Examples of using "毎日" in a sentence and their turkish translations:
Günden güne çok çalıştım.
Her gün onun üzerinde çalıştım.
- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.
O her gün tenis oynar.
Ben her gün tenis oynarım.
Saçımı her gün yıkarım.
Her gün günlüğümü yazarım.
Her gün kiliseye giderim.
Her gün işe giderim.
Babam her gün yürüyüş yapar.
Her günü güzel geçirmek
Ben her gün yüzmem.
- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.
- Her gün çalışır mısın?
- Her gün koşar mısın?
Her gün futbol oynarım.
Ablam her gün koşuya gider.
Her gün ona hikâyelerimi anlatıyordum.
Ben her gün yürürüm.
Her gün yatağımı toplamam gerekir mi?
Ben her gün yüzerim.
- Her gün burada yemek yerim.
- Ben her gün burada yerim.
Ben her gün denizde yüzerim.
Her gün televizyon izlerim.
Ken her gün futbol oynar.
Annem her gün çamaşır yıkar.
Biz her gün tenis oynarız.
Her gün otobüse nerede binersin?
Her gün üç saat çalışırım.
Her gün saat kaçta kalkarsın?
Hâlâ her gün alıyorum.
Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.
O her gün televizyon izler.
Tony her gün koşar.
Her gün dişlerimi fırçalarım.
Babam her gün yürüyüşe çıkıyor.
O, her gün oraya gider.
Her gün çamaşır yıkarım.
O, her gün parkta koşar.
Her gün koşacak mısın?
O her gün bir roman okur.
Ken günden güne yüzmeye gider.
Her gün buraya geliyor musun?
Okula her gün yürürüm.
Ne? Biraz çorba ve kereviz, yiyeceğim bütün şey bu mu? Ben bir Zen rahip değilim.Ben böyle bir kemer sıkma diyetiyle yaşayamam.
Ben her gün burada yüzerdim.
ve hepimiz her gün güzel birgün geçirmek isteriz.
Her gün kapıdan,
Tony her gün koşar mı?
Her gün halka açık yüzme havuzuna giderim.
O her gün beyzbol oynar.
O her gün televizyon izler mi?
Ben her gün bir günlük tutuyorum.
Her sabah yüzümü yıkarım.
Fiyatlar her gün yükseliyor.
Her gün ormanda yürürüm.
Her gün eve erken giderim.
Her gün et yiyor musun?
Carol, her sabah erken kalkar.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
- Evde her gün pratik yaptı.
Her gün saat onda yatmaya giderim.
Pazar hariç her gün çalışırım.
Anne her gün evde kalır.
Dedem her gün yürüyüşe çıkar.
Her gün altı saat ders var.
- Her gün içki içiyor musunuz?
- Her gün alkol alıyor musunuz?
Her gün okuldan sonra tenis oynar.
Neredeyse her gün banyo yaparım.
- Her gün yarım saat İngilizce çalışıyorum.
- Her gün yarım saat İngilizce çalışırım.
- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.
ve beni istisnasız her gün etkilemeye devam eden bir şey varsa,
Her gün Lannes'ı ziyaret eden Napolyon,
Kimura, her gün parkta koştu.
O her gün şemsiyesini yanında taşır.
O, tatili boyunca her gün golf oynadı.
- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.
Her gün Tokyo'ya giderim.
Mektuplar her gün dağıtılır.
O, her gün piyano çalar.
Her gün iki teslimatımız var.
Her gün egzersiz yapınız.
Biz her gün TV izleriz.
Büyük kız kardeşim her gün yürüyüş yapar.
Her gün yazmak için söz verdi.
Her gün İngilizce çalış.
O her gün bir spor salonunda egzersiz yapar.
Her gün senin gibi insanlarla karşılaşıyorum.
Her gün Fransızca çalışırım.
Ben onu her gün ararım.
Her gün Fransızca konuşmak istiyordum.
Tom her gün benimle konuşur.