Translation of "Açısından" in French

0.019 sec.

Examples of using "Açısından" in a sentence and their french translations:

Zamanlama açısından baktığımızda

En termes de chronologie,

Birçok kişi bugünlerde varlık açısından zengin ama zaman açısından fakir.

Beaucoup de gens, ces temps-ci, sont riches en capitaux mais pauvres en temps.

O zaman bilim açısından bakalım

Alors regardons la science

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.

Le pays est riche de ressources naturelles.

Portakallar vitamin C açısından zengindirler.

Les oranges sont riches en vitamine C.

Avokadolar E vitamini açısından zengindir.

Les avocats sont riches en vitamine E.

Makale sorunu etik açısından tartışıyor.

L'article traite le problème en termes d'éthique.

En azından bir komedyenin bakış açısından.

du point de vue du comédien.

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

Dans la perspective du TSPT,

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

Donc, d'un point de vue purement économique :

Hem değer, hem de hacim açısından --

en termes de valeur et de volume.

Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.

La région est relativement riche en ressources minérales.

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.

Ce pays abonde en ressources naturelles.

O, para açısından her şeyi düşünüyor.

- Il pense tout en termes d'argent.
- Il pense à tout en termes d'argent.

O her şeyi para açısından görüyor.

Il voit tout en termes d'argent.

O kâr açısından her şeyi düşünür.

Il pense à n'importe quoi en termes de profits.

Garamer açısından yanlış olan cümleyi seçin.

Choisissez la phrase grammaticalement incorrecte.

Enfeksiyon kapma riski açısından budaha güvenli,

C'est probablement plus sûr, du point de vue de l'infection,

Bunu onların bakış açısından görmeye çalışın.

Essaye de voir ça de leur point de vue.

Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.

Nous avons discuté la question d'un point de vue éducatif.

Bir kadın her şeyi para açısından düşünür.

Une femme pense à tout en termes d'argent.

Ama özellikle, stand-up açısından bu şekilde işliyor.

mais spécifiquement, pour le stand-up, ça marche comme ça aussi.

Ve tuhaf bir şekilde Norveç'in çok kültürlülüğü açısından

et, bizarrement, je devins presque, une espèce d'enfant-modèle

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

Ces petites choses donnent de grands indices sur la matière noire.

Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.

Les Nord-Américains sont plus conservateurs en matière de morale sexuelle que les Européens.

Bu cümle dil bilgisi açısından doğru gibi gözüküyor.

Cette phrase semble grammaticalement correcte.

Bu cümlenin dil bilgisi açısından doğru olduğunu düşünmüyorum.

Je ne pense pas que cette phrase soit grammaticalement correct.

Yani az uyku, bir erkeği bu önemli sağlık açısından

Un manque de sommeil vieillira donc un homme d'une décennie

Alıcının bakış açısından, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.

Du point de vue de l'acheteur, le prix de ces lecteurs de CD est trop élevé.

Sağlık açısından bakıldığında Tokyo böylesine güzel bir yer değil.

Du point de vue de la santé, Tokyo n'est pas tellement un bon endroit pour vivre.

Mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.

n'est aussi imprégné de métaphores et de sens que le cœur humain.

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

de maladie cardiaque, d'AVC et de cancer

Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.

D'un point de vue théorique, l'argument de Peterson est en rapport direct avec notre discussion.

Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

D'un point de vue écologique, l'Antarctique devrait être réservé à la recherche, à l'exclusion du tourisme et de l'exploration commerciale.