Examples of using "今は" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi çok soğuk.
Uzun etekler moda.
Onu şimdi yapamam.
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
Şimdi Boston'da mısın?
Şu anda canım dışarı çıkmak istemiyor.
Bu moda olan şeyler.
Şimdi meşgul müsün?
Şu an istiridye mevsimi.
Bir sürü kötü dişim var.
Şimdi onu çok açıkça görüyorum
Şimdiyse böyle.
Saat öğleden sonra 4:30'dur.
Şu anda müsait değilim.
Saat sabah ikidir.
Şu an bir şeye ihtiyacım yok.
Şimdi öğle yemeği yemek istemiyorum.
Artık çok açık görebiliyorum
her şey gayet güzel.
Tamam, peki ya şu an?
Saat sabah dokuzu çeyrek geçiyor.
Şimdi yalnız olmak istiyorum.
Şu anda vaktim yok.
Meseleler şimdi farklı.
Şimdi izinliyim.
Şu anda çok yorgunum.
Şu anda canım matematik ödevini yapmak istemiyor.
Öğrenmek onun işi.
O şimdi gemiye bindi.
Belediye Başkanı şimdi müsait değil.
Şu anda canım çok konuşmak istemiyor.
Canım şimdi yürümek istemiyor
Şimdileri ara sıra 9-9-6 olsa da
O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.
Şimdi görevdeyim.
Şimdi canım TV izlemek istemiyor.
Satışlar şimdi düşük.
Şu anda yürümek istemiyorum.
Şu an yayında ne var?
Ben şimdi Boston'da oturmuyorum.
Bedeli hesaplamadan, nedenler olmadan
Şimdi değişime ihtiyaç olduğuna karar verdi.
Şimdi gerçekten bir içkiye ihtiyacım var.
Şu an, ofiste kimse yok.
Şimdilik sadece benimkini kullan.
Şimdi canım onu yapmak istemiyor.
Şu anda yapacak bir işim yok.
Şimdi Matsutake mantarlarının mevsimi bu yüzden onlar ucuz.
Şimdi yılın en sıcak mevsimi.
Acı şimdi hafiflemeye başladı.
O şimdi iyileşme yolunda.
Benim şimdi çok vaktim yok.
Artık her şey daha iyi olmalı.
Şu an nakit sıkıntısı çekiyorum.
Biz şimdi kimseye güvenemeyiz.
Şimdi onunla ilgili yorum yapmayı tercih etmiyorum.
Özellikle şu an susamış değilim.
Şu anda yapacak bir işim yok.
Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
Şu anda emin değilim.
Şu an yapacak bir şeyim yok.
Şu anda meşgulüm.
Ciddiye alınmamak artık hep karşıma çıkıyor.
Bugün, oldukça iyi bir durumdayım.
Aylardan mayıs ve yavrular şu an dört aylık.
Ama üzerinde çalışması gerçekten çok heyecan verici.
O, şu anda güzel bir elbise giyiyor.
Şu andaki işimden istifa etmek istemiyorum.
Şimdi yapacak belirli bir şeyim yok.
Kelime artık kullanılmıyor.
Şu anda gerçekten seninle konuşmak istemiyorum.
O, artık orada yaşamıyor.
Bunu şimdi yapmayı tercih etmiyorum.
ve şimdi felç hastalığına odaklanıyoruz
Geçmişi bilmem ama, şimdi faksımız ve elektronik postalarımız var.
"Şu anda saat kaç?" "Saat 3.30."
Şimdi yanımda hiç param yok.
O, bir ölüm kalım meselesidir.
Şimdi bunun hakkında konuşamam.
Tom Boston'lu fakat şimdi Şikagoda yaşıyor.
- Şu an canım bir şey yemek istemiyor.
- Şimdi canım bir şey yemek istemiyor.
Rüzgar şimdi sert esiyor.
Görünüşe göre o şimdi kötü bir ruh hali içinde.
- Şimdi iyi hissediyorum.
- Şimdi kendimi iyi hissediyorum.
Şu an Helsinki'de yaşıyorum ama aslında Kuopioluyum.
O iyi bir koca olacak.
Burada şimdi bir sürü yeni bina var.
Şimdi ona en çok ihtiyacımız olduğu zamandır.
Şimdi o yok, biz onu çok özlüyoruz.
O uzun süredir fakirdi ama şimdi varlıklı.
Şimdi seni öpemem.
Onu şimdi alamam, çünkü yeterli param yok.
Doğuştan Fransızdır ama o şimdi bir ABD vatandaşı.
Ben şimdi meşgulüm.
Bay ve Bayan Smith şimdi birbirlerinden ayrı yaşıyorlar.
O eskiden öyle söylerdi ama şimdi söylemiyor.
Sigara içerdi fakat artık içmiyor.