Translation of "Birlikte" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "Birlikte" in a sentence and their chinese translations:

Birlikte çalışıyoruz.

我们一起工作。

Birlikte yaşıyoruz.

我們住在一起。

Amcamla birlikte yaşıyorum.

我住在我的伯父家

Benimle birlikte gel.

请跟我来。

Onlarla birlikte git!

跟他们一起去!

Ebeveynlerimle birlikte yaşıyorum.

我跟父母住在一起.

Tekrar birlikte olalım.

讓我們再聚在一起!

Okula birlikte gideriz.

我们一起去学校。

Bizimle birlikte gel.

跟我們一起來吧。

Onlar birlikte çalışırlar.

他们在一起工作。

Bizimle birlikte ye.

跟我们一起吃吧。

Haydi birlikte çalalım.

我们一起玩吧!

- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- Birlikte şarkılar söylemenin tadını çıkardık.

我們喜歡一起唱歌。

Birlikte yaşamaktan hoşlanmayabiliriz ama birlikte ölmek bir şeyi çözmeyecek.

我们可能不喜欢住在一起,但一同死亡也无济于事。

Ailemi birlikte getirebilir miyim?

我可以和家人一起來嗎?

Hepimiz birlikte dua edelim.

大家来一起祈祷吧。

Seninle birlikte eve döneceğim.

我會跟你一起回家。

Tom'la birlikte burada kal.

留在这和汤姆在一起。

Birlikte akşam yemeği yiyelim

一起吃晚饭吧。

Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?

我可以跟你一起跑嗎?

Niçin bizimle birlikte gelmiyorsun?

你为什么不和我们一起来?

Sonsuza dek birlikte olacağız.

我們會永遠在一起。

Ailenle birlikte mi yaşıyorsun?

你和你的父母同住嗎?

Tom'u benimle birlikte götürdüm.

我和汤姆在一起。

Bunu birlikte yapacağımızı düşünmüştüm.

我認為我們要一起做。

Birlikte gelmek ister misin?

你想一起去嗎?

Onunla birlikte güvenli hissediyorum.

我和他在一起時很有安全感。

Onunla birlikte çalıştığını biliyorum.

我知道你在和她一起工作。

Onlar birlikte sinemaya gittiler.

他们一起去看电影。

Birlikte oynayacak arkadaşlarım yok.

我没有朋友一起玩。

Lütfen karınla birlikte gel.

请和夫人一起来吧!

Benimle birlikte gel bari.

你不如跟我一起來。

Aileni birlikte getirdin mi?

你帶著家人一起來嗎?

Bir arkadaşla birlikte kalıyorum.

我和一位朋友住在一起。

Birlikte yaşamak zorunda kaldık.

我們要在一起生活。

- Geçen hafta amcamla birlikte kaldım.
- Geçen hafta dayımla birlikte kaldım.

我上週跟我叔叔住在一起。

Kardeş gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa aptal gibi birlikte yok olacağız.

我们必须学会像兄弟一样共同生活,要么就像傻子一样同归于尽。

Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.

我希望我能和你一起参加派对。

Seninle birlikte konsere gitmek istiyorum.

我想和你一起去音乐会。

Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.

- 一家人一起吃了晚饭。
- 家裡人一起吃了晚飯。

Sizinle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum.

我想和你共進早餐。

Fizyoterapistlerle birlikte işine geri döndü.

他回去和理疗师一起工作。

Kütüphanede birlikte çalışmaya ne dersin?

- 咱们一起去图书馆学习,你看怎么样?
- 咱们一起去图书馆学习,你说怎么样?
- 咱们一起去图书馆学习,你觉得怎么样?

Yangını söndürmek için birlikte çalıştılar.

他們同心協力地把火撲熄了。

O, para ile birlikte kaçtı.

他携款潜逃。

Birlikte kulanım, sizi tamamen korumaz,

同时采取这些措施虽然不能带来完全防护

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

和我唱首歌。

Tom'un birlikte gelmek istediğinden eminim.

我确定汤姆想来。

O ve ben birlikte yürüdük.

我和他一起走。

Onunla birlikte kayağa gitmek istiyorum.

我想和她去滑雪。

Niçin birlikte öğle yemeği yemiyoruz?

為什麼我們不一起吃午飯呢?

