Translation of "‎実は" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "‎実は" in a sentence and their turkish translations:

実は ストロマトライトです

aslında stratomalitlerdi.

しかし実は

fakat bilmelisiniz ki

しかし現実は

ama gerçekliği biliyorsunuz...

- 実は、ボストン生まれなの。
- 実はね、ボストンで生まれたんだ。

Aslında ben Boston'da doğdum.

実はこれ以外にも

Bunlarla birlikte,

現実はペテン師でした

Gerçeklik bir sahtekârdı.

真実はいつもひとつ。

- Sadece bir gerçek var.
- Yalnızca bir gerçek var.

実はそれ、本当なんだ。

İşin aslın bakarsan, o doğrudur.

実は別の約束がある。

Gerçek benim başka bir randevumun olmasıdır.

実は、スープは塩辛すぎた。

Aslına bakarsan çorba çok tuzluydu.

真実はいつもひとつ!

Sadece tek bir gerçek var.

実は彼女は僕の姉だ。

Doğrusunu isterseniz o benim kız kardeşim.

トーク中の事実は25%のみで

sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

さて実はこの構造はー

Problem çözmenin

その事実は違っている。

Gerçekler aksi yönde.

実は彼は病気なのです。

Aslında o hasta.

実は彼はアメリカに行くのだ。

Nitekim, o Amerika Birleşik Devletlerine gidiyor.

この実はたべられます。

Bu dut yemek için iyidir.

しかし実は こんなふうに

Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.

実は娘はレゲエ音楽が好きで

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

‎脳ではなく 実は腕にある

aslında beyninin dışında, kollarında.

実は私は泳げないんです。

Gerçek benim yüzemememdir.

実はお願いがあるのです。

Aslında, senden bir iyilik istiyorum.

その事実は否定できない。

O gerçek inkar edilemez.

事実は小説よりも奇なり。

Gerçek kurgudan daha yabancıdır.

実は 中途半端っちゅうのは

Açıkçası, bir şeyi yarım yapmak,

果実は天日で乾燥させます。

Bu meyveler güneşte kurutuldu.

その事実は皆に知れ渡った。

Gerçekler herkes tarafından öğrenildi.

実は私がそれをやりました。

- Aslında, onu yaptım.
- Gerçek şu ki, onu ben yaptım.

実は彼はうまく泳げません。

Aslında o iyi yüzemez.

実は彼女にカードを書いたんだ。

Aslında ona bir kart yazdım.

美しい花に良い実は成らぬ。

Güzel çiçekler her zaman iyi meyve vermezler.

実は私も日本語を学びたい。

Dürüst olmak gerekirse, ben de Japon öğrenmek istiyorum.

実は 私が選択していたのです

Gerçekten de o bir seçimdi.

でも現実は ずっと流動的です

Ancak gerçek çok daha akıcı

実はそのうわさは根拠がない。

Gerçek söylentinin asılsız olmasıdır.

真実は重要なことであろうか。

Gerçek önemli mi?

実は、彼のこと好きじゃないの。

Aslında, ben onu sevmiyorum.

果実は彼女の変容の 証拠なのだ

Meyve, onun bu dönüşümünün kanıtıdır.

実は両親に責任があったのです。

Gerçek şu ki ebeveynler suçlanacaktı.

実は我々は敗北を覚悟していた。

Aslında kendimizi yenilgiye hazırlamıştık.

実は、彼はニューヨークには行った事がない。

Aslında hiç New York'ta bulunmadı.

その事実は誰にも否定出来ない。

Hiç kimse gerçeği inkar edemez.

その事実はまだ知られていない。

Gerçek öğrenilmek için hâlâ duruyor.

実はその朝、彼は寝坊したのです。

Gerçek onun o akşam geç uyumasıdır.

実は、この映画を観たことがある。

Aslında bu filmi daha önce izledim.

彼は教師をしているが、実はスパイだ。

O bir öğretmen olarak çalışıyor fakat aslında bir casus.

実は心配になってきているんだ。

Gerçekten endişelenmeye başlıyorum.

これらの事実は疑う余地はない。

Bu gerçekler kesin.

その事実は彼の潔白を証明する。

Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.

実は1983年にある変化がありました

1983'te bir şey oldu.

しかし 現実は厳しく より複雑です

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

それに実は 話す必要もありません

Gerçekten konuşmak zorunda değilim

実は 私は寝ることが好きなんです

Olay şu ki ben uyumayı çok seviyorum.

