Translation of "就是" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "就是" in a sentence and their turkish translations:

就是!

Doğru!

- 這就是生活。
- 人生就是如此。

- Hayat bu.
- Hayat böyle işte.

- 就是!
- 對了!

- Doğru!
- Aynen!

出拳就是出拳。出脚就是出脚。

Bir yumruk sadece bir yumruktur. Bir tekme sadece bir tekmedir.

这就是真爱。

Bu gerçek aşktır.

他就是王法。

O kanundur.

這就是人生!

Bu hayat!

你就是荒唐。

Sadece saçma davranıyorsun.

這就是生命。

- Hayat budur.
- Hayat böyle işte.

這就是錯的。

Bu sadece yanlış.

那就是人生

Hayat böyle bir şey işte!

老板就是我。

Ben patronum.

那就是答案。

Bu cevaptır.

水就是生命。

Su yaşamdır.

汤姆就是不懂。

Tom sadece anlamıyor.

这就是车站吗?

Bu tren istasyonu mu?

你就是要面子。

Sen sadece görünüşü kurtarıyorsun!

信息就是力量。

Bilgi güçtür.

知識就是力量。

Bilgi güçtür.

我就是佩服你。

Ben sadece sana hayranım.

知识就是力量。

Bilgi güçtür.

时间就是金钱。

Vakit nakittir.

你就是胆小鬼。

Sen yalnızca bir korkaksın.

这就是全部吗?

Hepsi bu kadar mı?

控制就是一切。

Kontrol her şeydir.

所以这就是Tatoeba。

Bu yüzden o Tatoebadır.

無知就是幸福。

Cehalet mutluluktur.

这就是他所说的。

Onun söylediği tam olarak odur.

人們就是愛說話。

İnsanlar konuşmayı sever.

这就是抉择所在。

Bu ikilemdir.

哲学就是爱智慧。

Felsefe bilgelik sevgisidir.

他的话就是命令。

Onun sözü yasadır.

我就是这么想的

Tam olarak düşündüğüm buydu.

那就是你,不是么?

O sendin, değil mi?

那就是我想要的。

Benim istediğim o.

這就是我的主張。

Bu benim bakış açım.

汤姆就是我儿子

Tom benim çocuğum.

这就是我的办法。

Onu bu şekilde yaptım.

这就是我想要的。

Bu benim istediğim şeydir.

他就是這樣說的。

Bu onun söylediğidir.

那就是我的感受。

Hissettiğim tam da budur.

这就是我所说的。

Söylediğim buydu.

我想要的就是这个。

İstediğim tam olarak bu.

问题就是我们没钱。

Sorun paramızın olmamasıdır.

我就是不想嫁給你。

Sadece seninle evlenmek istemiyorum.

那就是汤姆想要的。

Tom'un istediği budur.

那就是问题所在了。

Sorun orada yatıyor.

可能我就是個傻子。

Belki sadece bir aptalım.

这就是事情的本质。

Meselenin özü nedir?

我就是你要找的人。

İstediğin kişi benim.

她就是所谓的书虫。

O sözde bir kitap kurdu.

他的故事就是简单。

Hikayesi oldukça basitti.

那就是汤姆说的吗?

Tom'un söylediği bu muydu?

不是你对的,就是我。

Ya sen ya da ben haklıyım.

下个礼拜就是圣诞节。

Noel sadece bir hafta uzakta.

他生来就是个艺术家。

Doğuştan sanatçı.

那就是我全部的所有。

Sahip olduğum her şey odur.

诺言就是用来打破的。

Sözler tutulmamak için verilir.

他就是所谓的活字典。

- O, yürüyen sözlük dediğimiz şeydir.
- Ona yürüyen sözlük denilir.

我相信,知识就是力量。

Bilginin güç olduğuna inanıyorum.

一个世纪就是一百年。

Bir asır yüz yıldır.

那就是他生气的理由。

Onun öfkeli olmasının nedeni odur.

过几天就是圣诞节了。

Noel'e sadece birkaç gün var.

你这样就是畫餅充飢!

Sen sadece kendini bir fantezi ile teselli ediyorsun!

他就是那种人,别理他。

O da öyle işte, takma.

如果你喜欢,买就是了。

Eğer hoşuna giderse hemen onu satın al.

敌人的敌人就是同伴。

Düşmanımın düşmanı dostumdur.

Kent生来就是个领导人。

Kent doğuştan liderdir.

我就是那个生病的人。

Hasta olan benim.

我就是迈不过这道坎。

Onu unutamıyorum.

你就是我永遠的摯愛。

Her zaman seveceğim sensin.

这就是我出生的村庄。

O doğduğum köydür.

湯姆就是想要我的錢。

Tom sadece benim paramı istiyor.

估计那就是个笑话吧。

Sanıyorum bu sadece bir şaka.

那就是我告诉汤姆的。

Tom'a söylediğim tam olarak bu.

這就是我需要的東西。

İhtiyacım olan budur.

這裏就是意外現場了。

Bu, olayın olduğu yerdir.

規則就是用來打破的。

Kurallar bozulmak içindir.

你就是做那事的人嗎?

Onu yapan kişi siz misiniz?

- 就是这样的。
- 是这样的。

O olduğu gibidir.

- 他就是那样脱离危险的。
- 他就是那样如何脱离危险的。

O böyle bir yolla tehlikeden kaçınıyordu.

所有您要做的,就是等待。

Tüm yapman gereken beklemek.

你就是我一直要找的人。

Aradığım adamsın.

我就是这么学会英语的。

İngilizce'yi böyle öğrendim.

人生来就是社会的动物。

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

我生来就是为了爱你的。

Seni sevmek için doğdum.

我一辈子就是个流浪者。

Ben yaşam için bir göçebeyim.

他以前就是在这里住的。

Burası onun yaşadığı ev.

我就是想让你看看这个。

Sadece buna bakmanı istedim.

个人隐私就是一个笑话。

Kişisel gizlilik bir saçmalıktır.