Ann'in birlikte oynayacak arkadaşları yoktu.

安沒有朋友陪她玩。

Aile birlikte bir film izliyor.

这一家人一起看电影。

Tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

這隻狐狸和這隻熊一起生活了。

Bu gece seninle birlikte olacağım.

今晚我將與你在一起。

O, ofiste benimle birlikte çalışır.

他跟我在這間辦公室一起工作。

O, onunla birlikte çıkmak istiyor.

她想和他約會。

Balık ve kırmızı şarap birlikte gitmez.

鱼和红酒不相配。

Onlarla birlikte gitmek istersen acele etmelisin?

你要是想和他们一起去的话,不得不赶快去。

Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.

我跟他去钓鱼。

O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.

他和他的儿子放风筝了。

O ve erkek arkadaşı birlikte yaşıyorlar.

她跟她男朋友一起住。

Onlar birlikte güzel bir zaman geçirdiler.

他們在一起很愉快。

Birlikte öğle yemeği yemek ister misiniz?

要一起吃午餐吗?

Gelecek ay arkadaşımla birlikte Hokkaido'ya gideceğim.

我打算下个月和朋友一起去北海道。

- Birlikte oraya yürüyebiliriz.
- Oraya beraber yürüyebilirdik.

我們可以一起走著去。

Tom Mary ile birlikte oturma odasında.

汤姆和玛丽在客厅里。

Google Hangouts üzerinden birlikte oyun oynuyoruz.

我们在Google环聊上一起玩游戏。

Onun birlikte oynayacak hiç arkadaşı yok.

他没有任何朋友玩。

Bütün yaz boyunca onlarla birlikte kaldık.

我们整个夏天都和他们待在一起。

Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

我觉得我和你一起住影响了你生活的方式。

Tom'un bizimle birlikte yeyip yemiyeceğini bilmiyorum.

我不知道Tom是否和我们一起吃饭。

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum.

我喜欢和父亲一起去钓鱼。

Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?

跟我們一起散步怎麼樣?

Amonyak ve çamaşır suyunu birlikte karıştırma.

别把氨水和漂白剂混在一起。

Genç, neden birlikte bir gruba girmiyoruz?

Junior,我们为何不一起加入同一个小组呢

Kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar düşer.

树上的叶子随着冬天的到来而掉落。

O, babasıyla birlikte Hangzhou'ya gitti mi?

他是跟他爸爸去杭州的吗?

Joe dün akşam sizinle birlikte miydi?

昨天晚上喬跟你在一起嗎?

Birlikte akşam yemeği yemeğe ne dersin?

一起吃晚餐怎麼樣?

Benimle birlikte biraz çay almaz mısın?

你不和我一起喝点茶吗?

Sen ve Tom birlikte mi çalışıyorsunuz?

你跟湯姆一起工作嗎?

Her hafta sonu birlikte dışarı çıkarız.

我們每個週末都一起出去。

Köpeğim her yere benimle birlikte gider.

我的狗總是跟著我。

Keşke birlikte daha fazla zaman geçirebilsek.

我希望我们有更多时间呆在一起。

Birlikte pikniğe gittiğimiz zamanı hâlâ hatırlayabiliyorum.

我还记得我和你一起去野餐的时候。

Gel ve benimle birlikte çay iç.

来跟我喝茶吧。

Benimle birlikte pikniğe gitmek istiyor musunuz?

你想跟我去野餐吗?

Biz birlikte oraya gitmek zorunda kaldık.

我们必须一起去。

Tom ve Mary birlikte kütüphanede çalışıyorlar.

湯姆和瑪麗在圖書館一起學習。

Şarkı söylersen, seninle birlikte şarkı söyleyeceğiz.

如果你唱,我們就跟著唱。

Ne kadar süredir Tom'la birlikte çalışıyorsun?

你跟湯姆工作了多長時間?

Tom ve Mary birlikte mi çalışıyorlar?

汤姆和玛丽一起工作吗?

Ben onunla birlikte filmi görmek için sabırsızlanıyorum.

我向往着和她一起看那部电影.

Hafif soğuk ailemle birlikte Ibusuki'ye gidişimi engelledi.

我有点感冒,没能和家人一起去指宿。

Balık ve kırmızı şarap birlikte iyi gitmez.

魚和紅酒不合。