Translation of "Daarom" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Daarom" in a sentence and their turkish translations:

Daarom...

O nedenle...

- Daarom zijn we hier.
- Daarom zijn wij hier.

İşte bu yüzden buradayız.

Daarom werd hij boos.

Onun sinirlenme nedeni odur.

Daarom zijn wij hier.

- Bu yüzden buradayız.
- Burada bulunmamızın nedeni işte bu.

Daarom ben ik gekomen.

- Ben bu yüzden geldim.
- Gelmemin nedeni bu.

Daarom begint hij te grommen.

Hırlamaya başlamasının sebebi bu.

Ik begon daarom te zoeken.

Araştırmaya başladım.

En daarom zitten we vast.

İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.

Daarom noemen wij het 'microzwaartekracht'.

Bu sebeple ona ''yer çekimsiz ortam'' diyoruz.

Daarom werden we tot 1950...

O nedenle 1950'ye kadar

Daarom ben jij de beste.

En iyi olmanızın nedeni bu.

Daarom hou ik van je.

İşte seni bu yüzden seviyorum.

Daarom heb ik het druk.

Meşgul olmamın nedeni budur.

En daarom veilig te gebruiken zijn.

ve bu yüzden güvenli olduğunu düşünüyor.

Daarom ben ik boos op hem.

İşte bu yüzden ona kızgınım.

Daarom ben ik bij jou gekomen.

Sana bu nedenle geldim.

Daarom heb ik dit boek gekocht.

Bu kitabı alma sebebim bu.

Daarom geef ik het aan jou.

Onu sana vermemin nedeni bu.

Daarom hou ik niet van katten.

Kedileri sevmememin nedeni budur.

En daarom leren we ze nu coderen.

bu yüzden onlara kodlama öğreteceğiz.

Daarom is betrokkenheid van mensen zo cruciaal.

İşte bu yüzden insanları devreye sokmak bu kadar mühim.

Daarom heb ik je vanavond hier geroepen.

O yüzden bu akşam seni çağırdım.

Daarom noem ik gemotiveerd redeneren de 'soldaat-ingesteldheid'.

İşte bu yüzden gerekçeli muhakeme, "asker zihniyeti"dir.

Daarom is een volledige toegang tot iemands telefoon

Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak

- Vandaar vroeg ik het.
- Daarom vroeg ik het.

Sormamın nedeni odur.

Ik had slaap, daarom ging ik naar bed.

Uykum gelmişti, o yüzden yatağa gittim.

Daarom kunnen we ze toedienen als pillen, inhalators, zalven.

Böylece onları hap, soluk cihazı ve merhem kullanarak uygulamak mümkündür.

Daarom denk ik dat het beslist een luchtspiegeling was.

Bu da bana kesinlikle bir serap olduğunu düşündürüyor.

Daarom hebben we het recht op cognitieve vrijheid nodig.

Bu sebeple, bilişsel özgürlüğe dair haklara ihtiyacımız var.

Ik wil jullie daarom vertellen waarom we hem bouwden

Sizlerle onu neden yaptığımızı ve sizin için ne anlama geldiğini

Daarom worden we ook wel de ‘Derde Pool’ genoemd.

Ki bu nedenle "Üçüncü Kutup" olarak adlandırılır.

Daarom ben ik voor mezelf begonnen met een oefening

Bunun için de Pazar çizimi dediğim

Daarom is het lastig te begrijpen... KAMER VAN SENATOREN

O yüzden anlatmak kolay değil... SENATO

Ze doet alsof ze slaapt, daarom snurkt ze niet.

Uyuyormuş gibi yapıyor, o yüzden horlamıyor.

Jack vit altijd op anderen. Daarom mijdt iedereen hem.

Jack her zaman diğerlerinin hatalarını bulur. Herkesin ondan kaçınmasının nedeni budur.

En daarom heb ik als artiest een favoriet instrument: abstractie.

Bu yüzden de ressam olarak favori tekniğim soyutlama.

...naast andere doelen. Daarom namen we de stad Pando in.

Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.

Ik was erg moe, daarom ging ik vroeg naar bed.

Çok yorgun olduğumdan, erkenden yattım.

Daarom zeg ik je dat je niet alleen moet gaan.

Sana bu nedenle yalnız gitmemeni söylüyorum.

- Dat is waarom ik hier ben.
- Daarom ben ik hier.

- Burada olmamın nedeni odur.
- O nedenle buradayım.
- Bu yüzden buradayım.
- Bu nedenle buradayım.

Grieks en Latijn zijn nuttige talen, daarom bestudeer ik ze.

Yunanca ve Latince dilleri yararlı, bu yüzden onların öğrenimini yapıyorum.

Daarom zijn bomen goed voor de speurder. Ze bevatten vaak aanwijzingen.

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

Er is geen eenvoudige route. Daarom heb ik jouw hulp nodig.

Bu yolculukta kolay bir yol yok. Bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var.

Daarom denken we dat alle materie gedurende die periode gecreëerd is.

Ve bu sebeple maddenin hepsinin o sırada oluştuğunu düşünüyoruz.

Het is het seizoen voor paddestoelen, daarom zijn ze zo goedkoop.

- Mantar şu an mevsiminde; o yüzden ucuz.
- Şimdi mantar mevsimi, bu yüzden ucuz.

Daarom is Cocks sceptisch over verhalen... ...over groepsaanvallen zonder provocatie en uit wraak.

Cocks işte bu yüzden, sebepsiz ve intikam amaçlı toplu saldırı hikâyelerine inanmıyor.

Alleen in de filosofie kun je een cirkelredenering gebruiken en daarom geprezen worden.

Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.

Het begon te regenen. Daarom ben ik maar onder mijn vriends paraplu gekropen.

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

Hij zei dat hij moe was en daarom vroeger naar huis zou gaan.

O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.

Het oude zomerhuis had slechts één bed, daarom sliepen we er om de beurt in.

Eski kulübenin sadece bir yatağı vardı, bu yüzden biz hepimiz onun içinde sırayla uyuduk.

Wist je dat Julia tien jaar in Moskou gewoond heeft? Daarom spreekt ze zo goed Russisch.

Julia'nın 10 yıl Moskova'da yaşadığını biliyor muydun? Bu nedenle o kadar iyi Rusça konuşur.

Deze nacht was het heel warm en vochtig; daarom heb ik niet al te goed geslapen.

Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.

Daarom vinden wetenschappers en dokters het zo belangrijk dat je elk jaar gevaccineerd wordt tegen de griep.

Bu yüzden bilim adamları ve doktorlar bizi her yıl grip aşısı olmaya teşvik ediyor.

Maar ik heb er nog nooit een touw mee beschermd. Dit is goed, daarom moet je altijd ondergoed moet dragen.

Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.

Als je €30 in je la vindt, dan komt dat doordat ik te veel bankbiljetten had en ze daarom bij jou gelaten heb.

Çekmecende 30 avro bulursan, fazladan biletlerim vardı bu yüzden onları sana bıraktım.

Jane is dik en onbeschoft en rookt te veel. Maar Ken vindt haar schattig en charmant. Daarom wordt er gezegd dat liefde blind is.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

Maar weet je, het zou toch jammer zijn om al deze zinnen te verzamelen en voor onszelf te houden, omdat je er zoveel mee kunt doen. Daarom is Tatoeba open. Onze broncode is open. Onze gegevens zijn open.

Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.