Translation of "Eğer" in Korean

0.012 sec.

Examples of using "Eğer" in a sentence and their korean translations:

Eğer gerçekten

그러니까 여러분이 정말

Eğer izlemediyseniz

작품들을 아직 안 봤다면

Eğer hayattaysanız

살아있다면

Eğer çocuğumuz

앞으로 한 시간 안에

Eğer dikkat etmezsek

집중을 하지 않는다면

Eğer bunu yapabiliyorsanız,

만약 여러분이 그렇게 할 수 있다면,

Işıkları kapatırsak eğer

조명을 끄고

Eğer sizinle anlaşamadıysam,

자, 여러분과 저의 의견이 서로 다릅니다.

Eğer bölge hastalanırsa,

그 지역이 병들면

Eğer bunu yaparsak

그러한 행동으로

Eğer ayrıcalıklı biriyseniz

본인이 특권층에 속한다면

Eğer öyleyse, şu an

그렇다면 제가 생각한

Eğer Dünya gezegeninde yaşıyorsanız

지구에 살고 계시고

Eğer aşağıya yürüyerek inemiyorsam

걸어 내려갈 수 없다면

Eğer anlık teşvikleri kullanmazsak

우리가 즉각 보상을 하지 않는다는 것은

Eğer bu şeyi yapacaksam,

그러니까,

Eğer beni internetten izlerseniz

제 코미디를 온라인에서 보실 때, 댓글들을 한번 보세요.

Ama eğer Abby'ye bağırsaydım

제가 만일 애비를 크게 혼내고

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

해안가를 따라 살고 계신 분들은,

Eğer şarkı söylemeyi seviyorsanız --

노래 부르는 것을 좋아한다면

Eğer gardrobunuzu düzenlemeniz gerektiyse,

여러분이 옷장을 깔끔하게 정리해야 한다면

Eğer felçli günleri saymazsak

전신 마비를 잊을 수 만 있다면

Eğer eski bir terörist...

만약 이전의 테러리스트들이

Eğer Mars'a gelecek olursak,

만일 화성에서 본다면

Eğer gerçekten hırslı hissediyorsanız,

직접하고 싶은 의욕이 생기면

Eğer bazı riskler almaya,

여러분이 약간의 위험 감수를 하려 하고

Eğer hayal etmesi mümkünse.

상상이 가능하다면 말이죠.

Eğer bilemediysem, üzüleceğimi düşünürdüm.

잘하지 못하면 화가 나곤 했어요.

Ve eğer neye inandığınız

여러분들이 믿는 것을 말하면

Eğer konsantrasyonunu koruma yeteneğini yitirirsen

여러분이 집중력을 유지하는 능력을 잃어버린다면

Eğer güzel bir gün geçiriyorsanız,

좋은 하루를 보내고 계신다면,

Eğer as seçtiyseniz, bir ekleyin

에이스를 골랐으면 1을 더하고

Eğer çökerse beni ezip geçecektir.

저게 떨어지면 정면으로 절 후려칠 거예요

Eğer büyük resmi görmek istiyorsanız

자기 생각을 포기해야 할 순간이 한 번쯤은 올 것입니다.

Eğer cinsiyet eşitliğinde başarıya ulaşırsak

성 형평성에 한 발 더 다가가면

"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip

"만약 댱신이 어떤 모습인지 사람들에게 보여주고, 설명을 한다면,

Ama eğer spor maçları izlemiyorsanız,

하지만 스포츠를 안 봤다면

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

그래서 우리가 이런 문제에 대해 심사숙고 한다면

Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız

더 심한 건, 만약 보석을 받은 상태로 감옥에 계속 남아 있다면

Eğer daha önce yerinizden edilmişseniz

당신이 그렇게 쫓겨난 경험이 있다면,

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

예를 들어 제가 보수적 가치관을 가진 사람이라면

Eğer yumurtaları haşlayıp buzdolabına koyuyorsanız--

여러분들이 이런 연구만을 하는 사람이라면 도움이 되겠지만

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

만약 저 암흑물질 입자들이 정말 빠르게 움직인다면,

Eğer sahte çıkarsa sitemize koyuyoruz.

뉴스가 가짜로 밝혀지면 웹사이트에 이를 공개했습니다.

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

왜냐하면 만약 그게 우리의 행복을 결정한다면--

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

만약 우리의 마음이 평화롭지 못하거나 흥분하면,

Eğer yoksa nasıl bir ayarlama yapmalıyım?

능력이 없다면 무엇이 필요할까?

Eğer bunu yapabilirseniz, soru almaya hazırsınız.

여러분이 그렇게 하실 수 있다면 아마도 요구할 준비가 되신 겁니다.

Eğer öyle yapacaksanız, soru almaya hazırsınız.

만약 그렇다면 여러분은 준비가 되신 겁니다.

Yani eğer kızlarım ve ben gibiyseniz

여러분이 저나 제 딸들과 같다면

Ama eğer zaman ayırıp akılcı cevap

하지만 이성적이라고 생각한 그 답이 옳은지

Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.

여러분이 믿는다면 불가능한 것은 없습니다.

Eğer tekne görgü şahidinin dediği gibi

정말 배가 뒤집혔다면

Eğer küresel ısınmayı kontrol altında tutamazsak

말하자면 부처 장관들에게 스쿠버 다이빙을 시키면서

Eğer tanışma harikaysa ilk randevunuzu ayarlarsınız.

그 시간이 좋았다면 첫 번째 데이트을 잡으세요.

Bilmiyorum ama eğer denemezsek bulamayacağımız kesin.

저도 모르지만 해보기 전엔 모르는 일입니다.

Eğer bu çaba tamamen başarılı olursa

이 노력이 성공하면

Eğer biri yeni, odadaki tek kişi

새로 왔거나 비슷한 사람이 없어서 혼자거나

Eğer odada tek başına birini görürseniz

주변에 비슷한 사람 없이 혼자인 사람이 있을 때

Gerçi bir saniye durun, eğer sıradan

근데 잠깐만,

'' Eğer biz güçsüz olursak, ülkemiz tehlikede

"우리가 좃되면 나라도 좃된다.

Eğer 10 - 15 dakika arası gülerseniz

10분에서 15분을 웃는다면,

Eğer bir davayı değiştirebilecek dava özeti yazabilirsen,

법률개요를 써서 사건의 향방을 바꿀 수도 있겠죠.

Dürüst olun ve eğer "deli meşgul" ifadesini

"미치게 바쁘다"라는 말을 한번이라도 해보셨다면,

Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak

그 조류의 빛에 민감한 부분을 복제한 후

Eğer hepimiz bu gizli menotoksine sahip olsaydık

또 모든 여성들이 이런 비밀스러운 월경독이 있다면

Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız

사람들과 관계를 형성하는 일이 수고롭다고 느껴진다면

Eğer biz insanlar basitçe bencil, çıkarcı varlıklarsak

만약, 우리 인간이 단지 이기적인 이익 추구자라면

Fakat eğer bisiklet sürebiliyorsanız yanıtları zaten biliyorsunuz.

하지만 자전거를 타는 사람이면 질문에 대한 답을 이미 알고 있죠.

Az önce geçtiğimiz yarık eğer bir işaretse

우리가 방금 건넌 골짜기가 어떤 징조라면

Eğer Sierra Leone Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olarak seçilseydim,

저는 제가 시에라 리온 공화국의 대통령으로 당선된다면

Eğer sağlıklı bir hararetli ortamsa ihtiyaç duyulan,

좋은 기운을 만드는 것이 필요한 것 중 하나라면,

Ve eğer kanser hastası olma riskinizin artması

혹시라도 만약에 발암 가능성 증가와

Eğer herkesi dahil edersek, herkes gönül verirse

모두 동참해 헌신한다면

Eğer şu anki durum aynen devam ederse

만약 지금 추세가 계속된다면

Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,

여러분이 좋아하는 게 있다면

Küreselci dostlarım, eğer siz de benim gibiyseniz

친애하는 세계주의자 여러분, 여러분이 저와 같다면,

Ama eğer az önce söylediğim blog'u hatırlarsanız

만약 제가 말한 블로그를 기억하신다면 거기엔 우리가 어떻게

Eğer bir galaksi bir trilyon gezegen barındırıyorsa

만약 은하계에 엄청나게 많은 행성이 있다면

Ve eğer böyle bir şeyi tecrübe etmediyseniz

그리고, 그걸 경험했던 적이 있다면,

Rüya görüyor mu? Eğer görüyorsa ne görüyor?

‎문어도 꿈을 꾼다면 ‎어떤 꿈을 꾸는지 알고 싶었죠

Eğer Samsung gibi bir şirket çökerse? Ülkenin

만약 삼성같은 회사가 무너진다면? 남한은

Ve eğer kullanırsanız bu çok güçlü bir şey.

이 방법은, 강력한 효과가 있습니다.

Eğer onların neye önem ve değer verdiğini anlamazsanız

그들이 좋아하고 가치를 두는 것을 이해하지 못한다면,

Ve eğer resimli bir kart seçtiyseniz 11 ekleyin.

그림만 있는 카드는 11을 더하세요.

Eğer beni o öldürmezse galiba bunu kendim yapacağım.

그 남자가 절 죽이지 않아도, 자살하고 싶어요.

İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam

두번째 거짓말은 사람은 스스로를 행복하게 할 수 있다는 것입니다.

Eğer durum buysa sorulan soruyu her koşulda yanıtlayın.

이 경우엔, 무슨 수를 써서라도 질문에 답변하되

Eğer tartışmadan kaçınmanın bir yolu olarak nezaketten bahsediyorsanız,

여러분이 논쟁을 피하는 방편으로 예의 바름에 관해 말하고

Eğer sadece veri göstergesiyse bütünü temsil etmiyor olabilir.

단지 그래프의 점에 불과하다면 어느 것도 증명하지 못합니다.

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

만약 제가 오늘날의 투쟁에 대해 이야기를 하고 싶다면

Eğer işi düzgün kotaramazsa eş değil, aş olur.

‎똑바로 하지 않으면 ‎짝이 아니라 식사가 되고 말죠

Eğer bu bir sütleğense onu içmek sizi öldürebilir.

이게 대극과라면 마셨다가 죽을 수도 있어요

Eğer bu bir sütleğense onu içmek sizi öldürebilir.

이게 대극과라면 마셨다가 죽을 수도 있어요

Ve eğer o kişi küçük görülüyorsa, sözü kesiliyorsa

그들이 과소 평가받고 방해받고 있다면

Başka bir deyişle, eğer Samsung için çalışıyorsanız, şirket

다시 말하면, 니가 삼성에 일한다고 쳐봐!

Eğer dünyayı düz bir harita şekline getirirseniz isterseniz,

만약 제가 이 지구본을 평평한 지도로 만들려면

Ve cevabımız "Evet, kurtarabilirler, eğer önce biz okullarımızı kurtarırsak."

우리가 먼저 학교를 돕는다면, 학교도 학생을 도울 수 있습니다.

Ama eğer solaksanız da büyük ihtimalle koçanlı bir mısır.

왼손잡이라면 옥수수를 생각하겠군요.