Translation of "Valóban" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Valóban" in a sentence and their turkish translations:

Valóban megtették.

- Bunu gerçekten onlar yaptı.
- Gerçekten bunu yaptılar.

Valóban megfelelő?

Bu gerçekten uygun mu?

Valóban megtörtént.

Bu gerçekten oldu.

Valóban megtörténik.

O gerçekten oluyor.

Valóban megváltoztál.

Sen gerçekten değiştin.

Valóban féltünk.

Biz gerçekten korkuyorduk.

- Valóban ezt akarod?
- Valóban így akarsz tenni?

Gerçekten bunu yapmak istiyor musun?

- - Valóban? - Igen, valóban.
- - Igaz? - Úgy van, igaz.

"Gerçekten mi?" "Evet, gerçekten."

Valóban tudatosabban cselekedhetünk,

Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu

Valóban, jött is,

Hakikaten de geldi

Ez valóban működik.

Bu gerçekten çalışıyor.

Isten valóban létezik.

Gerçekten Tanrı vardır.

Én valóban fázom.

Kesinlikle üşüyorum.

Ez valóban működhet?

Bunun gerçekten işe yarayıp yaramadığını merak ediyorum.

Valóban olyan rossz?

Bu gerçekten o kadar kötü mü?

Ez valóban gyönyörű.

Bu gerçekten güzel.

Valóban elégedett voltam.

Ben gerçekten memnundum.

Ez valóban megengedett?

Buna gerçekten izin veriliyor mu?

Tom valóban nevetett.

Tom gerçekten güldü.

Ez valóban segített.

Bu geçekten yardımcı oldu.

Valóban mérges rám.

O beni gerçekten kızdırır.

Ez valóban finom.

Bu gerçekten hassas.

Valóban beteg vagy?

Gerçekten hasta mısın?

Valóban odavagyunk egymásért.

Biz gerçekten birbirimize düşkünüz.

Ez valóban meghökkentő.

Bu gerçekten şok edici.

Valóban egy néppé válhatunk?

Gerçekten tek halk olabilir miyiz;

Amelynél valami valóban javulhat,

bir şeylerin gerçekten ileri gittiğini

De valóban helyes? Nem.

Peki, gerçekten kanıtlandı mı? Hayır.

Ez valóban érdekes volt.

O, gerçekten ilginçti.

Valóban kellene Tomival beszélned.

Gerçekten Tom'la konuşmalısın.

Valóban jól éreztük magunkat.

Biz gerçekten eğlendik.

Nekem valóban tetszett Tom.

Tom'u gerçekten sevdim.

Valóban büszke vagyok erre.

Gerçekten bununla gurur duyuyorum.

Valóban szeretem a fagylaltot.

Dondurmayı severim.

Szerintem valóban használt neked.

Sanırım o gerçekten senin için çalıştı.

Valóban nagyon csalódott voltam.

Ben gerçekten, gerçekten hayal kırıklığına uğradım.

Valóban szükséged van rájuk?

Gerçekten bunlara ihtiyacın var mı?

Vili valóban sokat iszik.

Bill gerçekten çok fazla içer.

Valóban csúcsminőségű felszereléseket használunk.

Biz gerçekten teknoloji harikası ekipman kullanıyoruz.

Ön valóban mindenre gondolt.

Gerçekten her şeyi düşündün.

Az valóban veszélyes kereszteződés.

Bu gerçekten tehlikeli bir kavşak.

- Ó, csakugyan?
- Á, valóban?!

- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbiden mi?
- Cidden mi?

- — Valóban? — Naná!
- — Tényleg? — Persze.

- "Valla mı?" "Ne sandın?"
- "Gerçekten mi?" "Tabii ki."

Hogy valóban drámai eredményeket produkáljunk?

her birimiz için bir yolu var mı?

Ha a hajó valóban átfordult –

Eğer tekne görgü şahidinin dediği gibi

A valóban fejlett civilizáció kialakulását.

gerçekten ileri bir medeniyetin gelişimi için ortaya engel koyuyor.

Lehet, hogy valóban nincs igazam.

Gerçekten hatalı olabilirim.

Ez egy valóban remek ötlet.

O, gerçekten harika bir fikir.

Valóban tudni akarod az igazat?

Gerçeği bilmeyi gerçekten istiyor musun?

Nem hiszem, hogy valóban érted.

Gerçekten anladığını sanmıyorum.

Úgy tűnt, Tom valóban megdöbbent.

Tom gerçekten şoka girmiş gibi görünüyordu.

A képmutatásod valóban nagy probléma.

Senin riyakarlığın gerçekten büyük bir problem.

Tom beszéde valóban érdekes volt.

Tom'un konuşması gerçekten ilgi çekiciydi.

Én valóban csak beszélgetni akarok.

Gerçekten sadece konuşmak istiyorum.

Valóban kijár Tomnak a büntetés?

