Translation of "그의" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "그의" in a sentence and their turkish translations:

그의 마지막 질문은

Son sorusu ise

그의 완벽주의, 끊임없는 근면함은

Gördüğünüz gibi onun mükemmeliyetçiliği ve katı çalışma etiği

그의 사건은 완전히 기각되었답니다.

davası tamamen düştü.

그의 적들은 용기를 얻었다.

Bu onun düşmanlarını yüreklendirdi.

그의 칼 또한 두동강 내어버립니다.

ve kılıcını kırdılar.

어린것들은 그의 주변에 조용히 둘러앉습니다.

Gençler ise etrafına toplanır ve sessizce otururlar.

그의 집 뒤에 있는 습지에서

Evinin arkasındaki bataklıkta

그의 증거를 반박하며 구체적 합리화를 벌였습니다.

ya da yeni deliller için akla uygun açıklamalar ürettiler.

아버지와 그의 친구들에게 성적 학대를 당했거든요.

Babam ve arkadaşları tarafından cinsel istismara uğruyor,

그가 7살이었을 때, 그의 부모님은 이혼하셨습니다.

Yedi yaşındayken ebeveynleri boşanıyor.

그의 세대에 가장 위대한 바이올리니스트가 되었습니다.

ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.

고작 그의 반 밖에 늘지 않았는데

yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

39세인 그의 아내는 의사들에게 이렇게 물었다고 합니다.

söylenenlere göre 39 yıllık karısı doktorlara şunu sordu:

그의 경험은 그가 죽으면 함께 사라지게 생겼습니다.

Yine de deneyimi onunla beraber ölecek

그의 말은 당신을 좌절시키지 않고 용기를 줘야해요.

Kelimeleri sizi kuvvetlendirmeli, moralinizi bozmamalı.

그의 부모님은 아마도 와인과 치즈를 즐기고 계시겠죠.

muhtemelen şarap içip peynir yiyorlar

제가 설계하진 않고 지켜본 그의 마지막 무대에서

Tasarlamadığım ama şahit olduğum son gösterisinde

그의 발언을 듣고도 어떻게 묵과할 수 있었죠?

Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?

많은 그의 장교들이 그를 따라잡기 위해 노력했다.

Personel memurlarının birçoğu yukarı.

그의 편집자 중 한 명이 저에게 말했죠.

Editörlerinden biri bana şöyle dedi:

그의 결백을 입증할 재판을 다시 열어줄 것을 부탁했습니다.

davasının tekrar açılması için yalvararak.

비록 저희 아버지가 그의 아버지를 살리기에는 너무 늦었었지만,

Babamın, Rudy'nin babasını kurtarması için biraz geç olsa da

가오리가 그의 발 아래에 떠 있는 것을 보았어요.

bir vatozun, ayağının altında yüzdüğünü görüyor.

그 때 브롱크스 자유 기금이 그의 보석금을 내주었습니다.

Bronx Özgürlük Fonu müdahele etti ve kefaletini ödedi.

그의 10살된 딸 아비르를 총으로 쏴 죽였을때도 말이죠.

10 yaşındaki kızı Abir'i,

그의 기본적인 생각은, 만약 모두가 사리를 위해 행동한다면

Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa

그의 아들, 이반 4세는 러시아의 첫 '짜르'로 즉위합니다.

Oğlu IV. İvan ilk Rus Çarı olarak taç giydi

그의 느리고 고통스러운 죽음은 나폴레옹을 몹시 언짢게 했다.

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

그의 포퓰리즘적인 메시지는 빈곤층에게 전달되어 결국 권력을 잡았습니다

Bu çoğulcu mesajı ülkenin fakir kesiminden yankı getirdi ve nihayetinde iktidara geldi

그러나 장례를 치르고 일주일 후, 그녀는 그의 사진을 들여다보고는

Ancak cenazeden bir hafta sonra bu resme baktı

그래서 그의 병상 옆에 앉아 그 이유를 찾기 시작했습니다.

Onun yatağının kenarında oturarak nedenleri araştırmaya başladım.

그러나 오늘날으로 알려진 강 Hyphasis에서 그의 군대는 반란을 일으켰습니다.

Ancak, bugün Hyphasis Nehri’nde bilinen Beas, ordusu isyan etti.

그의 단편의 숨막히는 업적 헬레니즘 시대를 그리스어로 안내하는 삶

Kısa nefes kesici başarıları Hellenistik Çağ'da Yunanlı olarak hayat sürdü

알렉산드르의 뒤를 이어 보수적이고 반동적인 그의 동생 니콜라이가 등극했다.

Alexander ölünce tahtına Nikolas gelir. Nikolas muhafazakar ve gericidir.

하지만 그의 친구들과 동맹국들만이 이 비율에 접근할 수 있습니다

Ama sadece yakın arkadaşlarının ve müttefiklerinin bu orana erişimi söz konusu

많은 깊어가는 걱정거리들은 그의 길고 노출된 측면의 안전에 관한 것이었다.

Birçok endişesi arasında güvenlik vardı uzun, açık yanları.

그러나 호메이니는 그의 대중적 혁명이 이란을 무슬림 성지로 만들었다고 주장한다.

Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.

그의 군대가 이 궁핍한 지역의 땅에서 살아남기 힘들다는 것을 알았기 때문에

Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan

그의 군대엔 10,000명의 사상자가 발생했고, 러시아군에겐 그 두 배 이상의 손실을 입혔다.

10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti

그리고 지나치게 오랜 진군 중의 여름 더위는 지속적으로 그의 병사들에게 큰 사상자를 발생시켰다.

Ve aşırı yaz sıcağında uzun yürüyüşler adamlarına ağır bir yük vermeye devam etti.

그의 부하들은 지쳤고, 고향에서 멀리 떨어져 있는 상태였다. 그리고 전역을 더 수행을 하기엔 이미 늦은 때였다.

Adamları yorgun ve evden uzaktı ve kampanya sezonunda zaten geç kalmıştı.