Translation of "Erde" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Erde" in a sentence and their turkish translations:

Luft explodierte, bevor sie Erde auf Erde traf

dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti

Also warum die Erde?

Peki, neden Dünya?

Die Erde ist rund.

Dünya yuvarlak.

Die Erde dreht sich.

Dünya dönüyor.

Die Erde hat gebebt.

Yer titredi.

Die Erde bebte heftig.

Zemin şiddetle sarsıldı.

Die Erde gehört nicht dem Menschen, der Mensch gehört der Erde.

Dünya insana ait değil; insan dünyaya aittir.

- Die Erde ist orangenförmig.
- Die Erde hat die Form einer Orange.
- Die Erde hat die Form einer Apfelsine.

Dünya portakal şeklindedir.

Waren tief unter der Erde,

o derin yer altındaydı,

In jedem Lebensraum der Erde...

Dünya'nın tüm habitatlarında...

Viele mehr unter der Erde

Daha birçoğu toprağın altında

Als alle Pflanzen der Erde,

tümünden daha fazla karbon var,

Dinosaurier beherrschten einst die Erde.

Dinozorlar dünyayı yönetirdi.

Sie nennen diesen Planeten „Erde“.

- Bu gezegene 'Dünya' diyorlar.
- Bu gezegene 'Dünya' derler.

Gott schuf Himmel und Erde.

Allah göğü ve yeri yarattı.

Die Erde ist eine Scheibe.

Dünya düzdür.

Wir leben auf der Erde.

Biz dünyada yaşıyoruz.

Viele Satelliten umkreisen die Erde.

Birçok uydular dünyanın yörüngesinde döner.

Die Erde ist ein Planet.

Dünya bir gezegendir.

Die Erde ist orangenähnlich geformt.

Dünya şekil olarak bir portakala benzer.

Die Erde ist unser Zuhause.

Dünya bizim evimizdir.

Warum dreht sich die Erde?

Dünya neden döner?

Willkommen zur überraschendsten Folge von Die Erde bei Nacht. DIE ERDE BEI NACHT

Dünya'nın en sürprizlerle dolu gecesine hoş geldiniz. DÜNYA'DA GECE

- Die Menschen dieser Erde sind alle sterblich.
- Alle Menschen dieser Erde sind sterblich.

Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.

- Leben auf der Erde intelligente Wesen?
- Gibt es intelligentes Leben auf der Erde?

Dünya üzerinde akıllı yaşam var mıdır?

- Es gibt sieben Kontinente auf der Erde.
- Auf der Erde gibt es sieben Kontinente.

Yeryüzünde yedi kıta vardır.

- Im Anfang schuf Gott Himmel und Erde.
- Am Anfang erschuf Gott den Himmel und die Erde.
- Am Anfang schuf Gott Himmel und Erde.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

Erde und Mond haben identische Isotope.

Dünya ve Ay, aynı izotopa sahipler.

Nur Erde und Mond sind Zwillinge.

Yalnızca Dünya ve Ay ikizlerdir.

An jedem Ort der Erde gilt:

Dünya'nın neresinde olursa olsun...

Die Erde ist von Gletschermasse umgeben

dünya'nın etrafı buzul kütle ile çevrili

Die Erde ist rund, nicht flach.

Dünya yuvarlaktır, düz değil.

Der Mond kreist um die Erde.

Ay, Dünya'nın etrafında döner.

Erde, Mars und Jupiter sind Planeten.

Dünya, Mars ve Jüpiter gezegendir.

U-Bahnen fahren unter der Erde.

Metrolar yerin altında gider.

Das Papierflugzeug sank langsam zur Erde.

Kâğıt uçak yavaşça yere doğru alçaldı.

Die Erde ist ein schöner Planet.

Dünya güzel bir gezegendir.

In Japan bebt oft die Erde.

- Japonya'da sık sık depremler vardır.
- Japonya'da sık sık deprem olur.

Wir leben auf dem Planeten Erde.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Die Marsmenschen haben die Erde besetzt.

