Examples of using "ことを" in a sentence and their turkish translations:
Böyle bir şey yapmaktan utandı.
Onların ne düşündüğünü sormayın. Ne yaptığını sorun.
Ona kaba davrandığın için özür dilemelisin.
Böyle bir şey yaptığıma pişmanım.
Ona karşı kaba davrandığın için ona özür dilemelisin.
Tom aptalca bir şey yaptı.
- Bana Tom'un söylediğini söyle.
- Tom'un ne dediğini bana söyle.
- Tom'un ne söylediğini bana de.
Ben aptalca bir şey yaptım.
Doğru olanı yapın.
Doktora gitmeyii ertelediğine pişman oldu.
Onun böyle bir şey yapması aptalcaydı.
- Bana ondan bahset.
- Deme!
- Bana mı gönderme yapıyorsun?
- Bana atıfta bulunuyor musun?
Tanrım, umarım doğru karardır.
Ben kendim gitmeye karar verdim.
Bana ondan bahset.
Onu tanımıyorum.
parlak neon bir poster var.
- Onun başaracağını umuyorum.
- Umarım başaracak.
Tom beni sevmiyor.
Birine gülüyor olabilirsiniz,
Doğru olanı yapın.
Ben herkesi hatırladım.
Saçma olmayın.
O cesur şeyler söylüyor.
Yanlış bir şey yapmadım.
Ben öyle olmadığını umuyorum.
- Bunu düşünün.
- Onun hakkında düşünün.
Beni düşünüyor muydun?
Bana doğruyu söyler misin?
Aynı şeyi düşündüm.
Sana bir sır söyleyeceğim.
Doğruyu söyledin mi?
Bana gerçeği söyleyin.
Bir sır bilmek ister misin?
Yurtdışında okumaya karar verdim.
Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
Saat ona kadar geri dönmesi şartıyla onun diskoya gitmesine izin verildi.
Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
Garip şeyler yapmak istediğimi kabul ettim.
Almanya'ya almancada "Deutschland" denilir.
Onun dediğine inandın mı?
İngilizler asansörlere "lift" diye seslenir.
Trans kimliğimle karşılarına çıktığımda beni reddettiler.
ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.
Sizlere, görmemeyi başaramayacağınız
Çok yaşa!
O zaman zaman tuhaf şeyler söyler.
Senin hakkında endişeliyiz.
Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.
Böyle bir şey için endişe etmeyin.
O şeyleri hazırlıksız söylüyor.
Doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı.
O, ona söylenilmiş olanı yaptı.
Ben bundan eminim.
Yarın hakkında düşünün.
Aynı şeyi düşünüyorum.
Ben gitmeye razı oldum.
Ben seni düşünüyorum.
Onun dediğine inanıyor musun?
Tom bekleyeceğine söz verdi.
Bu sadece kendini düşünmeden önce başkalarını düşünmesi gibi bir şey.
Bana aynı şeyi tekrar tekrar söylettirme.
Soru sormaktan korkma.
Tom, Mary'nin tavsiyesine uymayı reddetti.
O, söylediğim her şeye inanır.
Öyle bir şey yapmış olamaz.
Bilmemekten nefret ediyoruz.
ve bana şunları söylediler:
Neden bunca zahmete girelim?
"Tamam, sana güveniyorum. Sana güveniyorum insan.
Reggae hakkında ne düşünüyorsun?
- Dolaylı konuşmayı kes.
- Bin dereden su getirme.
- Lafı dolandırma.
Ben elimden geleni yapacağım.
O tür bir şeyi asla tekrar yapma.
Söylediğim her şeyi geri alacağım.
O, karısına kızgındı.
Bir anda iki şey yapma.
Sana onu kim önerdi?
Açıkça konuşur.
Onun arkasından ona gülerler.
O pireyi deve yapar.
- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.
Yoksul olmaktan utanma.
Böyle aptalca şeyler söyleme.
Tom gerçeği söylüyor muydu?
İki şeyi aynı anda yapma.
Dişlerini fırçalamayı hatırla.