Examples of using "Hänen" in a sentence and their turkish translations:
O, onunla birlikte gitti.
O yazarken, babası denetleyecek.
Erkek arkadaşı bunu onun için yaptı.
Onun davranışını seviyorum.
Ona durmasını söyledim.
- Onun adını unuttum.
- Onun ismini unuttum.
Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.
Onun cesaretine hayranım.
Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.
Neden onunla birlikteydin?
Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.
Onun adını biliyor musun?
- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
- Anneannesi sağlıklı görünüyor.
- Babaannesi sağlıklı duruyor.
Emekli olduğunda onun işini oğlu devraldı.
Onun kazağı mavi.
Onun adını nasıl telaffuz edersin?
Oğlu kesinlikle başarılı olacak.
Ben onun numarasını kaybettim.
Onlar onun kitabını okur.
Onun sessizliği beni şaşırttı.
Yani cesedi.
Yanakları kızardı.
O umutlarına ulaştı.
Onun kanı kaynıyor.
Onun yanına oturdum.
Onun evine giriyorum.
- Onu adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.
Onun başarısından şüpheliyim.
Onun hayali gerçek oldu.
Ben onun yeteneğine hayranım.
Yüzü beyazladı.
- Ben onun adresini unuttum.
- Onun adresini unuttum.
Bırak konuşsun.
Onun gözlerini seviyorum.
Acını hissediyorum.
O onunki.
Kendisini düşünmemesine saygı duyuyorum.
Onun kız kardeşini tanıyorum.
Davetini kabul ettim.
Ona göre, evet.
Telefon kodunu biliyor musun?
- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.
Onun sırrını biliyorum.
Onun kitabını okudum.
Biz onun doğum gününü kutladık.
Onun romanını seviyorum.
Kaçış girişimi başarılıydı.
Onun midesi gurulduyor.
Onun sırtı kaşınıyor.
Bu onun.
Onun gittiğini gördüm.
Onun için dua edeceğim.
Ben onun cenaze törenine katıldım.
- Onun için radyoyu tamir ettim.
- Onun için radyoyu onardım.
Ona yakın yaşıyoruz.
Onun evi çok modern.
Onun hastalığı onun çalışmasına devam etmesini imkansız yaptı.
- Onun adını hatırlayamam.
- Onun adını hatırlayamıyorum.
Onunla sevişmek istiyorum.
Oğlu kesinlikle başarılı olacak.
- Onun cep telefonu kapalıydı.
- Cep telefonu kapalıydı.
Bu onun şemsiyesi, doğru mu?
"Onunla evleneceğim." "Hayır evlenmeyeceksin" dedi onun babası.
Onun görünüşü beni baştan çıkardı.
Bu onun zayıf noktası.
Onun arzuları tamamen gerçekleştirildi.
Onun caddeyi geçtiğini gördük.
Aptal olduğumu düşünüyor.
Onun kız kardeşini çok seviyorum.
Evin önünde bir çam duruyor.
Onun cesareti için ona hayranım.
O gece onunla birlikte miydin?
O akşam onunla birlikte miydin?
O tam onun tarzı.
Onun oğlu sekiz yaşında.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
Onun odası çok ufak.
Onun şakalarından gına geldim.
İngilizce benim ilk dilim değildir.
Ben onun adını hatırlayamıyorum.
Onun ablasını gerçekten çok seviyorum.
Onun küçük kız kardeşini gerçekten çok seviyorum.
Ben onu onun erkek kardeşi sandım.
Önerisini kimse desteklemedi.
Babamın arabasını yıkamasına yardımcı oldum.
Öğrenmek onun işi.
Onun yardımına bağlı olabilirsin.
İş arkadaşlarından biri fısıldadı.