Translation of "Sıra" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Sıra" in a sentence and their japanese translations:

Sıra bendedir.

- それは私の台詞だよ!
- それはこっちの台詞だよ。

- Sıra sende.
- Sizin sıranız.
- Sıra sizde.

君の番だよ。

Şimdi sıra bende.

さあ今度は僕の番だ。

Ara sıra uğra.

ときどきお立ちよりください。

Şimdi sıra sizde.

さあ、君の番だ。

Şimdi, sıra sizde.

さあ、君の番だ。

Böylece sıra bana geldiğinde

自分の番になったとき

Ara sıra yağmur yağıyor.

雨が降ったりやんだりしている。

Ara sıra beni arar.

彼は時々電話をくれます。

Ara sıra TV izlerim.

- 私は時々テレビを見る。
- 時々TVを見る。

Ara sıra kar yağıyordu.

雪が降ったりやんだりしている。

Ara sıra okula gitmem.

私はときどき学校を休む。

Bu sıra dışı mıdır?

これは珍しいことなの?

Ara sıra televizyon izlerim.

私は時々テレビを見る。

Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır.

収束する数列は有界である。

Sıra beyazda ve kazandı.

白先黒死。

Ara sıra sinemaya giderim.

私は時々映画を見に行く。

Ara sıra tenis oynarım.

- 私は時々テニスをします。
- たまにテニスするんだよ。

İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.

- 英語の他に、彼はフランス語も話せる。
- 英語のほかに彼はフランス語も話せる。

Tom iki sıra önümde oturdu.

トムは私の2列前にすわっていた。

Ara sıra ondan haber alırım.

ときたま彼から便りがあります。

Yarın ara sıra sağanaklar olabilir.

明日は時々にわか雨が降るかもしれない。

Onun erken kalkması sıra dışıdır.

彼が早起きするなんて珍しい。

O, ara sıra annesine yazar.

- 彼は時折母親に手紙を書く。
- 彼は時々母親に手紙を書く。

O, ara sıra toplantılara katılır.

彼は会合に出たり出なかったりだ。

Ara sıra annemden haber alıyorum.

母から時々便りがあります。

Ara sıra beraber balığa gideriz.

- 私たちは時折釣りに行く。
- 私たちは時折一緒に釣りに行きます。

Onu ara sıra kütüphanede görürüm

私はときどき図書館で彼に会う。

Onunla ara sıra kulüpte karşılaşırım.

僕は時おりクラブで彼に出会います。

Konuşmacı ara sıra notlarına başvurdu.

講演者は時折メモを参照した。

Ara sıra onu boşamayı düşünüyorum.

時々、彼と離婚しようと思うの。

Ara sıra ondan haber alıyorum.

私には時々彼からの便りがある。

Birbirimizi ara sıra süpermarkette görüyoruz.

私たち二人は、時々スーパーマーケットで会う。

Ara sıra ata binmeyi severim.

私は時々馬に乗るのを楽しみます。

Ara sıra plaja gitmeyi sever.

- 彼は、時折海辺に行くことが好きです。
- 彼は時々海に行くのを楽しみにしている。

Sıra dışı bir şey yapmadım.

おかしなことは何もしなかった。

Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.

私は時折学校で彼女に会う。

Tom ara sıra Boston'a gider.

トムはときどきボストンに行く。

Lütfen ara sıra bana yazınız.

- 時々は手紙下さい。
- たまには手紙を書いてください。

Hepimizin ara sıra kötü günleri olur,

誰にだって 時々 嫌な日もあります

Orada, asistanlarımızı görünmez yapmanın yanı sıra

ここでは 助手を消すだけではなく

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

‎驚きの生態が明らかになった

Öğleden beri ara sıra yağmur yağıyor.

正午から雨が降ったりやんだりしている。

Öğrencilerinin yanı sıra öğretmen de geldi.

学生はもちろん先生も来た。

İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşur.

- 彼は英語は言うまでもないが、ドイツ語もはなす。
- 彼は英語はもちろんのことドイツ語も話す。
- 彼の英語は言うまでもないが、ドイツ語も話す。
- 英語は言うまでもなく、彼はドイツ語も話せる。

İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.

英語のほかに、ドイツ語を話す。

Ara sıra eğlence için tenis oynarım.

ときどき、私は気分転換にテニスをする。

Ara sıra iş için Londra'ya gideriz.

ときどき、私たちは商用でロンドンへ行く。

Ara sıra beni görmek için gel.

たまには会いに来て下さい。

Sporun yanı sıra müziği de severim.

スポーツだけでなく、音楽も好きだ。

Gece boyunca ara sıra yağmur yağıyordu.

夜通し雨が降ったり止んだりしていた。

İngilizcenin yanı sıra İspanyolca da konuşur.

彼女は英語は言うまでもなく、スペイン語も話す。

İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.

- 彼女は英語とフランス語も話す。
- 彼女は英語とさらにフランス語も話す。

Ara sıra oğlumu görmek için gelir.

彼は時々私の息子に会いに来る。

İngilizcede sıra dışı bir yeteneği var.

彼は英語にずばぬけた才能を持っている。

O günlerde ara sıra roman okurdum.

当時私は手当たり次第に小説を読んだものだ。

- Daha sonraki sizin sıranız.
- Sıra sizde.

次は君の番だ。

Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.

彼らは時々私を訪ねて来た。

Ara sıra canım işimden ayrılmak istiyor.

私はときどき仕事をやめたい気がする。

Amcam ara sıra beni limana götürür.

時々、叔父は私を港に連れて行ってくれた。

- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.

机はほこりで覆われている。

- Şimdi benim sıram.
- Şimdi sıra bende.

さあ今度は僕の番だ。

Amcam ara sıra beni görmeye gelir.

- 私のおじはときどき私を訪ねて来る。
- 叔父は、時々私に会いに来るんです。

Midemde ara sıra olan ağrılar var.

時々、胃が痛むんだ。

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

‎心を揺さぶる体験が ‎待っている

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

- 何か妙なにおいがしませんか。
- 何か変なにおいしない?

Evvelsi günden beri ara sıra yağmur yağıyor.

一昨日から、雨が降ったりやんだりしている。

Nancy Paris'in yanı sıra Londra'ya da gitti

ナンシーはパリばかりでなくロンドンへも行った。

Tom İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşabilir.

- トムは英語の他にドイツ語も話せる。
- トムは英語に加えてドイツ語もできる。

Her yazar kasada uzun bir sıra vardır.

どこのレジも列ができちゃってる。

Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.

テレビは視聴者に娯楽ばかりではなく、知識も与える。

Sekreter güzel olmasının yanı sıra İngilizcede iyidir.

その秘書は美人の上に英語が得意だ。

Yemek, içeceğin yanı sıra tatlı da içeriyor.

その食事には飲み物だけでなくデザートも含まれています。

Müzisyen Japonya'nın yanı sıra yurtdışında da ünlüdür.

その音楽家は、日本だけでなく外国でも有名だ。

O, bilginin yanı sıra bana tavsiye verdi.

- 彼女は情報ばかりでなく助言も私にくれた。
- 彼女は情報だけでなく助言も私にくれた。

O, ara sıra bana yazacağına söz verdi.

- 彼は私に時々便りをしますと約束した。
- 彼はときどき私に手紙を書くことを約束した。

Müziğin yanı sıra o sporları da sever.

彼は音楽と同様スポーツも好きです。

İngilizce ve Almanca yanı sıra, İspanyolca konuşuyor.

彼は英語とドイツ語はもちろん、スペイン語も話す。

Onun hakkında sıra dışı bir şey var.

- 彼にはどこか変わったことがある。
- 彼にはどこか、変わった所がある。

Ön sıra koltuklar için ücret 5 dolar.

前列の席の料金は5ドルです。

O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.

彼は今でも時折訪ねてくる。

Sakar adam onun sıra dışı yeteneğini kıskandı.

不器用なその男は彼女の並外れた才能を羨ましく思った。

Herkes ara sıra karamsar olma hakkına sahiptir.

だれもが時には憂うつになる権利を与えられている。

İngilizcenin yanı sıra Tay dili de konuşabiliyor.

彼は、英語だけでなくタイ語も話せます。

Bu sıra, bizim onu havaya kaldırabileceğimizden ağır.

この机は重すぎて持ち上げられない。

Dün geceden beri ara sıra kar yağıyor.

昨夜から雪が降ったり止んだりしてる。

Dün geceden beri ara sıra yağmur yağıyor.

昨夜から雨が降ったりやんだりしている。

Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur.

フランス語はフランスだけでなく、イタリアの一部でも話されている。

O İspanyolcanın yanı sıra İngilizce de konuşabilir.

彼女は英語だけでなくスペイン語も話せる。

Bu sabahtan beri ara sıra yağmur yağıyor.

今朝から雨が降ったりやんだりしている。

Çocuklar tek sıra halinde üst kata çıktı.

子供達は一列になって二階にあがっていった。

Onun karısı İngilizcenin yanı sıra İspanyolca konuşur.

あの人の奥さんは、英語だけでなくスペイン語も話します。

Ara sıra kız kardeşine para verir misin?

あなたは時には妹さんにおこづかいをあげますか。

Öğretmenimiz İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.

私達の先生は英語だけでなくフランス語も話す。

İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra, Almanca konuşabilir.

彼は英語とフランス語は言うまでもなく、ドイツ語も話せる。

Şimdileri ara sıra 9-9-6 olsa da

私は今は965しか働きません

Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,

耳と腕に傷を負い 脚が不自由になり―

Ara sıra sıcak ve baharatlı yemek yemeyi seviyorum.

ときどき私は辛くてスパイスのきいたものを食べたくなる。