Translation of "知りません。" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "知りません。" in a sentence and their turkish translations:

- 何も知りません。
- 私は何も知りません。

Bir şey bilmiyorum.

私は知りません。

Ben bilmiyorum.

何も知りません。

Ben de bilmem.

いいえ、知りません。

Hayır, bilmiyorum.

私は何も知りません。

Hiçbir şey bilmiyorum.

彼は私を知りません。

O beni bilmiyor.

まだ何も知りません。

Henüz bir şey bilmiyorum.

正確には知りません。

Tam olarak bilmiyorum.

彼が誰だか知りません。

Onun kim olduğunu bilmiyorum.

私は彼女を知りません。

O benim için bir yabancıdır.

私はそれを知りません。

Onu bilmiyorum.

私はフランス語を知りません。

Fransızca bilmiyorum.

トムはそれを知りません。

Tom onu bilmiyor.

ほとんど何も知りません。

Onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum.

私は知りませんと答えた。

Ben bilmiyordum diye cevapladım.

私はあなたを知りません。

Seni tanımıyorum.

彼は知りませんと答えた。

O bilmediğini cevapladı.

彼が誰だか私は知りません。

Kim olduğunu bilmiyorum.

誰もその事実を知りません。

Hiç kimse gerçeği bilmiyor.

私は彼の住所を知りません。

Onun adresini bilmiyorum.

父がいつ戻るか知りません。

Babamın ne zaman geri döneceğini bilmiyorum.

何が起きたのか知りません。

Ne olduğunu bilmiyorum.

あなたは真実を知りません。

Gerçeği bilmiyorsun.

糸車の使い方は知りません。

- Çıkrık nasıl kullanılır bilmiyorum.
- Çıkrığın nasıl kullanıldığını bilmiyorum.
- Bir çıkrığı nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

- 彼のことはまったく知りません。
- 彼のことについて私は何も知りません。

Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

皆さんご存知か知りませんが

Hiç duydunuz mu bilmiyorum.

トニーは名前を知りませんでした。

Tony onların isimlerini bilmiyordu.

彼はゴルフのやり方を知りません。

Golf oynamayı bilmiyor.

彼女はスキーの仕方を知りません。

O, nasıl kayacağını bilmiyor.

彼らは私の名前を知りません。

Onlar benim adımı bilmiyorlar.

ジョージが来るかどうか知りません。

George'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

私はその噂の元は知りません。

Ben, söylentinin kaynağını bilmiyorum.

私はあまり世間を知りません。

Çevrede fazla bulunmadım.

私はその使い方を知りません。

Onun nasıl kullanılacağını bilmiyorum.

あなたのことをよく知りません。

Senin hakkında çok şey bilmiyorum.

トムの奥さんが誰かは知りません。

Tom'un karısının kim olduğunu bilmiyorum.

彼女については何も知りません。

Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

彼のことはまったく知りません。

Onun hakkında bir şey bilmiyorum.

彼女はゴルフのやり方を知りません。

O nasıl golf oynanacağını bilmiyor.

ロンドンの交響楽団のコンサートスケジュールを知りませんか。

Londra Senfoni Orkestrası'nın konser programını biliyor musun?

その話が本当かどうか知りません。

Hikayenin doğru olup olmadığını bilmiyorum.

彼は日本について良く知りません。

Japonya hakkında çok şey bilmez.

私は5人の婦人の誰も知りません。

Beş bayandan herhangi birini tanımıyorum.

あの人たちを、まったく知りません。

Ben onları hiç tanımıyorum.

彼がいつここに来るか知りません。

Onun buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum.

それについて私は詳しく知りません。

Bu konuda çok şey anlamıyorum.

彼は日本についてはよく知りません。

Japonya hakkında çok şey bilmez.

彼の過去については何も知りません。

Onun geçmişi hakkında bir şey bilmiyorum.

そのことについては何も知りません。

Onun hakkında kesinlikle bir şey bilmiyorum.

私たちは彼のことを何も知りません。

Onun hakkında bir şey bilmiyoruz.

トムの過去については何も知りません。

Tom'un geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

実はその問題について何も知りません。

Gerçeği söylemek gerekirse, mesele hakkında bir şey bilmiyorum.

その湖はどれくらい深いか知りません。

Gölün ne kadar derin olduğunu bilmiyorum.

彼がどこの出身なのか私は知りません。

Onun nereli olduğunu bilmiyorum.

彼のことについて私は何も知りません。

Onun hakkında bir şey bilmiyorum.

私は、この羅針盤の使い方を知りません。

Bu pusulayı nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

それがどこにあるのか私は知りません。

Onun nerede olduğunu bilmiyorum.

祖母は私がゲイであると 知りませんでした

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

それが良いものかどうか私は知りません。

Onun iyi olup olmadığını bilmiyorum.

私は誰がこのケーキを作ったのか知りません。

Pastayı kimin yaptığını bilmiyorum.

彼は隣人といえども、私はよく知りません。

Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.

- 私は当地は不案内です。
- 私はこの辺は、よく知りません。
- 私はこのへんはよく知りません。
- 私はこのあたりは、よく知りません。
- この辺のことはよく知らないんです。

Ben burada bir yabancıyım.

曾祖母は「フェミニスト」と言う言葉を 知りませんでした

Büyük büyük annem "feminist" kelimesini bilmiyordu

ニューヨークにも農場があるなんて 知りませんでした

New York’ta çiftlikler olduğunu bile bilmiyordum.

実のところ、私は彼について何も知りません。

Aslında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

私はカギを置いたところなんか知りませんか。

Anahtarlarımı nereye koyduğumu bilmen için şans var mı?

フランス語を話せる人は、私はほとんど知りません。

Fransızca konuşabilen çok az kişi tanıyorum.

彼女がその後どうなったか、誰も知りません。

Kimse ona ne olduğunu bilmiyor.

犬は泳ぎが上手だなんて知りませんでした。

Köpeklerin iyi yüzdüklerini bilmiyordum.

- 私たちの先生に話をしている女の子を知りません。
- 私たちの先生に話しかけている女性のことは知りません。

Öğretmenimizle konuşan kadını tanımıyorum.

申し訳ありませんが、この辺はよく知りません。

Özür dilerim. Ben bu çevreye yabancıyım.

- 知らない。
- 知りません。
- 分かりません。
- 分からんよ。

Bilmiyorum.

彼女がいつロンドンへ出発するのか私は知りません。

Onun ne zaman Londra'ya gideceğini bilmiyorum.

私はこの言葉が何を意味するのか知りません。

Bu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum.

その扉の後ろで起こることか誰も知りません。

O kapıların ardında neler döndüğünü kimse bilmiyor.

彼が彼女を愛しているかどうか誰も知りません。

Onun onu sevip sevmediğini kimse bilmiyor.

私はどのようにして切符を買うのか知りません。

Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.

ジェーンは京都についてほど奈良について知りません。

Jane onun Kyoto hakkında bildiği kadar çok Nara hakkında bilmiyor.

- 私はフランス語を知りません。
- フランス語は分からないんです。

Fransızca bilmiyorum.

ただ アーティストの大多数が そういうチャンスの存在を知りません

ancak sanatçıların büyük çoğunluğu bundan habersiz.

私をご存知のようですが私はあなたを知りません。

Sen benim avantajıma sahipsin.

- 知らなかったの?
- 知りませんでしたか?
- 知らなかった?

Onu bilmiyor muydun?

彼が私達の計画に同意するかどうかは知りません。

Onun planımızı kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum.

生きるのも大変です 男だった時は知りませんでした

Bir erkek olarak neyi bilmediğimin farkında değildim.

たいていの場合 その地下に何があるかは知りません

ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.

「彼らの計画については何も知りません」と彼は言った。

Onların planları hakkında bir şey bildiğini inkar etti.

私はその事故とは何の関係もないし、何も知りません。

Benim kaza ile bir ilgim yok ve bir şey bilmiyorum.

北米では、肩をすくめることは「知りません」を意味する。

Kuzey Amerika'da bir kişi omuzlarını silktiğinde bu; "bilmiyorum" anlamına gelir.

トムが今でもここに住んでいるかどうかは知りません。

Tom'un hâlâ burada yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

- 知らない。
- さあね。
- 分からないよ。
- 知りません。
- 知らないわ。
- 私は知りません。
- 私は知らない。
- 俺は知らないよ。
- 分かりません。
- 分からない。

- Bilmiyorum.
- Bilmem.

More Words: