Translation of "我々は" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "我々は" in a sentence and their turkish translations:

我々はトップ3 ...

Soult. İlk 3'ümüzü

- 我々は11時に床につく。
- 我々は11時頃床につく。

Biz saat on birde yaymaya gideriz.

我々は圧勝した。

Biz tamamen galiptik.

我々は嵐に遭った。

Biz bir fırtınaya yakalandık.

我々は大笑いした。

Kahkaha ile güldük.

我々は資金不足だ。

Bizim paramız bitti.

我々は危険はない。

Biz tehlikede değiliz.

我々は彼を見失った。

Biz onu gözden kaybettik.

我々は投票で決めた。

Biz oyla karar verdik.

我々は電話で話した。

Biz telefonda konuştuk.

我々は大声で歌った。

Biz yüksek sesle şarkı söyledik.

我々は政治を論じた。

Biz politika tartıştık.

我々は親睦を深めた。

Biz dostluğumuzu derinleştirdik.

我々は山頂に立った。

Dağın zirvesinde durduk.

我々は最初に着いた。

- Biz ilk olarak vardık.
- İlk biz ulaştık.

我々は攻撃に備えた。

Biz bir saldırı için hazırlandık.

我々は激しく戦った。

- Sıkı bir savaş yaptık.
- Çok pis dövüştük

我々は日ぎめで働く。

Biz günlük çalışırız.

結局我々は妥協した。

Sonunda bir uzlaşmaya vardık

我々は存在しますか?

Var mıyız?

- 我々は一日三回食事をする。
- 我々は一日に3回食事をする。

Günde üç kez yemek yeriz.

- 我々は大きさの順に本を並べた。
- 我々は大きさの順に並べた。

Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.

我々は全部で、7人です。

Bizden yedi kişi var.

我々は自由の為に戦う。

Biz özgürlüğü temsil ediyoruz.

我々は公園まで歩いた。

Biz parka kadar yürüdük.

我々は交代で運転した。

Biz dönüşümlü olarak araba sürdük.

我々は京都まで行った。

Kyoto'ya kadar gittik.

我々は魚を生で食べる。

Balığı çiğ yeriz.

我々は急ぐ必要がない。

Acele etmemize gerek yok.

我々は感動して泣いた。

Biz gözyaşlarına boğulduk.

我々はみな成功を望む。

Hepimiz başarı istiyoruz.

我々はその夜、ロードサイドパークで寝た。

Gece için yol kenarı parkta yatacak bir yer bulduk.

我々はあくまでも闘う。

- Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz.
- Sonuna kadar mücadele edeceğiz.

我々はどこにいますか?

- Biz neredeyiz?
- Neredeyiz?

我々は3対0で負けた。

Biz 3'e 0 kaybettik.

もう我々はおしまいだ。

- Bizim için her şey bitti.
- Bizim için artık yolun sonu.

- 我々はそれらをあちこちさがした。
- 我々はあちこちそれを探した。

Orada burada onu aradık.

我々は谷間にいるのです

Biz öyle bir vadideyiz ki.

我々は夕方ここに着いた。

Biz buraya akşam vardık.

我々は母に時計をプレゼントした。

- Annemize bir kol saati verdik.
- Annemize bir saat hediye ettik.

我々は鼻でにおいをかぐ。

Burunlarımızla koklarız.

我々は彼を市長に選んだ。

Biz onu belediye başkanı seçtik.

我々は彼の指揮下にいる。

Biz onun emrindeyiz.

我々は彼の行為に驚いた。

Biz onun davranışına şaşırdık.

我々は読み書きをならう。

Okumayı yazmayı öğren.

我々は敵の不意をついた。

Biz düşmanı gafil avladık.

我々は周りを見まわした。

Etrafımıza baktık.

我々は環境に影響される。

- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.

我々はロンドンまでバスで行った。

Londra'ya kadar otobüsle gittik.

我々はヨーロッパの旅を楽しんだ。

Avrupa'daki seyahatlerimizden zevk aldık.

我々はつらい目にあった。

Bizim fırtınalı bir zamanımız oldu.

我々はその規則に従った。

Biz kurallara itaat ettik.

我々はお茶を一ポンド買った。

Bir paund çay satın aldık.

我々はいつか死ぬだろう。

Bir gün hepimiz öleceğiz.

我々は7時に朝食をとる。

Biz yedide kahvaltı yaparız.

我々は6時に駅に着いた。

Biz altıda istasyona vardık.

我々は、昼は働き夜は休む。

Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.

雨で我々は外出を諦めた。

Yağmur bizi dışarı çıkmaktan vazgeçirdi.

- 我々は途中で会った。
- 我々は途中でであった。
- われわれは途中であった。

Biz yol boyunca buluştuk.

我々は夜陰に乗じて進んだ。

Karanlığın örtüsü altında yol aldık.

我々は無事使命を果たした。

Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.

我々は民主主義を維持する。

Biz demokrasiyi temsil ediyoruz.

我々は仏教を信仰している。

Budizm'de inanıyoruz.

我々は飛行機でニューヨークへ行った。

Biz uçakla New York'a gittik.

我々は彼を代表に指名した。

Biz onu temsilcimiz olarak atadık.

我々は彼を手本とすべきだ。

- Biz onun dersini izlemeliyiz.
- Onun örneğini takip etmeliyiz.

我々は彼を国外に追放した。

Biz onu ülkeden sürdük.

我々は彼の正直さをほめた。

Biz onun dürüstlüğünü alkışladık.

我々は彼の申し出を受けた。

Biz onun önerisini kabul ettik.

我々は彼の傷を見て驚いた。

Biz onun yaralarını gördüğümüze şaşırdık.

我々は彼の死を残念に思う。

Biz onun ölümüne üzülüyoruz.

我々は難局に直面している。

Zor bir durumla karşı karşıyayız.

我々は妥協せざるをえない。

Uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok.

我々は生きるために食べる。

- Yaşayabilmek için yeriz.
- Biz yeriz bu yüzden yaşayabiliriz.

我々は人生を旅にたとえる。

Hayatı bir yolculuğa benzetiyoruz.

我々は身振り言語で話した。

Biz işaret dili konuştuk.

我々は真っすぐ北へ進んだ。

Doğru kuzeye gittik.

我々は森の中で道に迷った。

Biz ormanda yolu şaşırdık.

我々は勝つに決まっている。

Biz kazanmalıyız.

我々は勝つだろうと言った。

Kazanmamız gerektiğini söyledik.

我々は準備不足で失敗した。

Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.

我々は資源が限られている。

Sınırlı kaynaklarımız var.

我々は坂をスキーで滑り降りた。

Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.

我々は交通の足を奪われた。

- Biz ulaşımdan yoksun bırakıldık.
- Biz ulaşımdan mahrum edildik.

我々は交替で車を運転した。

Arabayı sırayla sürdük.

我々は湖の近くでキャンプをした。

Gölün yakınında kamp yaptık.

我々は絹織物を商っている。

Biz ipek mallar alıp satarız.

我々は共鳴する点がおおい。

Ortak bir sürü sempatimiz var.

我々は運良く戦いに勝った。

şanslıydık savaşı kazandık

我々はよく魚を生で食べる。

Biz sık sık balığı çiğ yedik.

我々はついに合意に達した。

Sonunda anlaşmaya vardık.

我々はその泥棒を捕らえた。

Biz hırsızı ele geçirdik.

我々はそこに彼を行かせた。

Biz onu oraya gönderdik.

我々はずっと努力してきた。

Biz uzun bir yol geldik.

我々はいっせいに出発した。

- Hep birlikte başladık.
- Hepimiz birden başladık.

我々はあの丘を駆けおりた。

Biz tepeden aşağı koştuk.

我々は、交互に休息をとった。

Peş peşe dinlendik.

我々は最善を尽くすべきだ。

Biz elimizden geleni yapmalıyız.

とうとう我々はカリフォルニアに着いた。

Sonunda, Kaliforniya'ya vardık.

More Words: