Examples of using "それを" in a sentence and their turkish translations:
- Ver şunu!
- Versene şunu!
Bunu ona ver.
Onu bana göster.
Onu on dolara aldım.
, Ney'e, hızlı bir verimlilikle
Onu oraya bırakın.
Onu o da gördü.
Ona inanmak istiyorum.
Tom da onu gördü.
Lütfen onu bana ver.
Ben onu yemeyeceğim.
Bunu yapacak enerjim yok.
Bunu yaz tatili sırasında yaptım.
Onu deşifre edebilir misin?
Bunu gördüm.
O, onu yiyecek.
Ben onu unuttum.
Onu satın aldım.
- Emin değilim.
- Şüpheliyim.
- Hiç umudum yok.
Onu ben kendim gördüm.
Kimse onu yaptı mı?
Bunu Tom yedi.
Onu kaldırmadım.
Onu ne zaman bitirdin?
Onu derhal bitirelim.
Onlar onu yapmadılar.
Tom onu sesli okudu.
Bunu yaptığımız sürece,
Onu sana vereceğim.
Yağmura maruz bırakmayın.
Onu paket yapın.
Onu duymama izin verin.
Onu on dolara sattım.
Her ne şekilde olursa olsun onu yap.
Onu çıkardı.
Ben onu duyduğuma üzüldüm.
Ona inanmıyorum!
Buna tanıklık edebilirim.
Onu kim bilirdi?
Onu ne zaman satın aldınız?
Onu yapmayı mı planlıyorsun?
Tom bile onu yaptı.
O, onu kelimesi kelimesine çevirdi.
O onu bana verdi.
Ben onu bulmak zorundayım.
Tom'un onu yapmasına gerek yok.
Onu büyük bir hevesle yaptı.
Tom zaten bunu yapıyor.
Onu açtığımda,
ve gazeteler zaten bunları farkına varacak.
Onu yapabilecek tek kişisin.
Ben birini defalarca gördüm.
Onu bir bıçakla kes.
- Sanırım o doğru.
- Onun doğru olduğuna inanıyorum.
Onu yere koy.
Onu yutun.
Bununla ne yapmalıyım?
Onu yapman için sana izin vereceğim.
O onu kendisi yaptı.
Bu bir rahatlama.
Bana bunu getir.
Yerinde olsam, şunu alırım.
- Onu bir kez yaptım.
- Bir kez yaptım.
Onu bir alışveriş merkezinde aldım.
Onu yapmak zorunda değilsin.
Onu bilmiyorum.
Ben onu görmek zorundayım.
Ona dokunmasına izin verme.
- Onu bulmalıyım.
- Onu bulmak zorundayım.
O onu tekmeledi.
Onu anneme verdim.
Bana bırak.
- Onu ona verin.
- Bunu ona ver.
Onu radyoda duydum.
Onu kullanacak mısın?
Tom onu bilmiyor.
Onu haftada bir kez yaparım.
Ben bunu her hafta yaparım.
- Kelimeler bunu ifade edemez.
- Sözcükler bunu ifade edemez.
Tom bunu iki kere yaptı.
Belki de Tom bunu yaptı.
Tom ona bakacak.
Onu genelde akşamleyin yaparım.
Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?
Sonunda başardı.
- Onu kendi gözlerimle gördüm.
- Göz¨¨ümle gördüm.