Translation of "‎変わった" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "‎変わった" in a sentence and their turkish translations:

君変わったね。

- Değiştiniz.
- Sen değiştin.

- 何で気が変わったの?
- どうして気が変わったの?

Neden fikrini değiştirdin?

気が変わったんだ。

- Fikrimi değiştirdim.
- Düşüncemi değiştirdim.

彼は変わった人だ。

- O garip bir kişilik.
- Tuhaf bir kişilik.

そんなに変わった?

Ben bu kadar değiştim mi?

雨が雪に変わった。

Yağmur kara dönüştü.

- 彼に対する態度が変わった。
- 彼への私の態度は変わった。
- 私の彼に対する態度は変わった。
- 彼に対する私の態度は変わった。

Ona karşı tavrım değişti.

- 彼女は大変変わった人だ。
- 彼女はすごく変わった子なの。

O, çok garip bir kişidir.

‎やっと潮が変わった

Gelgit nihayet tersine dönüyor.

政治情勢が変わった。

Politik durum değişti.

信号は赤に変わった。

Işık kırmızıya döndü.

天気が急に変わった。

Hava aniden değişti.

彼は住所が変わった。

O, adresini değiştirdi.

毛虫が蝶々に変わった。

Tırtıl bir kelebeğe dönüştü.

何か変わったことない?

Garip bir şey mi var?

事態は大きく変わった。

- Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
- Durum önemli ölçüde değişti.

何か変わったことある?

- Herhangi bir değişiklik var mı?
- Herhangi bir değişiklik oldu mu?

あれから何か変わった?

O zamandan beri bir şey değişti mi?

あれから何が変わった?

O zamandan beri ne değişti?

- 変わりはないかい。
- 何か変わりはない?
- 何か変わったことは?
- 何か変わったことある?
- 何か変わったことない?

Son durum ne?

変わったおかげで勝利し

Bu sayede, o kazandı

彼の態度は180度変わった。

O, 180 dereceyle tutumunu değiştirdi.

信号が青に変わったわよ。

Trafik ışığı yeşil yandı.

トムって変わった子だよね?

Tom tuhaf bir çocuk, değil mi?

- 彼にはどこか変わったことがある。
- 彼にはどこか、変わった所がある。

Onun hakkında sıra dışı bir şey var.

以前とは人生観も変わった。

Ben şimdi hayata eskisinden daha farklı bakıyorum.

- 雨は雪に変わった。
- 雨が雪に変わった。
- 雨から雪にかわった。
- 雨は雪になった。

Yağmur kara dönüştü.

では何が変わったのでしょう?

Peki, değişen ne?

放送的なものに変わったのは

bu etkileşim arka planda kaldı

そして歴史は永久に変わった。

Ve tarih sonsuza dek değişti.

それがあって、気が変わったの。

O bana fikrimi değiştirtti.

彼はずいぶん外見が変わった。

O, görününüşünde çok değişti.

生まれ変わったらヴァイオリン習いたい。

Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.

- 万一気が変わったら、知らせて下さい。
- 万が一気が変わったら、知らせて下さい。

- Fikrini değiştirirsen, bize bildir.
- Fikrini değiştirirsen haberimiz olsun.

- 彼は変わった人だ。
- 彼って風変わりな人だよね。
- 彼って一風変わった人だよね。

O, tuhaf birisi.

その瞬間 全てが変わったのです

Her şey o zaman değişti.

‎次第に人との接し方が ‎変わった

İnsanlarla olan ilişkim değişti.

何か変わったことが起こったの?

Tuhaf bir şey oldu mu?

彼は給料の良い会社に変わった。

İyi bir maaş teklif eden iyi bir şirkete geçti.

生まれ変わったら猫になりたい。

Reenkarne olursam, kedi olarak geri gelmek istiyorum.

あの車のセールスマンは一風変わった奴だ。

O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.

自動車が馬車に取って変わった。

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.

- 彼女はこの前会った時から随分変わった。
- 前に見た時から彼女はすごく変わった。

Son gördüğümden beri o çok değişti.

彼女は高校時以来ずっと変わった。

Liseden beri çok değişti.

町はこの2年間で大きく変わった。

Kasaba son iki yıl içinde çok değişti.

町はその時以来ずいぶん変わった。

Kasaba o zamandan beri çok değişti.

今日は何か変わったことがあった?

Bugün yeni bir şey var mı?

生まれ変わったらカナダ人になりたい。

Eğer şansım olsaydı, Kanadalı olarak yeniden doğmak isterdim.

ベスはヘビが好きな変わった女の子だ。

Beth, yılanları seven garip bir kızdır.

考え方が変わったときの話などです

ya da fikirlerin değiştiği bir döneme ait olsun

日本は10年前とはすっかり変わった。

Japonya on yıl önce olduğu gibi değil.

最近変わった海洋生物が発見された。

Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.

