Translation of "言葉を" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "言葉を" in a sentence and their turkish translations:

その言葉を思い

Bunun hakkında düşündüm.

彼らの言葉を借りると

Onların kelimeleriyle:

言葉を学ぶのは面白い。

Dil öğrenmek ilginçtir.

彼は言葉を慎重に選んだ。

O, sözlerini dikkatlice seçti.

オウムは人間の言葉をまねる。

Papağanlar insanların sözlerini taklit ederler.

オウムは人の言葉をまねできる。

Bir papağan insan konuşmasını taklit edebilir.

今から、この言葉を使わない。

Bundan sonra, ben o kelimeyi kullanmayacağım.

そんな言葉を信じては駄目よ。

Bunun bir kelimesine inanamazsın.

僕は彼の言葉を信用できない。

Onun sözüne güvenemiyorum.

彼女は彼の言葉を書き留めた。

Onun söylediğini not aldı.

私は彼の言葉を脅迫と解した。

Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.

彼はベンの言葉を信じなかった。

O, Ben'in sözlerine inanmadı.

なんでこの言葉を習いたいの?

- Neden bu dili öğrenmek istiyorsun?
- Neden bu dili öğrenmek istiyorsunuz?

彼はよくミルトンの言葉を引用する。

O sık sık Milton'un sözlerinden alıntı yapar.

彼はよくシェイクスピアの言葉を引用する。

O sık sık Shakespeare'den alıntı yapar.

僕は言葉を学ぶのが大好きだ。

Dil öğrenmeyi seviyorum.

詩人たちは最良の言葉を選ぶ。

Şairler en iyi kelimeleri seçer.

トムはメアリーに慰めの言葉を掛けた。

Tom, Mary için üzüldüğünü söyledi.

彼はのろいの言葉をつぶやいた。

O bir küfür mırıldandı.

彼は調和と言う言葉を知らない。

O adam kelime uyumunun anlamını bilmiyor.

私は君の言葉をそのまま信じた。

Bunun için sözünüzü aldım.

カッコ内の言葉を短縮形にしなさい。

Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.

オウムはしばしば人の言葉をまねる。

Papağanlar çoğunlukla insan konuşmasını taklit eder.

彼の言葉を信じてはいけないよ。

- Onun söylediğine inanma.
- Söylediklerine inanma.

ブラジルではどんな言葉を使うのだろう?

Brezilya'da hangi dili konuştuklarını merak ediyorum.

彼女の言葉を聞いてどぎまぎした。

Onun söylediğine mahcup oldum.

彼は彼女の言葉をお世辞ととった。

Sözlerini dalkavukluk olarak algıladı.

私は彼の言葉を全然信じなかった。

Ona hiç inanmadım.

彼は我々全員に感謝の言葉を述べた。

Hepimize teşekkür etti.

彼は怒るといつも下品な言葉を使う。

- Kızınca ağzını bozar.
- Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır.

その言葉を一義的に定義できるかい?

Bu kelimeyi açıkça tanımlayabilir misin?

彼は言葉を一つ一つ注意深く選んだ。

O her kelimeyi dikkatle seçti.

彼は私の言葉をしゃべらないのです。

O benim dilimi konuşmuyor.

言葉を翻訳することはとても難しい。

Dilleri çevirme çok zordur.

人間は言葉を話す唯一の動物である。

İnsan konuşabilen tek hayvan.

あなたは私の言葉をしゃべりますね。

Sen benim dilimi konuşuyorsun.

人間は言葉を持つ唯一の動物である。

İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

言葉を得意とする 雑誌の編集者たちと

Genellikle sözcüklerle anlaşan dergi editörleriyle

どうしても正確な言葉を思い出せない。

Tam kelimeleri hatırlayamıyorum.

その文からこの言葉を省略すべきです。

Bu kelimeyi cümleden çıkarmalısın.

私は彼が言ったすべての言葉を信じた。

Ben onun söylediği her söze inandım.

私は自分の本に有名な言葉を引用した。

Kitabımdaki bazı ünlü ifadeleri alıntı yaptım.

トムはメアリーの言葉を全く信じませんでした。

Tom Mary'nin söylediklerinin bir kelimesine inanmadı.

通常であれば皆さんの脳は言葉を解析し

Çoğunlukla beyniniz kelimeleri deşifre etmeye çalışır,

Weaversがその言葉を 見つけたように思います

Ve bana göre, örücüler bu dili çoktan bulmuşlar.

私は この言葉を このように改変しました

Şimdi, bu sözü şöyle değiştiriyorum:

ほとんどだれも彼の言葉を信じなかった。

Neredeyse kimse ona inanmadı.

お言葉を返すようで、申し訳ありませんが。

Seni yalanladığım için üzgünüm.

言葉を文化から引き離すことはできない。

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

曾祖母は「フェミニスト」と言う言葉を 知りませんでした

Büyük büyük annem "feminist" kelimesini bilmiyordu

でも私は敢えて「スキル」という 言葉を使いました

Ama, ben yetenek sözcüğünü kullanıyorum

ある母親の言った言葉を 良く覚えています

Bir annenin bir sözü aklıma geliyor:

彼は自分の言った言葉を後悔するでしょう。

Kendi sözlerinden pişman olacak.

彼女は私の言葉を侮辱と受け取ったようだ。

Benim sözümü hakaret olarak almış gibi görünüyor.

トムは一晩中言葉を一つも言っていなかった。

- Bütün gece Tom'un ağzını bıçak açmadı.
- Tom bütün gece tek bir kelime etmedi.

彼女は私の言葉をじょうだんと受け取った。

- O benim sözlerimi bir şaka olarak kabul etti.
- Sözlerimi şakaya aldı.

