen rahatsız hissettim.
- Ben açım.
- Açım!
- Karnım aç!
- Karnım acıktı!
"Tom'u sevmiyor musun?" "Onu sevmiyorum değil, sadece onun gibi insanlarla ilgi kurmada sorunum var."
Benimle her zaman tartışıyorsun, beni asla dinlemiyorsun.
Onunla öyle konuşma.
Kuralları ihlal edenler cezalandırılacak.
O şeyi nasıl yiyebildiğini anlamıyorum.
Şimdi ısınızı ölçeceğim.
- Keşke o kadar çok para harcamasaydım.
- Keşke bu kadar çok para harcamasaydım.
O, böyle bir yağmurda gelmeyecektir.
Keşke bir kuş olabilsem.
Keşke bir kuş olabilsem.
Öyle davrandığı için onu affedemiyorum.
Yarın havanın açık olacağını ümit ediyorum.
O ne yapacağını bilmiyordu.