Translation of "Karşıya" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Karşıya" in a sentence and their portuguese translations:

Karşıya mı?

Ou atravessando?

Tamam, karşıya geçelim.

Vamos lá atravessar.

Böyle asla karşıya geçemem.

Não vou conseguir atravessar.

Ve bunun sayesinde karşıya geçebiliyorlar

e graças a isso eles podem atravessar

Tom tehlikeyle karşı karşıya geldi.

- O Tom foi exposto ao perigo.
- Tom foi exposto ao perigo.

O birkaç engelle karşı karşıya.

Ele está encarando diversos obstáculos.

Tom körfezi karşıdan karşıya yüzdü.

Tom atravessou a baía a nado.

Ben şampiyonla karşı karşıya geldim.

Enfrentei o campeão.

Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.

- Consegui atravessar o rio a nado.
- Consegui atravessar o rio nadando.

Tom mali sorunlarla karşı karşıya.

Tom está tendo problemas financeiros.

Türkiye'de artık bu virüsle karşı karşıya.

confrontado com este vírus agora na Turquia.

Hiç istenmeyen tabloyla karşı karşıya kalacağız

Vamos enfrentar uma imagem indesejada

Öğretmen ve ben karşı karşıya oturduk.

O professor e eu sentamos frente a frente.

Tom zor bir seçimle karşı karşıya.

Tom está diante de uma escolha difícil.

- Caddenin karşısına geçti.
- Caddeden karşıya geçti.

Ele atravessou a rua.

Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.

Equilibramo-nos sobre uma corda e rastejamos por cima dela.

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

Um encontro pode ser fatal para a sua cria irrequieta.

Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.

Não quero ficar aqui pendurado, tenho de atravessar.

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?

Quer que tente atravessar a ravina para me manter mais elevado?

Çocuk ve amcası masada birbirleriyle karşı karşıya geldi.

O menino e seu tio sentaram-se à mesa, à frente um do outro.

Caddeden karşıya geçerken neredeyse bana bir araba çarpıyordu.

Ao atravessar a rua, eu quase fui atropelado por um carro.

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Se quiser atravessar a corda, selecione "esquerda" e "aceitar".

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız,"Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Se quiser atravessar a corda, selecione "esquerda" e "aceitar".

Bu ipi karşıya atıp onu bir yarığa sıkıştırmayı deneyeceğiz.

Depois, tentamos atirar a corda e prendê-la a uma saliência.

Doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

mas também com alguns dos mais mortíferos animais e répteis da natureza.

Farkında mısınız burada seviye aslında düşük yine karşıya küfür var

Você está ciente de que o nível está baixo novamente?

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için "Sağ"a tıklayın.

Se quiser atravessar a corda, selecione "esquerda". Se quiser fazer rapel, selecione "direita".

Insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor

as pessoas dizem que podem enfrentar a retórica como mentir ou chato

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için de "Sağ"a tıklayın.

Se quiser atravessar a corda, selecione "esquerda". Se quiser fazer rapel selecione "direita".

Halatı bu tarafa bağlayacağım ve karşıya geçmek için onu bir hat gibi kullanacağım.

Vou atar isto a este lado e uso a corda para atravessar.

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

Então, acha que o melhor a fazer é usar a corda para atravessar. Certo, vamos a isso.

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

Foi uma surpresa desagradável descobrir que ele enfrentou todo o poder do exército da Boêmia:

Amerika Birleşik Devletleri, yirminci yüzyılın başında bir Hıyarcıklı veba salgını ile karşı karşıya kaldı.

Os Estados Unidos enfrentaram uma epidemia de peste bubônica nos primeiros anos do século XX.

- Tom bu riski göze aldı.
- Tom bu riske girdi.
- Tom bu riskle karşı karşıya.

Esse é o risco que o Tom correu.

- Bu konuşma dili yakında yeryüzünden silinme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir dildir.
- Dünyada yakın bir zaman içerisinde bu dili konuşan hiç kimse kalmayabilir.

- Essa é uma língua ameaçada de extinção.
- Essa é uma língua em risco de extinção.