Examples of using "があった" in a sentence and their turkish translations:
Dün gece büyük bir yangın vardı.
Bir loşim vardı.
Bir kaza oldu.
Bir elektrik kesintisi vardı.
Hey, ne oldu?
- Birisi aradı.
- Biri aradı.
Bir kavga var mıydı?
Bir yangın var mıydı?
Bir deprem var mıydı?
Dün gece mahallede bir yangın vardı.
Geçen ay bir kongre vardı.
Hesaplar denetlenmektedir.
Dün gece bir yangın patlak verdi.
Orada bir köprü vardı.
- Bu sabah bir deprem oldu.
- Bu sabah bir deprem vardı.
Dün bir deprem oldu.
Geçen gece büyük bir deprem oldu.
Dün bir sınav olduk.
Tom aradı mı?
Tom'un bir önceki sözleşmesi vardı.
Bizim sözlü sınavımız vardı.
Bunun olabileceğine dair bir hissim vardı.
Çekilen zahmete sonuna kadar değmişti.
Burada bir hapishane vardı.
Ailesinde bir ölüm oldu.
Onu senden duydum.
Onun dinlenmesi gerekiyordu.
Onunla görüşecek bir şeyi vardı.
Burada ne oldu?
Tom'un bir beyin tümörü vardı.
Ben sadece bir deliğe sürünerek girmek ve ölmek istiyorum.
Çok seçenek vardı.
Bir sessizlik vardı.
Keşke kendime ait bir evim olsa.
Ondan bir telefon çağrısı aldım.
Tom'un dün gece ateşi vardı.
Ama kazmaya yetecek kadar kum var.
Bir kaza olmuş gibi görünüyor.
Dün gece sana ne oldu?
30 yıl sonra sınıf birleşimi vardı.
O dün bana yazdı.
Dün gece ne oldu?
En son, geçen ay ondan haber aldım.
Zamanım olursa, uğrarım.
Sen ve Tom arasında ne oldu?
Keşke 80 yenlik bir pulum olsa.
Hayrola, ne oldu?
Dün İngilizce sınavımız vardı.
Dün gece mahallemde bir yangın patlak verdi.
- Haiti'de büyük bir deprem vardı.
- Haiti'de büyük bir deprem oldu.
Birdenbire James'ten bir çağrı aldım.
Dün sana ne oldu?
Başka bir sorun vardı.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
Tom'a ne oldu?
Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.
bu devrim
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
Hisse senedi fiyatlarında hızlı bir düşüş vardı.
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
Evde şanssız bir kaza vardı.
Dün gece tuhaf bir şey oldu.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
Bu yanlış bilgiydi.
Dağın tepesinde bir kule vardı.
Alandaki büyük bir ağacı yıldırım çarptı.
Gözlerinde korku vardı.
Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.
O, daha iyi günler gördü.
Onun mükemmel bir mazereti vardı.
Bir zamanlar burada bir köprü vardı.
On günde on kaza oldu.
Shizuoka'da bir deprem olduğunu duydum.
Ne olduğunu gördün, değil mi?
Onu görmek için bir fırsatım vardı.
Bu sabah bir tarih sınavı olduk.
Bu köşede bir fırın vardı.
Dün bir araba kazası vardı.
Dün biyolojide bir sınava girdik.
Dün üzücü bir kaza gerçekleşti.
Onun yeni bir işi var.
Cezbedicilik var burada.
Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
Buralarda bir otel vardı.
Arabada bir kişilik yer vardı.
Bir hata var gibi görünüyor.
Ben burada bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum.
Buralarda bir gölet vardı.
Dün gece bu şehirde bir yangın vardı.
Evin etrafında taş bir duvar vardı.
Onlardan önce uzun bir kış vardı.
Parlak bir gelecek onun önünde uzanıyor.
Toprağımız bu yıl yüksek verim verdi.
Caddede yüzlerce araba vardı.