Translation of "アメリカ人" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "アメリカ人" in a sentence and their turkish translations:

- あなたはアメリカ人ですか?
- あなたはアメリカ人ですか?
- 君はアメリカ人かい?

Amerikalı mısınız?

アフリカ系アメリカ人、アジア系アメリカ人 フランス人、ドイツ人、ロシア人

Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı, Fransız, Alman, Rus

アメリカ人なら

Bu yüzden eğer Amerikalıysanız

- あなたはアメリカ人ですか?
- あなたはアメリカ人ですか?

Sen bir Amerikalı mısın?

私はアメリカ人です。

- Ben Amerikanım.
- Ben bir Amerikanım.
- Amerikalıyım.

彼はアメリカ人です。

O bir Amerikalı.

- アメリカ人は大変親しみやすい。
- アメリカ人はとてもフレンドリーだ。

Amerikalılar çok cana yakın insanlardır.

彼はアメリカ人ですか。

O, Amerikalı mı?

- アメリカ人ではないようです。
- 彼らはアメリカ人ではないらしい。

Onlar Amerikalılar gibi görünmüyor.

でも私はアメリカ人です

Ama ben bir Amerikalıydım.

彼らはアメリカ人ですか。

Onlar Amerikalı mı?

彼はアメリカ人ではない。

O bir Amerikalı değildir.

彼の母はアメリカ人です。

Annesi Amerikalı.

スーはアメリカ人の学生だ。

Sue Amerikalı bir öğrenci.

アメリカ人じゃないです。

Ben Amerikalı değilim.

- アメリカ人ではないようです。
- 彼女はアメリカ人ではないみたいです。

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

- アメリカ人ではないようです。
- 彼はアメリカ人ではないように思える。

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

私はアメリカ人の学生です。

Ben Amerikalı bir öğrenciyim.

トムはドイツ系のアメリカ人です。

Tom, Alman asıllı bir Amerikalıdır.

アメリカ人13人が殺された。

On üç Amerikalı öldürüldü.

- 私はアメリカ人の少女に会った。
- わたしは一人のアメリカ人女性に会った。

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

アメリカ人は肉を多く食べる。

Amerikalılar çok et yer.

彼はアメリカ人にちがいない。

O bir Amerikalı olmalı.

- アメリカ人はピザが好きだというのは本当だ。
- アメリカ人は本当にピザが好きだ。

Amerikalıların pizzayı sevdiği doğrudur.

- 一般的に言えば、アメリカ人はコーヒーが好きだ。
- なべて言うと、アメリカ人はコーヒーを好む。

Genel olarak, Amerikalılar kahveyi severler.

アメリカ人の精神の根本であり

Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki

2月14日、アメリカ人はバレンタインデーを祝う。

14 Şubat günü Amerikalılar St. Valentine gününü kutlar.

私の知る限り、彼はアメリカ人だ。

Bildiğim kadarıyla, o Amerikalı.

彼らはアメリカ人にちがいない。

Onlar Amerikalı olmalılar.

私はアメリカ人だと信じている。

Ben onun bir Amerikalı olduğuna inanıyorum.

- 2月14日、アメリカ人はバレンタインデーを祝う。
- 二月十四日に、アメリカ人はバレンタイン・デーのお祝いをする。

14 Şubat'ta Amerikalılar Sevgililer Günü'nü kutlarlar.

ヘンリー・ジェイムズは生まれはアメリカ人だった。

- Henry James, Amerika doğumluydu.
- Henry James doğuştan bir Amerikalıdır.

私達は彼をアメリカ人だと思った。

Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.

駅でアメリカ人が私に話しかけた。

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

アメリカ人は民主的な国民である。

Amerikalılar demokratik bir ulustur.

彼女はアメリカ人と結婚している。

O, bir Amerikalı ile evlidir.

彼はアメリカ人ではなくフランス人です。

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

- 私たちの学校の校長先生はアメリカ人です。
- 俺らの学校の校長って、アメリカ人なんだ。

Okulumuzun müdürü bir Amerikalı.

アメリカ人 一人当たりの受刑者数が

ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden

銃はアメリカ人には容易に手に入る。

- Amerikalılar silahlara kolayca erişebilir.
- Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.

たいていのアメリカ人はハンバーガーが好きだ。

Amerikalıların çoğu hamburger sever.

彼はアメリカ人ではなくてイギリス人です。

O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.

彼女がアメリカ人だとばかり思った。

Onu bir Amerikalı sandım.

私たちはアメリカ人ではありません。

Biz Amerikalı değiliz.

彼はアメリカ人女性と結婚している。

O, Amerikalı bir kadınla evli.

- 私は米国人です。
- 私はアメリカ人です。

- Ben Amerikanım.
- Ben Amerikalıyım.
- Amerikalıyım.

彼らはアメリカ人ではないのですか。

Onlar Amerikalı değiller mi?

大部分のアメリカ人にはユーモアのセンスがある。

Birçok Amerikalının mizah duygusu vardır.

かなり多くのアメリカ人が寿司を好む。

Birçok Amerikalılar suşi severler.

あなたはアメリカ人ですか、フランス人ですか。

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

彼女はアメリカ人だが、イギリスに住んでいる。

O bir Amerikalı ama İngiltere'de yaşıyor.

- ベンチに座っている二人の男はアメリカ人だった。
- ベンチに座っている二人の男性はアメリカ人だった。

Bankta oturan iki adam Amerikalıydı.

アメリカ人自身を その証拠としています

ve kendilerinin ispatı oldular.

国際アフリカ系アメリカ人博物館を 建設中です

Afrikan-Amerikan Müzesini inşa ediyoruz.

アメリカ人は思っている事を率直に言う。

Amerikalılar düşündüklerini açıkça söyler.

その傾向はアメリカ人に強いようですね。

O eğilim Amerikalılar arasında güçlüdür.

日本人は多くの点でアメリカ人とちがう。

Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.

アメリカ人は武器の携帯を許されている。

Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.

- 私はアメリカ人です、でも私は日本語が少し話せます。
- 私はアメリカ人ですが、少し日本語が話せます。

Ben Amerikalıyım değilim ama biraz Japonca konuşabilirim.

多くのアメリカ人がジャズに興味を持っている。

- Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.
- Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

私には何人かのアメリカ人の友達がいます。

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

彼はまるでアメリカ人のように英語を話す。

İngilizceyi sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.

私は日本人ですが、あなたはアメリカ人です。

Ben Japon'um ama sen bir Amerikalısın.

アメリカ人は速く走る車の好きな人が多い。

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

アメリカ人は一般に着飾ることを好まない。

Amerikalılar, genel olarak, giyinip süslenmeyi sevmezler.

概して言えば、アメリカ人はとてもコーヒーが好きだ。

Genel anlamda, Amerikalılar kahveye çok düşkündür.

彼はまるでアメリカ人であるかのように話す。

Sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.

私はアメリカ人ではありません。私はカナダ人です。

Ben Amerikalı değilim. Ben Kanadalıyım.

二万人以上のアメリカ人が毎年殺されている。

Her yıl 20.000 'den fazla Amerikalı öldürülüyor.

私は能に興味を持つアメリカ人に会いました。

Noh çalmakla ilgilenen bir Amerikalı ile tanıştım.

ほとんどのアメリカ人がその決定に賛成した。

Amerikalıların çoğu kararı destekledi.

私にはトニーという名のアメリカ人の友人がいます。

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

アメリカ人はトヨタへの信頼を失ってしまいました。

Amerikalılar Toyota'ya olan güvenlerini kaybettiler.

私はそのパーティーで多くのアメリカ人と親しくなった。

Ben o partide çok sayıda Amerikalı ile arkadaş oldum.

アメリカ人は連邦税と州税の両方を払っている。

Amerikalılar hem federal vergiler hem de devlet vergileri öderler.

アメリカ人は自由な時間の大部分を家で過ごす。

Amerikalılar boş zamanlarının çoğunu evde geçirirler.

アメリカ人たる私は、リンカーンがすばらしい人だと思う。

Ben bir Amerikalı olarak, Lincoln'a hayranım.

アメリカ人が野球を好むように、イギリス人はクリケットを好む。

Tıpkı Amerikalıların Beyzbolu sevdiği gibi, İngilizler kriketi severler.

45歳以上のアメリカ人の 35%以上が 慢性的に孤独で

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

なぜアメリカ人の両親は自分の子供を誉めるのか。

Neden Amerikalı anne ve babalar çocuklarını övüyorlar?

その映画の出演者はほとんどアメリカ人であった。

Filmde çoğunlukla Amerikalılar rol aldı.

そのアメリカ人の男の子は片言の日本語を話した。

Amerikalı çocuk bozuk Japoncayla konuştu.

私が話しかけた人はアメリカ人でなくドイツ人だった。

- Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.
- Konuştuğum adam Amerikalı değil Almandı.

ほとんどのアメリカ人は元をたどれば移民である。

Amerikalıların çoğu göçmen soyundan gelmektedir.

この文章はアメリカ人の私には不自然に感じます。

Bir Amerikalı olarak, bu cümle bana doğal gelmiyor.

私は少なくとも十人のアメリカ人と友達になった。

En az 10 Amerikalı ile arkadaş oldum.

現在、65歳を越したアメリカ人はおよそ3100万人いる。

Şu anda altmış beş yaşının üstünde 31 milyon civarında Amerikalı var.

あなたはアメリカ人とカナダ人の違いが分かりますか。

Bir Amerikalı ve bir Kanadalı arasındaki farkı söyleyebilir misin?

彼は英語をまるでアメリカ人のように流暢に話す。

O, İngilizceyi bir Amerikalı kadar akıcı bir şekilde konuşur.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

トニー君はアメリカ人ですが、英語を話すことが出来ない。

Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.

More Words: