How to pronounce Salgın in Turkish

0.003 sec.

orduda salgın belirmişti.

Nearby words:

You may want to improve your pronunciation of "salgın" by saying one of the nearby words below:

More Words:

Tips to improve your Turkish pronunciation:

To pronounce the word "salgın" perfectly here is some tips that we recommend you to follow:

Repet the section several time so you can listen to the "salgın" carefully
Try to pronounce "salgın"
Look at the mirror and notice how your mouth and lips are moving during the pronouncing of "salgın"
Say "salgın" with differents intonations.
Record yourself pronouncing the word "salgın", then listen to yourself in order to mark your mistakes.
Put "salgın" in full sentences
Practice by speaking to yourself or others
Listen to podcasts or YouTube videos to learn how to pronounce "salgın"

Watch more examples:

Orduda salgın belirmişti.

salgın hastalıklar açlık ve göçler

Bir sonraki salgın için hazır değiliz.

Öncelikle Rothschildleri inceleyelim salgın bir hastalık yüzünden

Domuz gribinden bile daha salgın aman ha !

Bütün dünyayı etkileyen büyük bir salgın belirdi.Korona Virüsü

Yaklaşık 140 milyon insanın hayatını kaybettiği bir salgın.

Neymiş yarasa yediğimiz için dünyaya büyük bir salgın bulaşmış.

salgın sonrası dünya nüfusunun 350 milyona düştüğü tahmin ediliyor.

Veba gibi salgın hastalıkların yayılması sonucu halkta oluşan buhran.

Bu dört at; savaş, kıtlık, salgın ve ölümü sembolize etmekte.

Aslında salgın hastalıkları durdurabilecek bir sisteme çok az yatırım yaptık.

Kıtlıklar, depremler ve salgın hastalıklar olağan bir durum haline gelecektir.

Bırakın da salgın olsun lan.Senin oralarda yaptığına ne derler biliyor musunuz?

Ta ki Çin ticaretini baştan sona sarsacak salgın başlarına gelene kadar.

Veba gibi salgın bir hastalığının patlak verdiği bir şehir hayal edin.

Tam salgın belirmişken Franklar: Buradan defolup gitmeniz şartıyla size binlerce altın verek ne dersin?

Veba ya da diğer adıyla kara ölüm tarihin birçok farklı döneminde görülmüş bir salgın hastalıktır.

Bu işçilerin birçoğu piramitleri inşa ederken ya sakat kalıyordu yada salgın hastalıklar veya iş kazaları yüzünden ölüyordu.

Düşünsenize bundan birkaç bin yıl sonra böyle post apokaliptik* bir dünyaya girdiğimizi. *(Nükleer ya da çevresel bir felaket, salgın hastalık ya da herhangi bir olağanüstü durum sonucu yok olmuş bir medeniyetten sonra kalan)