- 彼は決心を変えた。
- 彼は気が変わった。

Onun fikrini değiştirdi.

こんな変わった料理ははじめてです。

Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.

あなたは昨年会った時から変わった。

Geçen yıl seni gördüğümden beri değiştin.

‎変わった視界を持つ動物は ‎他にもいる

Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.

1812年は戦争の流れが変わった年である

1812 savaşın gidişatını gördü.

その動物園には変わった動物がいます。

Hayvanat bahçesinde bazı garip hayvanlar var.

私達は何も変わったものは見なかった。

Tuhaf bir şey görmedik.

- 考えが変わりました。
- 気が変わったんだ。

- Ben fikrimi değiştirdim.
- Fikrimi değiştirdim.

私はちょっと変わった 子供だったので

Biraz garip bir çocuk olarak,

今では人生に対する考え方が変わった。

- Hayata şimdi daha farklı bakıyorum.
- Hayata artık daha farklı bakıyorum.

信号が赤に変わったので、彼は車を止めた。

O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.

徐々に、彼と彼女の友情は愛情に変わった。

Onun ve onun arasındaki dostluk gitgide aşka dönüştü.

その変わった習慣はその地方特有のものだ。

Garip gelenek bölgeye özgüdür.

それで彼らの気が変わったのかも知れない。

Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

私はディナーパーティーで変わった料理を出すのが好きです。

Akşam yemeği partilerimde olağandışı gıdalar sunmaktan hoşlanıyorum.

- 信号が青に変わったわよ。
- 信号青になったよ。

- Işık yeşile döndü.
- Trafik ışığı yeşile döndü.

アダム・サンドラーの『ドゥ・オーバー もしも生まれ変わったら』は星3つ

sonra da Adam Sandler'ı oylar; "To Do-Over"a 3 yıldız verirler.

彼はヘビみたいな変わった動物が好きなんだよ。

O yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

激戦は数時間続き 堡塁の主人が何度も変わった

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

- 万一気が変わったら、知らせて下さい。
- 万が一気が変わったら、知らせて下さい。
- もし気がかわったら、知らせてください。

Fikrini değiştirirsen bana bildir.

すごく変わったヨロイやトゲや牙を 持った恐竜のことです

en absürt zırha, dikenlere, dişlere sahip olanı düşünürler.

日本の農村風景は大きく変わったといわれています。

Japonya'nın kırsal manzarasının büyük ölçüde değiştiği söylenir.

- トムは前に変わった夢を持っていた。
- トムは変な夢を見た。

Tom'un tuhaf bir rüyâsı vardı.

- それは、一瞬で変わりました。
- それは、瞬く間に変わった。

Bir anda değişti.

私はチームがコーチングのお陰で 生まれ変わった所を目にしました

Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.

- なんで彼は考えを変えたのか。
- なぜ彼は気が変わったのか。

Ona fikrini ne değiştirtti?

- 彼って風変わりな人だよね。
- 彼って一風変わった人だよね。

- O, tuhaf birisi.
- O tuhaf bir insan.

あの日立さんとNECさんが手を組むなんて、時代が変わった。

- Hitachi ve NEC gibi rakipler bir araya geldiğinde zamanların değiştiğini biliyorsunuz.
- Hitachi ve NEC gibi rakiplerin birleşmesi taşları yerinden oynatıyor.

私が信じている2つ目は ちょっと変わったことなのですが

İkinci inandığım şey ise, bu tamamen beklenmeyen birşey,

彼女の不幸な気持ちも、彼の声を聞くと無上の喜びに変わった。

O onun sesini duyduğunda onun mutsuzluğu mutluluğa döndü.

私立探偵たちがその変わった事件を調査するために雇われた。

Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

また 気概溢れる 一風変わった 様々な「主催者」に話を聞きに行きました

Bunun için de onlarca cesur ve ilginç organizasyon sahibiyle röportaj yaptım;

- 最近は何か変わったことがあるかい?
- どう、調子は?
- 何が起こってんのよ。

Neler oluyor?

- 彼女はその時からずいぶん変わった。
- 彼女はその時以来、かなり変わってしまった。

O zamandan beri çok değişti.

しかしペパーバーグは、そのオウムを研究することによって、動物に対する考え方が変わったといっている。

Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.

- 彼の容態が少しでも変わったら知らせてください。
- 彼の容体のどんな変化も知らせて下さい。

Lütfen onun durumundaki herhangi bir değişikliği bana bildirin.

これは、結婚に対する人々の見方が変わったことと、1日24時間あいているファーストフード・ストアやコンビニエンス・ストアが急速に増加して、若い人たちがもっと気楽に暮らせるようになったためかもしれない。

Bu, insanların evliliğe karşı tavrındaki bir değişiklik ve 24 saat açık olan ve genç insanların daha kolay yaşamalarını sağlayan fast food restoranlar ve yerel dükkanlardan dolayı olabilir.

More Words: