Examples of using "Darauf" in a sentence and their turkish translations:
Buna tırmanma!
Kapağı üzerine kapatalım.
Cevap verme.
Ona güveniyorum.
- Beni hiç ırgalamaz.
- Beni hiç ilgilendirmez.
Onun için sözüme güvenebilirsin.
Lütfen detaylandırın.
Ben onunla çok gurur duyuyorum.
Bunu Tom'a gösterdim.
Larvayı üzerine koyacağım.
Tam da beklediği şey.
Çareyi bulduk.
Kullanıcılarına güveniyor…
Tom onu sabırsızlıkla bekliyor.
Mary onu dört gözle bekliyor.
- Buna içeceğim.
- Ben buna içeceğim.
O güvenli bir bahis.
- Üstünde Tom'un adı yazıyor.
- Üzerinde Tom'un adı var.
- Onun için içelim.
- Ona içelim.
- Bunlara bir göz atın.
- Bunlara bir göz at.
Onun için hazırdım.
Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
Buna cevap vermiyorum.
O olmadan yapabiliriz.
- Bunu bekliyordum.
- Bunu bekliyorum.
Ona cevap vermeyeceğim.
- Biz bunu iple çekiyoruz.
- Biz bunu dört gözle bekliyoruz.
- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
O, ona can atıyor.
O onun üzerinde yoğunlaştı.
- Tom onun üzerine konsantre oldu.
- Tom onun üzerine yoğunlaştı.
Umarım bunun için hazırsın.
Karıştırılma.
Bakın, üzerinde sarmaşıklar var.
Pekâlâ. Şimdi üzerindeyim.
Üstüne basmak istemiyorum.
bu işe bir el atar
Ses biraz sonra kayboldu.
Onu tekrar görmeye ölüyorum.
Asla tahmin etmezdim.
Tom ısrar etti.
Bu konuda size geri döneceğim.
Ben bunun için hazır değildim.
Kısa bir süre sonra onlar evlendi.
Bunu gerçekten iple çekiyorum.
Bunu gerçekten iple çekiyorum.
Bu gurur duyulacak bir şey.
O çok geçmeden geldi.
Buna konsantre olmalıyız.
Bunu istiyordun.
Sen buna bağlı olabilirsin.
Başlamaya can atıyoruz.
Ben gerçekten onunla gurur duyuyorum.
Fark etmez.
Bunu onlara gösterdi.
Tom bunun için hazır değildi.
Bunun için cevabım yok.
Ben gerçekten onunla gurur duyuyordum.
Onun için hazır olmak zorundayız.
Onun için hazırlıklı olmak zorundayız.
Hepimiz bunu sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ben bununla gurur duyuyorum.
- Tom başlamaya hevesliydi.
- Tom başlamak için istekliydi.
Onun için hazır değildim.
Kız kardeşim benimle gitmekte ısrar etti.
Biz gafil avlandık.
O ona bir göz atsın.
Onu yapmamı bekliyor musun?
Bunu beklediğini biliyorum.
Tom bir şey söylemek için seni bekliyor.
Seninle çalışmaya can atıyorum.
Onun önemli olduğunu düşünmedim.
Tom onun önemli olmadığını söyledi.
- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.
Her zaman haklıyızdır orada
'A' demekte diretiyor
Amerika'nın buna cevabı ise şöyle oldu
eden mağlup Prusya ordusunun peşinde önemli bir rol oynadı .
O, bana yardım etmek için ısrar etti.
Sana onunla ilgili söz veriyorum.
- Ben buna pek güvenmezdim.
- Ben olsam buna bel bağlamazdım.
Beni bunun için hazırlamadın.
Zaten canım istemiyor!
Ona bakabilir miyim?
Tom, Mary'nin dönmesini bekliyor.
Bunun üstünde adını görmüyorum.
Bunun için uzun zaman bekledim.
Senin için onunla ilgilendim.
Bunu neden düşünmedim?
Tom Mary'in ulaşmasını bekliyor.