Translation of "Parecía" in Turkish

0.047 sec.

Examples of using "Parecía" in a sentence and their turkish translations:

Parecía…

Şey gibi...

- Parecía joven.
- Él parecía joven.

O genç görünüyordu.

Parecía fácil.

Kolay görünüyordu.

Parecía satisfecho.

O memnun görünüyordu.

Parecía feliz.

Mutlu görünüyordu.

Parecía interminable.

Hiç bitmeyecek gibi görünüyordu.

Parecía probable.

O muhtemel görünüyordu.

Parecía lluvia.

Yağmur gibi görünüyordu.

Parecía joven.

Genç görünüyordu.

- Mi esposa parecía asustada.
- Mi esposa parecía sorprendida.

Karım şaşırmış görünüyordu.

¿Tom parecía disgustado?

Tom üzgün görünüyor muydu?

Parecía estar hambriento.

O aç görünüyordu.

No parecía interesada.

O, ilgili görünmüyordu.

Tom parecía petrificado.

Tom donakalmış görünüyordu.

Tomás parecía sorprendido.

Tom şaşırmış görünüyordu.

Tom parecía agradable.

Tom hoş görünüyordu.

Tomás parecía perdido.

Tom kaybolmuş görünüyordu.

Tom parecía enojado.

Tom öfkeli görünüyordu.

Tom parecía feliz.

Tom mutlu görünüyordu.

¿Tom parecía feliz?

Tom mutlu görünüyor muydu?

Tom parecía joven.

Tom genç görünüyordu.

Todo parecía bien.

Her şey iyi görünüyordu.

Parecía una eternidad.

- Bana bir ömür gibi gelmişti.
- Bir ömür gibi gelmişti.

Parecía una pistola.

Bir silah gibi görünüyordu.

Ella parecía enferma.

Hasta görünüyordu.

Tom parecía confundido.

Tom kafası karışmış görünüyor.

Nada parecía funcionar.

Hiçbir şey işe yarıyor gibi görünmüyordu.

Tomás parecía tímido.

Tom utangaç görünüyordu.

Tom parecía triste.

Tom üzgün görünüyordu.

Tom parecía cansado.

Tom yorgun görünüyordu.

Todo parecía calmado.

Her şey sakin görünüyordu.

Todo parecía normal.

Her şey normal görünüyordu.

Parecía estar loco.

O deli görünüyordu.

Nadie parecía oír.

Hiç kimse duymuş gibi görünmüyordu.

Ella parecía emocionada.

Heyecanlı görünüyordu.

- No parecía ser un problema.
- No parecía haber un problema.

Bir problem var gibi görünmüyordu.

No parecía particularmente revolucionario,

Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu

El público parecía aburrido.

Seyirci sıkılmış görünüyordu.

Hitomi parecía muy contenta.

Hitomi çok mutlu görünüyordu.

El anciano parecía sabio.

Yaşlı adam akıllı görünüyordu.

¿El coche parecía viejo?

Araba eski görünüyor muydu?

Él parecía un médico.

O bir doktora benziyordu.

Esta canción parecía apropiada.

Bu şarkı uygun görünüyordu.

Él parecía muy feliz.

O çok mutlu görünüyordu.

Su vestido parecía barato.

Onun elbisesi ucuz görünüyordu.

Parecía haber estado enfermo.

O, hasta olmuş görünüyordu.

Ella parecía no interesada.

O ilgisiz görünüyordu.

Tom parecía verdaderamente avergonzado.

Tom gerçekten mahcup görünüyordu.

El tiempo parecía detenerse.

Zaman durmuş gibi görünüyordu.

Tom parecía muy triste.

Tom çok üzgün görünüyordu.

Tom parecía muy cansado.

Tom çok bitkin görünüyordu.

Parecía una buena idea.

Bu iyi bir fikir gibi görünüyordu.

Su bisabuelo parecía enfermo.

Büyükdedesi hasta görünüyordu.

Tom parecía estar enfadado.

Tom öfkeli görünüyordu.

Tom no parecía preocupado.

Tom kaygılı görünmüyordu.

No parecía tan importante.

Bu o kadar önemli görünmüyordu.

La chica parecía enferma.

Kız hasta görünüyordu.

Tom no parecía raro.

Tom bir hilkat garibesi gibi görünmüyordu.

Steve parecía muy feliz.

Steve çok mutlu görünüyordu.

Este libro parecía interesante.

Bu kitap ilginç görünüyordu.

Carl parecía muy feliz.

Carl çok mutlu görünüyordu.

Tom parecía muy feliz.

Tom çok mutlu görünüyordu.

Mary parecía estar durmiendo.

Mary uyuyormuş gibi görünüyordu.

Tom parecía estar ocupado.

Tom meşgulmüş gibi görünüyordu.

- Ella parecía más bonita que nunca.
- Ella parecía más guapa que nunca.

Her zamankinden daha güzel görünüyordu.

- Tom parecía acordarse de mí.
- Parecía que Tom se acordaba de mí.

Tom beni hatırlıyor gibi görünüyordu.

Al principio, todo parecía igual.

Başta her şey aynı gibi görünüyor.

A estas alturas, todo parecía…

O noktada, ormandaki her şey... 304. GÜN

La familia parecía estar maldita.

Aile lanet altında görünüyordu.

Parecía que él estaba bien.

O, iyi gibi görünüyordu.

Él jamás parecía lograr nada.

O bir şey başarmış gibi görünmüyordu.

Parecía una buena idea entonces.

O zaman iyi bir fikir gibi görünüyordu.

Ella parecía haber estado enferma.

O hastaymış gibi görünüyordu.

Todo parecía difícil al comienzo.

- İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- Başta her şey zor görünüyordu.

A Tom no parecía importarle.

Tom umursuyor gibi görünmüyordu.

Parecía que no había nada.

Hiçbir şey olmadığı görünüyordu.

- Parecía sola.
- Ella lucía sola.

O yalnız görünüyordu.

La historia no parecía real.

Hikaye doğru görünmüyordu.

Tom parecía preocupado por algo.

Tom bir şey hakkında endişeli görünüyor.

Parecía que él estaba enfermo.

O, hasta gibi görünüyordu.

Tomás no parecía muy entusiasmado.

Tom çok coşkulu görünmüyordu.

Tom parecía aliviado de verme.

Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.

El porvenir parecía muy negro.

Gelecek çok umutsuz görünüyor.

Parecía ser una buena idea.

O iyi bir fikir gibi görünüyordu.

Él parecía haber sido rico.

O zengin gibi görünüyordu.

Tom parecía estar algo decepcionado.

Tom biraz hayal kırıklığı uğramış gibi görünüyordu.