Translation of "Glück" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Glück" in a sentence and their turkish translations:

- Viel Glück.
- Viel Glück!

- İyi şanslar.
- Başarılar!

Unser Glück

dışa bağımlı olmaktan çıkarmak

Viel Glück!

İyi şanslar!

Glück gehabt!

Ben şanslıydım.

Viel Glück.

Başarılar!

- Tom hatte Glück.
- Tom hat Glück gehabt.

Tom şanslıydı.

- Ich wünsche dir Glück.
- Ich wünsche euch Glück.
- Ich wünsche Ihnen Glück.

Mutluluk diliyorum.

- Du hast großes Glück.
- Du hast wirklich Glück.
- Sie haben wirklich Glück.

Gerçekten şanslısın.

Liebe tötet das Glück, Glück tötet die Liebe.

Aşk mutluluğu öldürür, mutluluk aşkı öldürür.

- Da hast du Glück gehabt.
- Du hast Glück.

Siz şanslısınız.

"Glück und Unglück

''Mutluluk ve mutsuzluk,

Manche hatten Glück.

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

Du hast Glück.

Şanslısın.

Sie hat Glück.

O şanslıdır.

Tom hat Glück.

Tom şanslıdır.

Was ist Glück?

Şans nedir?

Natürlich. Viel Glück!

Tabii ki. Bol şans!

Tom hatte Glück.

Tom şanslıydı.

Sie hatten Glück.

Onlar şanslıydı.

Er hatte Glück.

O şanslıydı.

Wünsch mir Glück.

Lütfen bana şans dile.

Wir hatten Glück.

Şansımız yaver gitti.

Ich hatte Glück.

Ben şanslıydım.

- Ich hatte kein Glück.
- Ich habe kein Glück gehabt.

Şanslı değildim.

- Ich wünsch dir viel Glück.
- Ich wünsche dir Glück.

Sana iyi şanslar diliyorum.

- Wir hatten viel Glück.
- Wir hatten sehr viel Glück.

Biz çok şanslıydık.

- Zum Glück hat es funktioniert.
- Zum Glück funktionierte es.

Neyse ki, o, işe yaradı.

- Ich wünsche dir viel Glück.
- Ich wünsche euch viel Glück.
- Ich wünsche Ihnen viel Glück.

Sana iyi şans diliyorum.

- Dein Freund hat großes Glück.
- Deine Freundin hat großes Glück.

Arkadaşın çok şanslı.

Ein Weg zum Glück existiert nicht. Glück ist der Weg.

Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.

Streben wir nach Glück.

mutluluğa ulaşmaya çalışıyoruz.

Die Fliege hat Glück.

Şanslı sinek.

Sein Glück war zurück

şansı dönmüştü artık

Tom hatte großes Glück.

Tom çok şanslıydı.

Wir streben nach Glück.

Mutluluk arıyoruz.

Das ist ein Glück.

O şanslı.

Du hast großes Glück.

- Çok şanslısın.
- Çok ballısın.

Ich habe großes Glück.

Ben çok şanslıyım.

Wir hatten kein Glück.

Şanslı değildik.

Mein Glück ist vollkommen.

Benim mutluluğum tamamlandı.

Tschüss und viel Glück!

Güle güle ve iyi şanslar.

Aber er hatte Glück.

Ama o şanslıydı.

Sie hat wirklich Glück.

O şanslı bir kız.

Diesmal habt ihr Glück.

Bu kez şanslıydınız.

Sie strahlt vor Glück.

O mutluluktan kızarıyor.

Ich hatte echt Glück.

Gerçekten şanslıydım.

Ich hatte zweifellos Glück.

Ben kesinlikle şanslıydım.

Das Glück ist blind.

Körü körüne mutluluk.

Ich wünsche dir Glück.

- Sana iyi şanslar diliyorum.
- Sana şans diliyorum.

Okay, wünsch mir Glück.

Tamam, bana şans dileyin.

Du hattest wirklich Glück.

Gerçekten şanslıydın.

Das Glück wendete sich.

Şans döndü.

Glück ist eine Entscheidung.

Mutluluk bir seçimdir.

- Dann versuch mal dein Glück!
- Dann versuchen Sie mal Ihr Glück!

Elinden geleni yap.

Glück und Kummer anderer ist Glück und Kummer auch uns selbst.

Başkalarının acı ve mutluluğu, bizim kendi acı ve mutluluğumuzdur.

- Möge das Glück dir hold sein!
- Möge das Glück Ihnen hold sein!
- Möge das Glück euch hold sein!

Talih yüzüne gülsün.

- Was für ein Glück wir haben.
- Was für ein Glück wir haben!

Ne kadar şanslıyız!

- Glück kann man nicht kaufen.
- Glück kann man mit Geld nicht kaufen.

Para mutluluğu satın alamaz.

Ist unser Glück sehr unbeständig

mutluluğumuz çok istikrarsız

Ich werde mein Glück versuchen.

Ben şansımı deneyeceğim.

Mehr Glück beim nächsten Mal!

Gelecek sefere iyi şanslar.

Die Nachricht steigerte unser Glück.

Haberler mutluluğumuzu artırdı.

Tom wünschte Mary viel Glück.

Tom Mary'ye iyi şans diledi.

Glück kann man nicht kaufen.

Mutluluğu satın alamazsın.

Ich hoffe, du hast Glück.

Umarım şanslısındır.

Mit Glück gewinne ich vielleicht.

Şansım olursa kazanabilirim.

Weißt du, was Glück ist?

Mutluluğun ne olduğunu biliyor musun?

Tom hat sehr großes Glück.

Tom son derece şanslı.

- Viel Glück!
- Toi toi toi!

- İyi şanslar!
- Başarılar!

Das Glück war ihm hold.

Talih yüzüne güldü.

Die anderen hatten weniger Glück.

Diğerleri çok şanslı değildi.

Vielleicht werden wir Glück haben.

Belki şansımız yaver gider.

Niemand hat so viel Glück.

Hiç kimse bu kadar şanslı değildir.

Du kannst von Glück sagen!

Kendinizi şanslı sayabilirsiniz!

Zum Glück war Tom da.

İyi ki, Tom oradaydı.

Ich hatte sehr viel Glück.

Çok şanslıydım.

Ich habe einfach nur Glück.

Sadece şanslıyım.

Zum Glück konnten sie entkommen.

Neyse ki onlar kaçabildi.

Sie haben schlicht Glück gehabt.

Sadece şanslıydın.

Ihr Gesicht strahlte vor Glück.

Yüzü sevinçten parlıyordu.

Ich habe wirklich kein Glück.

Ben gerçekten şanssızım.

Sein Glück währte nur kurz.

Onun mutluluğu sadece kısa bir zaman sürdü.

Wie würdest du „Glück“ definieren?

"Mutluluğu" nasıl tanımlarsın?

Ich glaube nicht an Glück.

Şanslara inanmam.

Das Glück hat ihn verlassen.

Şansını kaybetti.