Marslılar dünyayı ele geçirdi.

Die Menschen leben auf der Erde.

İnsanlar dünyada yaşar.

Tom sah etwas auf der Erde.

Tom yerde bir şey gördü.

Blumen sind das Lächeln der Erde.

Çiçekler dünyanın gülümsemesidir.

Dinosaurier haben einst die Erde beherrscht.

Dinozorlar bir zamanlar dünyayı yönetti.

Tausende Satelliten kreisen um die Erde.

Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.

Ihr seid das Salz der Erde.

- Sen iyi ve dürüst bir insansın.
- Sen birinci sınıf insansın.

Manche glauben, die Erde sei flach.

Bazı insanlar dünyanın düz olduğunu düşünüyorlar.

- Ich bin der glücklichste Mensch auf der Erde!
- Ich bin der glücklichste Mann auf der Erde!

Dünyadaki en mutlu insanım.

- Die Erde dreht sich von West nach Ost.
- Die Erde dreht sich von Westen nach Osten.

Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

Die Erde ist 4,6 Milliarden Jahre alt,

Dünya 4,6 milyar yaşında

"Das Leben auf der Erde ist kostbar.

Dünya'daki yaşam kıymetlidir.

Ja, diese feuchte Erde ist angenehm kühl.

Evet, bu çamur çok güzel ve serin.

Was der Erde eine stabile axiale Neigung

bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,

Und auf den weitesten Ebenen der Erde...

Dünya'nın en açık düzlüklerinde de...

...erwachen neue Welten. DIE ERDE BEI NACHT

...yeni yaşamlar canlanıyor. DÜNYA'DA GECE

Ist die Entfernung vom Mars zur Erde --

Dünya ve Mars arasındaki mesafe bu --

Fast alle Ameisen nisten unter der Erde

karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor

Alle Menschen auf der Erde sind Brüder.

Dünyadaki tüm insanlar kardeştir.

Es gibt viele Kulturen auf der Erde.

Dünyada birçok kültür vardır.

Die Erde dreht sich um die Sonne.

Dünya güneşin etrafında döner.

Wir leben alle auf dem Planeten Erde.

Biz hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Er glaubte, dass die Erde rund ist.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Der Mond dreht sich um die Erde.

Ay, dünyanın etrafında döner.

Die Erde besteht aus Meer und Land.

Yeryüzü deniz ve karadan oluşur.

Die Erde bewegt sich um die Sonne.

Dünya, Güneş'in etrafında döner.

Der Mond bewegt sich um die Erde.

Ay Dünya'nın etrafında döner.

Sie glaubten, dass die Erde flach sei.

Dünyanın düz olduğuna inanıyorlardı.

Bis dahin liege ich unter der Erde.

O zamana nalları dikmiş olurum.

Kolumbus vermutete, dass die Erde rund sei.

Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.

Die Erde wird von außerirdischen Invasoren angegriffen.

Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında.

Alle Lebewesen auf der Erde enthalten Kohlenstoff.

- Yeryüzündeki tüm yaşayan şeyler karbon içerirler.
- Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.

John Glenn umrundete die Erde 1962 dreimal.

John Glenn, 1962 yılında üç kez Dünya'nın yörüngesinde döndü.

Die Erde ist wie ein großer Magnet.

Dünya büyük bir mıknatıs gibidir.

In dieser Erde scheint nichts zu gedeihen.

Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.

Genau genommen ist die Erde nicht rund.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

Menschen leben in allen Teilen der Erde.

İnsanoğlu dünyanın her yerinde yaşıyor.

Ich komme von einem Planeten namens Erde.

- Dünya denen bir gezegenden geliyorum.
- Dünya gezegenindenim.

Die Erde ist ein Planet, kein Stern.

Dünya bir yıldız değil, bir gezegendir.

Tomas glaubt, dass die Erde flach ist.

Tomas dünyanın düz olduğuna inanıyor.

Jetzt liegen alle Helden unter der Erde.

Şimdi tüm kahramanlar yerin altında yatıyor.