私の父はたくさんの 大切な言葉をくれました

babam çok değerli bir iki kelam etti.

私は彼女のために数回その言葉を繰り返した。

- Kelimeyi onun için defalarca tekrar ettim.
- Kelimeyi onun için birkaç kez tekrar ettim.

- 何ヶ国の言葉を話せますか。
- 何か国語話せるの?

Kaç tane dil konuşabilirsin?

マイクはほのめかすつもりで2、3の言葉を述べた。

Mike öneri şeklinde birkaç kelime söyledi.

スピーチの終わりに彼女はその言葉をくりかえした。

O, konuşmanın sonunda sözü tekrarladı.

彼の言葉をどう解釈していいのか分からない。

- Onun sözlerini nasıl yorumlayacağımı bilmiyorum.
- Onun sözlerini nasıl tercüme ederim bilmiyorum.
- Onun sözlerinin anlamını nasıl açıklarım bilmiyorum.

「英雄」「悪人」「反英雄」「反悪人」 こうした言葉を使う際は

Kahraman, kötü, anti-kahraman, anti-kötü gibi terimleri kullandığınızda,

それについては私の言葉を信用してもいいです。

Onun için sözüme güvenebilirsin.

彼は深く感動して、感謝の言葉を述べようとした。

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

アメリカの子供たちはそれらの言葉を聞きながら育つ。

Amerikalı çocuklar bu sözcükleri işiterek büyürler.

意志を伝え合うために、私たちは言葉を使うのです。

Kelimeleri iletişim kurmak için kullanırız.

彼女は彼の言葉を同意を意味していると受け取った。

O, onun söylediğini anlaşma olarak aldı.

彼女は先生の言う言葉をすべて書き留めようとした。

Öğretmenin söylediği her kelimeyi not etmeye çalıştı.

彼の言葉をあまり額面通りに受け取ってはいけない。

Onun görüşlerini harfiyen almayın.

彼女は彼の有益な助言に対して、感謝の言葉を述べた。

Yararlı önerisi için ona teşekkür etti.

- 彼はどうしても言葉が出なかった。
- 彼は言葉を失った。

Ne diyeceğini şaşırdı.

私は彼の話す言葉をすべて聞こうと身を乗り出した。

Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.

CQ: ローラン あなたの言葉を聞くと とても簡単に聞こえるけど

CQ: Çok kolaymış gibi anlatıyorsun Lauran.

彼女は自分の言葉を慎重に選ばなければならなかった。

O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.

どうしても私の言葉を彼に信じさせる事が出来なかった。

Onu söylediğim şeye inandıramadım.

彼の話の中の、彼が強調した言葉をすべて、私は書き留めた。

Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.

オウムは、人間の言葉を真似することができる唯一の動物です。

Papağanlar insan konuşmasını taklit edebilen tek hayvandır.

私の言葉を信じてください この美が世界の救いとなります

İnanın bana, güzellik dünyayı kurtaracak.

なぜなら誰も私の言葉をしゃべることができないからです。

Çünkü hiç kimse benim dilimi konuşamaz.

ですが 今回 この言葉を見た時 シェアする価値があると思いました

Ama bu sözleri gördüğüm an bunlarda paylaşmaya değer bir şey gördüm.

しかし公平を語るのに とても上手に言葉を選べる人もいれば

Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken

- 外国語を学ぶことは楽しい。
- 外国の言葉を学ぶって、楽しいんだ。

Yabancı bir dil öğrenmek eğlencelidir.

言葉を愛することを知らない者に好い文章の書ける筈がない。

Aşk sözcükleri bilmeyenler güzel sözler yazmaya kabiliyetsiz olmalılar.

だからこそ 僕は 「どーせ無理」 という 言葉を なくそうと思いました

Bu sebeple, "asla, imkânsız" sözlerini ortadan kaldırmaya karar verdim.

- 彼の言うことは当てにならないよ。
- 彼の言葉を信じちゃだめだよ。

Onun söylediğine güvenme.

途中で彼女の言葉を遮って 文章の続きを言うことがあるそうです

ve cümlesini ben tamamlıyordum.

- わたしはよくその辞書を引く。
- 私はよくその辞書で言葉を調べます。

O sözlükte sık sık kelimeler ararım.

私達が祝いの言葉をかけたのに、彼は眉をひそめてそっぽを向いた。

Tebriklerimize rağmen, o kaşlarını çattı ve uzaklaştı.

- 彼女は私の言葉を真実だと認めた。
- 彼女は私の発言を真実だと認めた。

O, benim ifademin gerçek olduğunu kabul etti.

私は彼に本当に起こった事を話そうとしたが、彼は私の言葉をさえぎった。

Gerçekten ne olduğunu ona anlatmaya çalıştım ama o benim sözümü kesiyor.

- 何と言ったら良いか分かりません。
- 私は言葉に詰まった。
- 私は言葉を失った。

- Kelimeler konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.

- 私は彼に、男子出産のお祝いを述べた。
- 彼に男の子誕生のお祝いの言葉を贈った。

Oğlunun doğumu sebebiyle kendisini tebrik ettim.

どなたか Beispiel という言葉を使ったドイツ語の例文を作っていただけないでしょうか?

Biri "Beispiel" kelimesini kullanarak Almancada örnek bir cümle yapabilir mi?

- 辞書のその文字をご覧。
- 辞書でその言葉をみつけなさい。
- その単語を辞書で調べなさい。

Kelimeye sözlükte bak.

- 言葉を文化から引き離すことはできない。
- 言葉と文化を切り離すことはできないんだよ。

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

- 僕は君を信じる。
- 僕は君の言葉を信じる。
- 君の言うことを信じている。
- 君のいうことを信じるよ。

- Sana inanıyorum.
- Size inanıyorum.

More Words: