Translation of "힘을" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "힘을" in a sentence and their turkish translations:

힘을 모아야 합니다.

birlikte çalışmalı,

좋은 친구들에게서 힘을 얻고

İyi dostlarımdan güç alırım.

함께 힘을 모아야 합니다.

Birlikte çalışmak zorundayız,

그리고 우리는 함께 힘을 합쳤죠.

Her şeyi birlikte çözdük.

순환의 고리를 끊기위해 힘을 냅시다.

örtülü cinsiyet yanlılığı döngüsünü sonlandırma gücümüz var.

기후변화에 맞서려면 힘을 합쳐야 합니다.

İklim değişikliğine karşı ayakta durabilmek için birlikte çalışmalıyız.

왜 그렇게 지속적인 힘을 가진 것일까?

Neden bu kadar kalıcı bir etken?

세상에서 가장 부유하고 힘을 가진 이들이

Bunlar dünyanın en zengin, en güçlü insanları olmalarına rağmen

이야기는 힘을 가집니다. 이야기는 생명력을 가집니다.

Hikâyeler güçlüdür, canlıdır ve bir şeyi hayata geçirir.

함께 힘을 모아서 빙하의 건전성을 감시하고

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

이성의 힘을 갖고 자신의 생존을 추구하는

mantık gücü ve duyguları olan

가장 토착적이며 원초적인 힘을 끌어내야 할 것입니다.

ve en eski türden bir güç yaratmak.

과거의 상처를 딛고 일어설 힘을 얻게 되었습니다.

ve geçmişte olanla yaşamama izin verdim.

앞을 보는 데 집중하고 다리 힘을 이용해서

İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...

다시는 경제적 힘이 민주적 힘을 이기지 못하게

Yeni seçim kural ve yöntemleri kullanabiliriz,

이해 당사국이 한데 모여 힘을 합치자는 것입니다.

tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.

이 두 날개가 동등한 힘을 가지지 못한다면,

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

우리 행성의 운명을 만들어갈 힘을 가지고 있습니다.

ama gezegenimizin kaderini şekillendirecek güce sahip.

그들과 함께 혼신의 힘을 다해 함께 일했습니다.

onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar.

그들이 정말 진지하게, 모든 힘을 다해 싸우지 않는다면

şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek

제 대답은 늘 세 가지입니다 가족에게서 힘을 얻고

Benim için her zaman üç şey vardır. Ailemden güç alırım.

‎아직은 어미 없이 생존할 ‎능력과 힘을 갖추지 못했습니다

anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.

‎수컷은 모든 힘을 끌어모아 ‎하룻밤에 수 km를 비행합니다

Enerjisini son damlasına kadar harcayarak tek gecede birkaç kilometre uçacak.

그들이 속해 있다고 생각하는 더 강한 힘을 존중하기 위해서요.

insanlar arasında ücretsiz olarak paylaşıldı.

이럴 때 드는 생각이 있습니다 '나는 어디서 힘을 얻을까?'

Ama bilirsiniz, böyle zamanlarda gücümü nereden aldığımı da düşünürüm.

마치 자신이 가진 미지의 힘을 끊임없이 과시하는 것 같았죠.

dalgalar tekneyi tüm gücüyle sallıyordu.

‎스칸디나비아의 소나무 숲에는 ‎초능력 수준의 힘을 지닌 ‎짐승이 있습니다

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

‎암컷이 수컷보다 20% 무겁기에 ‎수컷은 온 힘을 다해 버팁니다

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

이 눈과 얼음 전체가 힘을 받아 제 무게를 버텨줄 겁니다

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

올바른 등반 요령은 다리 힘을 이용하고 팔로는 균형만 잡는 겁니다

İyi tırmanış için bacaklarınızı kullanmalı ve kollarınızla da dengeyi ayarlamalısınız.

맞아, 한국은 문화적인 수준에서만이 아니라 경제면에서도 큰 힘을 가진 나라지.

Evet, Güney Kore büyük bir güç! Sadece kültürel seviyede değil ama ekonomik