Translation of "Verdiğini" in Portuguese

0.014 sec.

Examples of using "Verdiğini" in a sentence and their portuguese translations:

Tom vaaz verdiğini uygulamıyor.

Tom não pratica o que prega.

Bizim sessizliğimizin izin verdiğini anladım.

permite que estes abusos continuem.

Bunu sana kimin verdiğini biliyorum.

Eu sei quem te deu isso.

Bunu bana kimin verdiğini düşünüyorsun?

- Quem é que achas que me deu isso?
- Quem é que você acha que me deu isso?

AB'den çıkmak için oy verdiğini söyledi

Ele me disse que havia votado para sair,

Bunu sana kimin verdiğini bilmek istiyorum.

Eu quero saber quem te deu isso.

Mahremiyetine ne kadar değer verdiğini biliyorum.

Eu sei o quanto você valoriza a sua privacidade.

Onu sana kimin verdiğini bilmek istiyorum.

- Eu quero saber quem lhe deu isso.
- Eu quero saber quem te deu isso.

Tom'un bana ne verdiğini gördün mü?

Você viu o que o Tom me deu?

Tom onu denemeye karar verdiğini söylüyor.

Tom diz que está decidido a tentar.

Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.

Ele explicou mais tarde como tomou esta decisão.

Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.

Eu não sabia que ele tinha decidido largar o emprego.

Tom o kolyeyi sana kimin verdiğini biliyor mu?

Tom sabe quem te deu esse colar?

O, dün gece onu aramak için söz verdiğini unuttu.

Ela esqueceu que prometera ligar para ele noite passada.

Tom bunun için ne kadar para verdiğini biliyor mu?

Tom sabe o quanto você pagou por isto?

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.

Podemos dizer que o Japão estava lutando constantemente contra a fome durante a guerra.

Bana kitabı onun mu verdiğini yoksa satın mı aldığımı sordu.

Ele me perguntou se ela tinha me dado o livro ou se eu tinha comprado.

Neden bir öğretmen olmaya karar verdiğini Tom bana hiç söylemedi.

Tom nunca me disse o porquê dele ter decidido virar professor.

Tom'un küçük bir kutu içerisinde Mary'ye bir şey verdiğini gördüm.

Eu vi o Tom dar algo para a Mary em uma caixinha.

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Yoksa bu ağacın arka tarafına girip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Tom öğretmenin ona bir günde bitiremeyeceği kadar fazla ev ödevi verdiğini düşündü.

O tom pensou que o professor lhe deu demasiados trabalhos de casa para um só dia

- Tom'un oyunu ne yönde kullandığını bilmiyorum.
- Tom oyunu hangi yönde kullandı, bilmiyorum.
- Tom oyunu kime verdi, bilmiyorum.
- Tom'un oyunu kime verdiğini bilmiyorum.

Eu não sei como Tom votou.

- Tom telefonu bir kadının açtığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının cevap verdiğini söyledi.
- Tom telefona bir kadının baktığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının çıktığını söyledi.

Tom disse que uma mulher atendeu o telefone.