実は、ニュージーランドに勉強しに行くつもりなの。

Aslında, okumak için Yeni Zelanda'ya gidiyorum.

実はそれについては全く知らない。

Aslında onun hakkında bir şey bilmiyorum.

実はそれはただのうわさだったよ。

Aslında, o sadece bir söylentiydi.

実はそれはうわさに過ぎなかった。

Aslında o sadece bir söylentiydi.

実は彼女はうそをついていたのだ。

- Gerçek onun yalan söylemesidir.
- Gerçek şu ki o yalan söyledi.

実は ここで告白することがあります

Şimdi itiraf etmeliyim ki

実は皆さんに とても似ているのです

aslında bize çok benziyor.

実はそんなにたくさんはありません

Yani, pek bir şey yok.

実は私はそれについて何も知らない。

Aslına bakarsan, ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.

実は言うと、私は前ほど丈夫ではない。

Açıkçası, daha önceki kadar iyi değilim.

実はまったくあなたの言う通りです。

Aslında sen oldukça haklısın.

実はこれで4度目の質問になります。

Aslında bu benim dördüncü sorum olacak.

この事実は彼の無罪を証明している。

Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.

その事実はとても大切だと思います。

O gerçeğin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

実は、今朝から何も食べてないのです。

Doğruyu söylemek gerekirse bu sabahtan beri bir şey yemedim.

実はお金の持ちあわせがないのです。

Gerçek yanımda para olmamasıdır.

実はさ、ハワイ旅行が懸賞で当たったんだ。

Aslına bakarsanız Hawaii gezisini bir ödül olarak kazandım.

実は今日は学校に行きませんでした。

Gerçek bugün okula gitmememdir.

実は お金って たいしたこと ないんです

Aslında, para önemli bir şey değil.

実はちょっと奇妙なことが起こります

Aslında garip bir şey olur.

というのも 実は この病気に罹ったとき

Çünkü gerçek şu ki hastalığa yakalandığımda

残念ながら現実はそうではありません

Maalesef, durum böyle değil.

実は彼はその仕事に向かなかったのだ。

Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır.

実は私は彼女を愛してはいないのです。

Aslında onu sevmiyorum.

実はその問題について何も知りません。

Gerçeği söylemek gerekirse, mesele hakkında bir şey bilmiyorum.

実はこれこそが科学の神髄なのである。

Bu, esas itibarıyla, bilimin sırrıdır.

その事実は彼の正直さを証明している。

Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor.

実は彼はそのことを何も知らないです。

Gerçek şu ki, onun hakkında hiçbir şey bilmiyor.

パイナップルやレモンのような酸性の果実はすっぱい。

Ananas ve limon gibi asitli meyveler ekşidir.

実は元彼とより戻すことになったんだ。

Aslında eski erkek arkadaşımla geri döndüm.

彼はスポーツマンのように見えるが、実は作家です。

O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.

実は数学の能力に不安を 覚えている親が

Kendi matematik becerilerinden endişe eden

実は殺すより 殺されるほうが多いのです

ve saldırmaya hazır gergedanların öldürülmesi öldürmelerinden daha olası.

実は私は彼について何も知れないのです。

- Gerçek onun hakkında bir şey bilmememdir.
- Gerçek şu ki onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

実は私はそのお金を全部使ってしまった。

Gerçek bütün parayı harcamış olmamdır.

実は、エレンはあなたのことが大好きなんです。

Gerçek şu ki, Ellen seni dünyalar kadar sevdi.

喫煙が有害だという事実は否定できない。

Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.

その一見真実らしいことは実は嘘だった。

Bariz gerçek gerçekten bir yalandı.

この問題は一見簡単そうだが実は難しい。

Bu sorun görünüşte kolay gibi görünüyor ama o gerçekten zor.

実は現在 これを裏付ける データがあるのです

Aslında bugün bunu destekleyecek somut verilere sahibiz.

驚愕すべき事実は 皆さんもご存知でしょう

Hepimiz dehşet verici rakamları biliyoruz.

‎実は 腕の根元にある歯舌で ‎貝に穴を開ける

Her kolunun dibinde, sert kabukları aşabilecek bir delici var.

実は私はまだその本を読んでいないのです。

Gerçek kitabı henüz okumamış olmamdır.

実はわたしの猫は恥ずかしがり屋なのです。

Gerçek kedimin utangaç olmasıdır.

More Words: