Translation of "Karanlık" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Karanlık" in a sentence and their japanese translations:

Karanlık...

‎暗闇は‎―

Karanlık.

‎夜になった

Karanlık denizlerimiz...

‎舞台となるのは真っ暗な海

Burası karanlık.

ここは暗い。

Karanlık çöküyor.

夜のとばりが下りつつある。

Dışarısı karanlık.

- 外は真っ暗だ。
- 外は暗い。

Çok karanlık.

暗すぎる。

Şimdi karanlık.

あたりはもう暗い。

Karanlık çökmek üzere.

‎日が暮れ始めた

Ancak karanlık çöktüğünde

。 その夏、ベニグセンのロシア軍は、

Karanlık madde arayışı

暗黒物質の探求により

Karanlık biraz korkutucu.

‎夜の海は少し怖い

Karanlık korkunuzu yenmelisiniz.

- 君は暗闇の恐怖を克服しなければならない。
- 君は暗闇に対する恐怖を克服しなければならない。
- 暗い所が怖いっていうのを乗り越える必要がありますね。

Dışarda hava karanlık.

外は暗い。

Karanlık ışığın yokluğudur.

闇とは光がないことです。

Hava zaten karanlık.

もう暗い。

Karanlık bir geceydi.

- 闇夜だった。
- 真っ暗な夜だった。

Hava zifiri karanlık.

真っ暗闇だ。

Dışarısı tamamen karanlık.

外は真っ暗だ。

Karanlık korkusunu yenemedi.

彼女は暗闇の恐怖に打ち勝つことができなかった。

Dışarısı hâlâ karanlık.

外はまだ暗いよ。

Dışarısı zifiri karanlık.

- 外は真っ暗だ。
- 外は真っ暗だよ。

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

‎闇の広がりと同様に‎―

Karanlık olmadan eve gel.

- 日が暮れないうちに帰ってきなさいよ。
- 暗くならないうちに帰宅しなさい。
- 暗くならないうちに家に帰りなさい。

Yağmurda karanlık olmaz mı?

- 雨に暗くはないだろうでなけれ?
- これは雨に濃いではないのだろうか?

Oda karanlık ve soğuktu.

部屋の中は暗くて寒かった。

Yağmurda karanlık değil mi?

雨に濃いではないか?

O odada hava karanlık.

あの部屋の中は暗い。

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

暗くしめった場所に コケは生える

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

暗くしめった場所に コケは生える

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

‎闇に隠れて身を守るためだ

Ay döngüsünün en karanlık evresi.

‎特に暗い夜が続く

Çok karanlık olursa avlarını göremezler.

‎暗すぎると獲物が見えない

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

‎暗く静かな場所が必要だ

Karanlık Enerji Ölçümü adı verilen

私が関わっている ダークエネルギー調査では

Sadece hayatın karanlık tarafında bakma.

人生の暗い面ばかりを見るな。

Açıkça görmek için çok karanlık.

暗すぎてはっきりと見えない。

Karanlık bir yerde kitap okumayın.

暗いところで本を読んではいけません。

Hava okuyamayacağım kadar çok karanlık.

とても暗いので私は本が読めない。

Dışarıda oynamak için çok karanlık.

暗すぎて、外では遊べない。

Onun bir karanlık terörü var.

彼女は暗やみをひどく恐れている。

Ben, karanlık bir sokaktan geçtim.

私はその暗い道を通り過ぎた。

Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.

暗い嵐の夜だった。

Kediler karanlık olduğunda bile görebilir.

- 猫は暗闇の中でもものを見ることができる。
- ネコは暗がりでも物が見える。

Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.

猫は暗いところでも目が見える。

Beyzbol oynayamayacak kadar çok karanlık.

あまり暗くて野球ができません。

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

‎だが それは間違いだった ‎闇は味方になるが‎―

Şu an o kadar karanlık ki...

‎ここまで暗いと‎―

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

‎海では魔法のような ‎光景が繰り広げられる

Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?

さて 暗黒物質が存在しない場合には 何が起こるのでしょうか?

Ben farkına varmadan önce karanlık oldu.

何時の間にか暗くなった。

Yağmur yağacak. Şu karanlık bulutlara bak.

雨が降りそうだ。あの黒い雲をごらんよ。

Işıklar aniden söndü ve karanlık oldu.

灯りが突然消えて暗くなった。

Kasabadaki her yerde hava karanlık oluyor.

町中が暗くなっている。

Karanlık bir odada okumak iyi değildir.

暗い部屋で読書するのはよくない。

Böyle karanlık bir yerde ne yapıyorsun?

そんな暗いところで何してるの?

Neptün, karanlık, soğuk ve çok rüzgarlıdır.

海王星は暗く寒く、かつ烈風が吹き荒れている。

Şimdi tenis oynanmayacak kadar çok karanlık.

テニスやるには暗すぎるよ。

Ve beni en karanlık günlerimde kurtaran stratejilerim.

私をどん底から救いだした方法です

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

‎アフリカのサバンナは ‎まもなく新月を迎える

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

‎日がどんどん長くなり ‎夜は短くなる

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

‎夜の海を ‎より深く知ることができた

Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.

‎稲妻の光を除けば ‎辺りは真っ暗だ

İşte iki farklı karanlık madde türü içeren

ここに2つの宇宙の シミュレーションがあります

Çatıya giden merdiven, dar, dik ve karanlık.

屋根にいく階段は狭くて急でくらいです。

Gökyüzü sanki güneş batmış kadar karanlık oldu.

まるで太陽が沈んでしまったかのように空は暗くなった。

Sen oraya varıncaya kadar neredeyse karanlık olacak.

そこに着くまでには、ほぼ暗くなっているだろう。

Mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu.

彼は店の奥の暗い隅に姿を消した。

Hava karanlık, bu yüzden adımlarına dikkat et.

暗いから、足下に気をつけて。

Onun işlere karanlık tarafından bakma eğilimi var.

- 彼女は悲観する傾向がある。
- 彼女は物事を悲観的に見る傾向がある。

Karanlık güçler olarak etiketlenenleri bir köşeye atmak yanlış.

英雄が倒すべき暗黒の力として ただ切り捨てるのは間違っています

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

‎長く暗い冬は 母親にとって ‎過酷な試練となる

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

‎北極圏には ‎まだ闇が居座っている

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

‎夜のほうが‎― ‎オットセイは ‎安全に海を泳げる

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

‎夜にはサンゴも ‎恐ろしい顔を見せる

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

この小さな銀河が暗黒物質の謎を解くうえで 大きなヒント与えてくれます

Ansızın büyük yağmur damlaları karanlık gökyüzünden düşmeye başladı.

急に暗い空から大粒の雨が降り始めた。

Odada hava karanlık olmasına rağmen kitabı kolayca buldum.

部屋は暗かったが、私はその本を簡単に見つけた。

John, karanlık bir odada bir hayaletin varlığını hissetti.

ジョンはその暗い部屋に幽霊の存在を感じた。

Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.

‎真っ暗な夜でも ‎赤外線カメラなら撮影できる

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

‎だが真っ暗な夜は‎― ‎“第六感”に頼る

Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.

‎暗い夜の海なら ‎比較的安全なはずだ

Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen

ほとんどの物理学者は 暗黒物質は粒子だと考えています

Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.

梅雨らしく空はどんよりしている。

Artık topu göremeyecek kadar karanlık oluncaya kadar beyzbol oynardık.

私たちは、暗くてボールが見えなくなるまで野球をやった。

John bunun karanlık bir evdeki ışıkları açmak gibi olduğunu söylüyordu.

ジョンは 暗い家に明かりをつけたような 感覚だったと言いました

Bunun, birçoğumuz için kötü ve karanlık bir kelime olduğundan şüpheleniyorum.

私たちには 口に出せない言葉に なってしまったようです

- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

人はみな月である。誰にも決して見せない暗い面がある。

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

‎闇に姿を隠しても‎― ‎足音は氷を伝って ‎響いてしまう

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

‎だが月が出ている ‎満月の明るさは ‎太陽の40万分の1だ

Ancak Apollo Programı ilk astronotlarını başlatmadan önce en karanlık saatiyle yüzleşecekti

しかし、アポロ計画が最初の宇宙飛行士を打ち上げる前に、それは最も暗い 時間に 直面するでしょう 。

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

‎暗い夜ほど ‎海は不思議な世界を見せる

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

‎街の明かりから離れ‎― ‎暗い外洋に出れば ‎オットセイは安全だ

Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.

男はトムを見てから、楽屋口を通って、暗いロンドンの街路へと消えていった。

- En karanlık yer şamdanın altıdır.
- Çıra dibine kör yanar.
- Terzi, kendi söküğünü dikemez.

灯台下暗し。

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

‎無事に冒険を終えた ‎暗い密林では ‎家族が集まるのも一苦労だ

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

暗くてしめった場所には 虫たちがいるだろう 行くよ