Examples of using "その子は" in a sentence and their turkish translations:
O çocuk sıkıldı.
Çocuğun yüksek ateşi var.
Çocuk incindi.
Çocuk başağrısından şikayet etti.
O çocuk babasına benziyor.
Çocuk birden ağlamaya başladı.
Çocuk karanlıktan korkuyor.
Şu çocuk kum havuzunda bir tünel kazdı.
O ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Çocuk kısa sürede yatmaya gitti.
O, oyuncaktan memnundu.
Çocuk ona kadar sayabilir.
Çocuğun su çiçeği durumu var.
O çocuğun su korkusu yok.
O, parkta kayboldu.
Çocuk köpeği gördüğünde ağlamaya başladı.
O, sekizde yatmaya gider.
O çocuk saatlerce ağlamaya devam etti.
Çocuk uyuyormuş gibi numara yaptı.
Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.
O, bir çakmakla oynuyordu.
O, bir oyuncakla oynuyordu.
Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.
O, annesinin arkasında durdu.
Yüzünü vitrine bastırdı.
Çocuk okula gidecek kadar yaşlıdır.
O oğlan hiç korku göstermedi.
ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,
Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.
Çocuk nasıl toplama yapılacağını bile bilmiyor.
O bir oyun arkadaşı istiyor.
Çocuk, babasının öldüğünü kavrayabilecek durumda değildi.
Çocuk dünyanın düz olduğuna inanıyor.
O, köpeğin korkusundan giremedi.
O onu kutunun içine koydu.
Çocuk şapkasını düzeltti.
Çocuk, yanan bir evden kurtuldu.
O çocuk bütün gün ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Saklandığı yerden çıktı.
Erkek çocuğu dişlerini fırçalamayı ihmal ettiği için kötü dişleri vardı.
Küçük çocuk yalnız bırakıldığında yaramazlık etti.
O başka oyun oynamak için ısrar ediyor.
O çocuk hasta ve geçen pazardan beri hastanede.
Çocuk büyük bir devlet adamı oldu.
Cüzdanını elinde tuttu.
Bu oğlan aritmetikteki herhangi bir problemi çözebilir.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
Çocuk sanki bir adammış gibi konuşuyor.
Çocuk her zaman bir şey istiyor.
Şu çocuk, ağzı açık olarak, bana baktı.
O çocuk ayakkabılarını güçlükle bağlayabildi.
O, kısa süre içinde çok büyüdü.
O bir oyuncak için ağlıyordu.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
Zavallı çocuk saman nezlesi olmuş.
şöyle söyledi: ''Aslında burada el sıkışmıyoruz.
Çocuğa büyükannesinin anısına Sophia adı verildi.
Çocuk annesini bana gösterdi.
Çocuk, sınıf arkadaşlarının kahkahalarından gocunmadı.
O çocuk sadece dört yaşında fakat şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
Yalnız yatmaya alışık değildi.
Çünkü o çocuk, hâlâ ebeveynlerini seviyordu.
O aniden gizemli bir hastalık tarafından saldırıya uğradı.
Bebeğe amcasının anısına hürmeten John adı verildi.
Çocuk kamyon geri geri giderken neredeyse eziliyordu.
Kaba olduğu için o çocuk annesinden dayak yedi.
Çocuk sessiz kaldı.
O çocuk eve giderken kaçırılmış olabilir.
Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Babasıyla parka gitme konusunda ısrar ediyor.
O, misafirlere kaba davrandığı için özür dilemeli.
O çocuk köpeğe bir taş fırlattı.
Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.
Çocuğun iyi bir okul sicili var.
O peltek konuşur.
O suya atlamak için kendini ikna edemedi.
O çocuğun birkaç arkadaşı var.
Çocuğa ebeveynleri tarafından eşlik edildi.
Şu çocuk birlikte oynamak için bir arkadaş istiyor.
O, yardım için çığlık attı.
- O babası kadar uzundur.
- Boyu babası kadar.
- Babasıyla aynı boyda.
- Babası kadar uzun.