Translation of "Değişikliği" in English

0.007 sec.

Examples of using "Değişikliği" in a sentence and their english translations:

Değişikliği sevmem.

I don't like change.

Kandaki renk değişikliği,

as it carries oxygen versus not carrying oxygen,

İklim değişikliği gerçekleşiyor,

Climate change is happening,

Şu değişikliği öneririm.

- I'd suggest the following change.
- I would suggest the following change.

Plan değişikliği vardı.

There's been change of plan.

Değişikliği fark etmedi.

He didn't notice the change.

İklim değişikliği gerçektir.

Climate change is real.

Tom değişikliği sevdi.

Tom loved the change.

Değişikliği fark etmedim.

I didn't notice the change.

Sorun, iklim değişikliği değil.

Climate change is not the problem.

İklim değişikliği hepimizi öldürmezse

if climate change doesn't kill us all,

Tutum değişikliği nasıl sağlanabilir?

How can a change of attitude be achieved?

Bu değişikliği ne getirdi?

What has brought this change?

Herhangi değişikliği fark etmedim.

I didn't notice any change.

- Kiribati iklim değişikliği tehdidi altındadır.
- Kiribati iklim değişikliği tarafından tehdit ediliyor.

Kiribati is threatened by climate change.

Iklim değişikliği için derin dekarbonizasyon

like Deep Decarbonization for climate change

Iklim değişikliği ve toprak bozunumu.

climate change and soil degradation.

O, plandaki değişikliği bana anlattı.

He told me about the change in the plan.

İklim değişikliği hakkında ne biliyorsun?

What do you know about climate change?

İklim değişikliği küresel bir sorundur.

Climate change is a global problem.

Yapmam tavsiye edilen değişikliği yaptım.

I've made the change I was advised to make.

Ani bir plan değişikliği oldu.

There's been a sudden change of plans.

Küresel iklim değişikliği herkesin sorunudur.

Global climate change is everybody's problem.

İklim değişikliği gerçekten oluyor mu?

Is climate change really happening?

Sanırım bir kariyer değişikliği zamanı.

I think it's time for a career change.

O bir iklim değişikliği inkarcısıdır.

He's a climate change denier.

Ani bir plan değişikliği vardı.

There was a sudden change of plan.

İklim değişikliği bir aldatmaca değildir.

- Climate change is not a hoax.
- Climate change isn't a hoax.

Birçok kişi bu değişikliği beğenmedi.

Many people disliked that change.

İklim değişikliği en büyük sorunumuzdur.

Climate change is our greatest challenge.

Insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

people are migrating because of climate change,

Şu an iklim değişikliği dursa bile

Even if climate change stopped right now,

Lütfen toplantı gündemindeki değişikliği not al.

Please note the change in the meeting agenda.

Doktor bir hava değişikliği tavsiye etti.

The doctor advised a change of air.

Durumdaki herhangi bir değişikliği bana bildirin.

Please inform me of any changes in the situation.

Bir hava değişikliği sana iyi gelecektir.

A change of air will do you good.

İklim değişikliği hakkında konuşmak için buradayım.

- I am here to talk about climate change.
- I'm here to talk about climate change.

O bir hava değişikliği için Atami'ye gitti.

He went to Atami for a change of air.

O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.

He put up a notice about the change in price.

O, değişikliği fark etmedi fakat ben ettim.

He didn't notice the change, but I did.

Bir hava değişikliği size çok iyi gelecektir.

A change of air will do you a lot of good.

Bu dünyanın genelindeki iklim değişikliği herkesi endişelendirdi.

The climate change around this world worried everyone.

Bunlar 1917 filminin senaryosundaki 61 sahne değişikliği.

These are the 61 scene changes in the screenplay for the movie 1917.

Tom fiyat değişikliği hakkında bir bildirimde bulundu.

Tom put up a notice about the change in price.

Mercan resifleri iklim değişikliği tarafından tehdit ediliyor.

Coral reefs are threatened by climate change.

Kutup ayıları iklim değişikliği tarafından tehdit ediliyorlar.

Polar bears are threatened by climate change.

Neyse ki, toprak bozunması ve iklim değişikliği olan

Fortunately, I can also tell you that there is a solution

. İçinde olacak değişikliği onunla duyurmak için. Bir zamanlar

a single state. During the same time period, oil was flowing

Lütfen onun durumundaki herhangi bir değişikliği bana bildirin.

Please inform me of any change in his condition.

İklim değişikliği gerçektir ve buna insanlar sebep oluyorlar.

Climate change is real and it's caused by humans.

İklim değişikliği bilim adamları beklediğinden daha hızlı oluyor.

Climate change is happening faster than scientists had expected.

İklim değişikliği, karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdittir.

Climate change is the biggest threat that we face.

- Bu küçük Pasifik adası halkı iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
- Bu küçük Pasifik adası ulusu iklim değişikliği tehdidi altındadır.

This small Pacific island nation is threatened by climate change.

Iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,

why something like climate change is such a serious problem,

Kaynaklanan iklim değişikliği nedeniyle hızla değişecek . 12 Aralık 2000

world will change rapidly due to climate change resulting from

"İklim Değişikliği" mi yoksa "Küresel Isınma" mı demem gerekir?

Should I say "Climate Change" or "Global Warming"?

Küresel iklim değişikliği, insanlığın karşılaştığı en büyük tehditlerden biridir.

Global climate change is one of the greatest threats facing humanity.

Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man.

On üçüncü yasa değişikliği tüm zenci köleleri serbest bıraktı.

The Thirteenth Amendment freed all Negro slaves.

Zamanımızın en acil meydan okumalarından biri de iklim değişikliği.

One of the most urgent challenges of our time is climate change.

Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.

Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.

Doktorum bana önerdiğinden beri, hava değişikliği için bir yere gitmeyi düşünüyorum.

I'm thinking of going somewhere for a change of air, since my doctor advises me to.

İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.

After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.

Tom Mary'nin davranışındaki herhangi bir değişikliği fark edemeyecek kadar çok meşguldü.

Tom was too busy to notice any change in Mary's behavior.

İnternet üzerinden ikamet değişikliği yapabilmek için taşınılacak evde kimsenin kayıtlı olmaması gerekiyormuş.

Apparently there mustn't be anyone registered at a house to which one plans to move, in order for one to be able to change one's address online.

Florida'da memurların "iklim değişikliği" ya da "deniz seviyesi yükselişi" kelimelerini kullanmalarına izin verilmiyor.

Officials are not allowed to use the words "climate change" or "sea-level rise" in Florida.

Küresel iklim değişikliği hakkında bir şeyi ne kadar erken yapmaya başlarsak o kadar iyi durumda olacağız.

The sooner we start doing something about global climate change, the better off we'll be.

Z kuşağında depresyon ve intihar oranlarının artışında etkili olan faktörler arasında sosyal medya kullanımı, haberlerde iklim değişikliği, göç ve toplu katliamlar gibi negatif olayların başrol oynaması ve ailelerin ve yetkililerin ölüm için intiharın bir seçenek olması yönündeki hoşgörüsü yer alıyor.

Factors contributing to increased depression and suicide rates for Gen Z include social media use, issues that play negatively in the news such as climate change, immigration and mass shootings, and a greater willingness of families and officials to acknowledge suicide as a cause of death.