Translation of "않는" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "않는" in a sentence and their turkish translations:

반응하지 않는 거죠.

ve tepki gösterme.

인종차별주의자가 되려고 하지 않는

ırkçı olmak istemeyen insanlardan.

바람이 불지 않는 갱도?

hava akımı olmayan tünel mi?

일하러 가지 않는 상상이죠.

bir daha asla işe gitmeyecek.

우리가 행복을 원하지 않는 날은

Mutlu olmak istemediğimiz

해킹되지 않는 게 뭔지 아세요?

Uzaktan ne hacklenemez biliyor musunuz?

더이상 차로 이동하지 않는 도시라서요.

çünkü artık kimse araba sürmüyor --

보이지 않는 부분도 너무 많습니다.

göremediğiniz çok şey olurdu

변화하지 않는 이상 그건 불가능하거든요.

Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.

거대한 호수의 멈추지 않는 물결이

Büyük gölün coşkulu sularındaki kıpırtılar hep birlikte

임신 외엔 어떤 일도 돕지 않는

çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan

해보지 않는 게 바보 같다고 확신했습니다.

değerlendirmemek aptalca görünürdü.

뭔가 느낌이 좀 맞지 않는 거죠.

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

이 불이 밤새도록 꺼지지 않는 한

Bu ateşin gece boyunca yanmasını sağlayabilirsem

어쩌면 이 눈에 보이지 않는 미생물은

Belki de bu, gözden ve gönülden uzak mikroplar

그런데 전혀 먹히지 않는 것 같더라고요.

fakat herhangi bir çekicilik görmüyorum.

처방된 대로 복용하지 않는 경우가 많죠.

genelde bize yazıldığı gibi kullanmıyoruz.

결국, 당신은 존재하지 않는 것과 같다."

Hatta var olmayabilirsiniz."

물론 혼자 살지만, 외롭지 않는 사람들도 많죠.

Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var.

바람이 부는 갱도? 바람이 불지 않는 갱도?

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

바람이 불지 않는 갱도로 가자는 거죠? 좋습니다!

Hava akımı olmayan tünelden mi gitmek istiyorsunuz? Tamam!

그래서 공감하지 않는 의견에 면역력이 생긴 저는

hemfikir olmadığım görüşlere karşı bağışıklık kazandırdığıydı,

배우려 하지 않거나, 지도를 따르지 않는 사람입니다.

öğrenme ihtiyacı duymayan ve yol gösterilemeyen bir kişi.

왜 다음 생리기간까지 피가 그냥 머물러있지 않는 걸까요?

Ya da neden bir dahaki döngüye kadar orada kalmıyor?

두 번째 해결책은 자신의 직감을 믿지 않는 것입니다.

İkinci çözüm, sezgilerimize güvenmemektir.

산자이 구비는 표범에 달린 꼬리표를 믿지 않는 피해자로

Büyük kötü kedi etiketine rağbet etmeyen kurbanlardan biri Sanjay Gubbi.

그다지 동기부여가 되지 않는 또 하나는 일에서 인데

Burada bahsedilen rüşvet değil

우리는 아무것도 잃지 않는 세상에 살고 싶어 합니다.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

나무늘보는 배 속에 가스가 차지 않는 유일한 포유동물입니다.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

수면을 충분히 취하는 그룹과 그러지 않는 그룹으로 말이죠.

Uyku grubu ve uyku yoksunu grubu.

우리는 세상이 높이 평가하지 않는 다루기 힘든 감정에

Bizim dünyamızda hiçbir anlamı olmayan şeylere

작고 보이지 않는 악귀 같으며 성질머리가 더러운 녀석의 이름은

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

그리고 조심해야 할 건 수면에 그림자를 드리우지 않는 겁니다

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

저는 관례적인 코미디의 원칙을 따르지 않는 코미디쇼의 대본을 썼어요.

Komedyenlerin, yumruklarını gıdıklamalara çevirmesinin beklendiği

‎원숭이에겐 보이지 않는 적외선이 ‎높은 가지 위의 그들을 비춥니다

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

‎빽빽한 캐노피 아래에선 ‎자라지 않는 ‎신선한 풀이 가득한 곳

Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.

사람들이 유머를 사용하지 않는 마지막 이유는 시간이 없기 때문이에요.

Son neden ise, insanların zamanlarının olmadığını söylemeleri.

그것이 일반적으로 리더의 자질로 여겨지지 않는 것일 때 특히 더요.

özellikle de bu özellikler genellikle insanları lider yapmadığında.

운이 없었던 결과나 정직하게 실수한 것에 벌을 받지 않는 것이죠.

Kötü şans ya da bağışlanabilir bir hata için cezalandırılmayacaklardı.

이런 상황에서 가장 먼저 해야 하는 건 당황하지 않는 겁니다

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

그들이 원하지 않는 건 자신이 이미 꽤 잘한다고 믿는 사람,

İstemedikleri şey ise, kendisinin yeterince iyi olduğunu düşünen,

우리가 해야 할 일은 햇볕이 닿지 않는 그늘진 곳을 찾는 겁니다

Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.

안타깝게도 사람들은 톱니비늘 살모사가 작아서 바로 병원에 가지 않는 등 강한 반응을 안 보이죠

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.