Tom gerçekten cezalandırılmayı hak ediyor mu?

Ez a tea valóban édes.

Bu çay gerçekten tatlı.

Valóban ez történt, így van?

Bu gerçekten oldu, değil mi?

Sajnálom, de valóban mennem kell.

Üzgünüm ama gerçekten gitmek zorundayım.

Tom valóban egy kedves ember.

Tom gerçekten hoş bir adam.

Valóban azt hittem, nyerni fogunk.

Ben gerçekten kazanacağımızı düşündüm.

Tomnak valóban sok pénze van.

Tom'un gerçekten çok parası var.

Ez azért van, mert valóban az,

sebebi öyle olması.

Hogy lehetnénk – hogy valóban lehetnénk – egyenlők,

ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde

Valóban központi problémát jelentenek a költségek.

Bu fiyatlar meselenin gerçekten de özünde.

és hogy valóban igazságot szolgáltatnak számukra.

ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer.

Valóban azt gondolod, hogy ez rossz?

Onun kötü olduğunu gerçekten düşünüyor musun?

- Ez tényleg bosszantó.
- Ez valóban bosszantó.

O gerçekten sinir bozucu.

Valóban képes vagy látni a jövőt?

- Gerçekten önünü görebiliyor musun?
- Gerçekten geleceği görebiliyor musun?

A jelenlegi helyzet ugyanis valóban rossz.

Çünkü mevcut durum kötü.

Valóban nincs sok választási lehetőségem, ugye?

Çok fazla seçeneğim yok gerçekten, öyle mi?

Valóban nem ismerem Tomot olyan jól.

Gerçekten Tom'u o kadar iyi tanımıyorum.

Valóban nem tudom, hogy hol kezdjem.

Nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum.

- Tényleg beteg vagyok?
- Valóban beteg vagyok?

Gerçekten hasta mıyım?

- Tényleg győztek.
- Valóban győztek.
- Igazán győztek.

Onlar gerçekten kazandılar.

- Tényleg?
- Valóban?
- Igazán?
- Komolyan?
- Kajakra?
- Komcsi?

- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?

Valóban akarsz egy másik nyelvet tanulni?

Gerçekten başka bir dil öğrenmek istiyor musunuz?

A legjobb barátom valóban megért engem.

En iyi arkadaşım beni gerçekten anlıyor.

- Ez valóban hatásos.
- Ez tényleg lenyűgöző.

O gerçekten etkileyici!

- Tom tényleg szerencsés.
- Tom valóban szerencsés.

Tom gerçekten şanslı.

A nyakam valóban fáj egy kicsit.

Boynum gerçekten biraz acıyor.

- Valóban bízol benne?
- Megbízol benne tényleg?

Ona gerçekten güveniyor musun?

- Valóban szereted őt?
- Tényleg szereted őt?

Onu gerçekten seviyor musun?

- Valóban úgy gondolod?
- Tényleg azt hiszed?

Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?

Valóban tudja bárki is helyettesíteni Tomot?

Biri gerçekten Tom'un yerini alabilir mi?

Ha valóban szeretnél, megkérnéd a kezem.

- Eğer beni gerçekten sevmiş olsan, benimle evlenirdin.
- Beni gerçekten sevseydin benimle evlenirdin.

Mert valóban jobbá tehetik vele lelki egészségüket!

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

Valóban, az ókori világban létezett a rabszolgaság,

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

Ezek valóban nem valami élen járó projektek,

Bu projeler aşırı gelişmiş değil.

Ha valóban újra akarjuk gondolni a mutatószámainkat,

neyi ölçtüğümüzü yeniden düşünelim,

Ez valóban egy lézer, láthatják, itt van.

Gerçekten lazer, işte şimdi görebilirsiniz.

Ha a sötétanyag-részecskék valóban gyorsan mozognak,

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

Valóban börtönben szeretnéd tölteni életed hátralevő részét?

Hayatının geri kalan kısmını hapishanede geçirmeyi gerçekten istiyor musun?

Hogyan tudjuk bebizonyítani, hogy ez valóban megtörtént?

Bunun aslında meydana geldiğini nasıl kanıtlayabiliriz?

El sem hiszem, hogy ezt valóban megtettük.

Aslında bunu yaptığımıza inanamıyorum.

A valóban fontos dolgokra összpontosítsd a figyelmedet.

Dikkatinizi gerçekten önemli şeyler üzerinde odaklayın.

- Tényleg változott valami?
- Valóban volt valami változás?

Gerçekten bir şey değişti mi?

Valóban szeretnénk tudni, mire alapozza a véleményét.

Biz gerçekten fikrini neye dayandırdığını bilmek istiyoruz.

Valóban érdemes volt ezt a könyvet elolvasni.

Bu kitabı okumak gerçekten zamana değerdi.

Ó, valóban! Holnap lesz egy kis tennivalóm.

Ah, evet! Yarın yapılacak bir şeyim olacak.