Examples of using "真夜中" in a sentence and their turkish translations:
Vakit gece yarısı.
Gece yarısı uyandığınızda
Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.
Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda gece yarısı.
Tom gecenin ortasında uyandı.
Yangın, gece yarısına doğru patlak verdi.
Parti gece yarısı sona erdi.
Tom gece yarısından sonra eve geldi.
Olay gece yarısı gerçekleşti.
Biz gece yarısı Londra'ya vardık.
Hırsızlar gece yarısı kol gezer.
Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.
Bebek gecenin ortasında uyandı.
Gece yarısına kadar eve dönmedi.
Gece yarısına kadar telefonda konuştuk.
Gece yarısı sonrasına kadar sürekli konuştular.
Gece yarısı arama yapılmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.
O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
Gece yarısından önce geri dön yoksa kapılar yüzüne kapanmış olacak.
Bir sonraki otobüsü kaçırabiliriz, ancak her halükarda geceyarısına kadar orada oluruz.
Bir gece yarısı telefon konuşması bize hem şok hem de hoşnutsuzluk verir.
Kahretsin, gecenin bir yarısında beni aramaya cesaret eden pislik kim ?!
Gece yarısı niçin senin evine gitmek zorundayım anlamıyorum.
Gece yarısından sonra uyandık.
Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.